Yine Ukrayna, yine santral, yine çevre felaketi... Kakhovka yeni Çernobil mi?
Ukrayna'daki Kakhovka Barajı'na yapılan saldırının ardından tonlarca su kasabaları bastı. İlk başta saldırının askeri etkisi konuşuldu fakat olayın bir de çevresel boyutu var ki "yeni Çernobil" yorumlarına neden oluyor. Barajın patlamasının bölgedeki ekosistemi yok etmesinden endişe ediliyor.
Rusya'nın kontrolü altındaki Herson bölgesindeki Kakhovka Barajı hafta başında saldırıya uğradı ve barajın yıkılmasıyla tonlarca su akmaya başladı, bölge hala tahliye ediliyor. Olayın ardından “Savaş yeni bir evreye mi taşınıyor” gibi stratejik sorular soruldu; Rusya ve Ukrayna da saldırıdan birbirini suçluyor ancak bölge sakinleri ve çevreciler için bunun bir önemi yok çünkü olayın askeri boyutu olduğu kadar çevresel önemi de var.
Saldırının ardından bölgenin sular altında kalması ve su seviyesinin giderek yükselmesiyle birlikte, olayın çevresel etkisine dair sesler yükselmeye başladı. Barajın patlatılmasının ve sonrasında bölgenin sular altında kalmasının ardından “Çernobil'den sonra Avrupa'da yaşanan en büyük çevre felaketi olduğu” ifade ediliyor. Saldırının bedelini Kakhova Barajı ekosistemi ödeyecek...
18 MİLYAR TON SU BULUNUYORDU
Felaketin boyutunu tam olarak anlayabilmek için barajın büyüklüğüne, ev sahipliği yapığı ve etkilediği ekolojik yaşantıya değinmek gerekiyor.
Kakhovka Hidroelektrik Santrali, Sovyetler Birliği döneminde “yeniden” inşa edildi çünkü II. Dünya Savaşı sırasında da iki defa saldırıya uğramıştı. Yani bölgede çok uzun yıllardır baraj ekosistemi mevcut ve bu ekosistem bir saldırıyla yerle bir oldu.
Barajda 18 milyar ton su bulunuyordu. Kırım'a da su tedarik edilen baraj 2 bin 155 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Uluslararası Hayvan Koruma Vakfı'ndan Natalia Gozak, olayın etkisinin 5 bin kilometrekareyi aşacağının tahmin edildiğini söylüyor.
Gozak, bölgedeki bütün sulak ekosistemin yakında yok olacağını öngördüklerini de dile getiriyor. Barajda yaşayan sayısız balık telef oldu, ilerleyen günlerde daha fazla balığın, kuş türünün ve deniz bitkisinin de ölmesi bekleniyor.
BÖLGE HALKI 'DENİZ' DİYORDU
Santralin büyük bir kısmı Dinyeper Nehri'nde yer alıyor. Dinyeper Nehri de kuzeyde Karadeniz'e kadar uzanıyor. Güney kıyısı Rusların, kuzey kıyısı ise Ukraynalıların kontrolü altında olan nehre bölge halkı Kakhovka Denizi diyor çünkü bazı noktalardan karşı kıyıyı görmek mümkün değil. Ukrayna Dışişleri Bakanı Yardımcısı Andri Melnyk olayı, “Avrupa'da Çernobil'den bu yana yaşanan en büyük çevre felaketi” olarak tanımlıyor.
Bu gönderiyi Instagram'da gör
Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, Kakhovka Barajı'nın patlatılmasına dair değerlendirmede, Dinyeper Nehri'nin hem bizim hem diğer ülkeler için önemine işaret ederek, olayın nehir havzasında ekolojik yıkıma neden olacağını söylüyor. Kesici, “Bölgede biyolojik çeşitlilik azalacak, denizdeki radyoaktif kirlilik, petrol sızıntıları ya da barajdaki kimyasalların etkisiyle da oradaki ekolojik yaşam çok büyük bir tehlike altına girecek” demekte.
Bir diğer önemli noktanın ise iklimde meydana gelecek değişiklikler olduğunu dile getiren Kesici, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Neden olduğu seller ve taşkınlar vasıtasıyla kıyı yapılarında değişimler yaşanacaktır. Çünkü suyun miktarı hiç az değil. Tarım alanları tahrip olacak. Su seviyesi azaldığı için buharlaşma artacak, zaten çok şiddetli bir kuraklıktan geçiyor dünyamız. Üstüne bir de bunun olması çok tehlikeli.”
Öte yandan barajın daha ne tür bir patlatıcıyla patlatıldığının da bilmediğinin altını çizen Kesici, bunun da kirlilik açısından bir hayli önemli bir unsur olduğunu vurguluyor. Kesici, değerlendirmesine şu ifadelerle devam ediyor:
“Ayrıca Ukrayna bir tahıl ambarı. Biz de Ukrayna'dan çok fazla tahıl alıyoruz; gıda güvenliği açısından çok önemli sorunlar bizleri bekliyor olabilir. Bu hidroelektrik santrali aynı zamanda tarımsal amaçla da kullanılıyordu. O nedenle buradaki tarım ürünlerinin çok sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerek. Kimyasal maddeler sadece suya değil, havaya, toprağa sızacak. Burada yaşayan canlıların taşıyıcı olmaları nedeniyle kimyasal maddeler başka yerlere sıçrayacak.”
Suyun hem insanlar hem de tüm canlılar için bir hak olduğunu hatırlatan Kesici, “Şimdi bölgede bu hak tehlikeye girecek. Savaşlarda canlıların su ihtiyacını gideren yerlere saldırılması bir insanlık değil, canlılık ayıbıdır” demekte.
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ise, savaşın yarattığı ekolojik yıkıma dikkat çekiyor.
Kahraman, “Ekolojik yıkım, bu çağda artık savaşın bir unsuru ve Kakhovka Barajı'na yapılan saldırı da savaşın nerelere kadar gideceğini, hayatımızı nasıl değiştirebileceğini acı bir şekilde gösteriyor. Ordular doğal kaynakları da yıkıp veya talan edip işgali tamamlamak isterler” ifadesine yer veriyor.
Kakhovka Barajı saldırısından 42 bin kişinin yaşamının doğrudan etkilendiğini anımsatan Kahraman, saldırının ekolojik yıkımının nelere yol açacağının zaman içinde ortaya çıkacağını ifade ediyor ve “Bu saldırıyla, neden barışta ısrarcı olduğumuz da bir kere daha ortaya çıktı” açıklamasını yapıyor.
Kahraman, ekosistemin yıkımıyla birlikte, bu yıkımdan etkilenen bütün coğrafyanın kullanımının ve şeklinin değiştiğini, bu yıkımın da öncelikle oradaki deniz canlılarını, kuşları, tarım alanlarını ve meraları etkileyeceğini sözlerine ekliyor.
Ek kaynaklar: Le Monde, BBC, Die Welt, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel