Yargıtay'dan hukukta teknoloji kriteri: Talebi ve zorunluluğu olmayan SEGBİS savunmasıyla mahkumiyet için bozma kararı
Yargıtay, aynı şehirdeki cezaevinde tutulmasına, talebi olmamasına ve zorunluluk bulunmamasına rağmen video konferansla savunması alınan sanığa verilen mahkumiyet hükmünü bozdu.
Hukuktaki "yüz yüzelik" ilkesi hatırlatılan kararda, "Hiçbir mikrofonun teknik özellikleri veya kameranın çözünürlüğü, insanın gözünden, kulağından daha duyarlı olamaz." ifadesine yer verildi.
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin kararında, adil yargılanma hakkı kapsamında "yüz yüzelik ve silahların eşitliği" ilkelerinin önemi hatırlatılarak, sanığın mahkemede hazır bulunmasının, savunma hakkının önemli bir parçası olduğu belirtildi.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 196/4 maddesiyle bu ilkeye istisna olacak şekilde SEGBİS ile ifade alma imkanı getirildiği anımsatılan kararda, bununla birlikte bizzat mahkeme huzurunda savunma yapmak isteyen sanığın SEGBİS'le savunma yapmaya zorlanmaması gerektiği kaydedildi.
SEGBİS'LE SAVUNMA ALINMASI
Kararda, şöyle denildi:
"Hiçbir mikrofonun teknik özellikleri veya kameranın çözünürlüğü, insanın gözünden, kulağından daha duyarlı olamaz. Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun SEGBİS'te mekan farklılığından dolayı kamera ve mikrofon aracılığıyla iletişim kurulması nedeniyle, bırakalım sanığı, hakim dahi tam olarak duruşmaya hakim değildir. Zira, diğer mekanda kameranın görüş açısı dışında neler olup bittiğini hakim, savcı, katip, mübaşir, sanık, mağdur, tanık ve bilirkişi dahil hiç kimsenin tam olarak bilmesine imkan yoktur."
Yol tutuklaması ile yakalanan ancak 24 saat içinde mahkeme huzuruna çıkarılamayacak birinin veya mahkemeye gelemeyecek kadar hasta olanların SEGBİS ile dinlenebileceği aktarılan kararda, aynı şekilde, sanığın istemesi veya zorunluluk halinde, avukatının hukuki yardımı başta olmak üzere uygun şekilde hareket edilmesi koşuluyla sanığın savunmasının SEGBİS'le alınabileceği vurgulandı.
Kararda, ancak sanık SEGBİS'le savunma yaparken avukat yardımından mahrum bırakılmışsa, yokluğunda tanık dinlenmişse veya tanığa doğrudan soru sorma imkanı verilmemişse savunma hakkının kısıtlandığının kabul edilmesi gerektiği ifade edildi.
"SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI..."
Kovid-19 salgını dolayısıyla 2020'de kapanma tedbirlerine başvurulduğu anımsatılan kararda, ancak uzunca süredir maske, mesafe ve hijyen kurallarına riayet edilerek ve yüz yüzelik ilkesine uygun biçimde duruşmaların yapıldığına dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi:
"Somut olay değerlendirildiğinde, sanığın tensip ara kararıyla duruşmada hazır olması cezaevinden talep edilmesine ve yargılandığı mahkeme ile bulunduğu cezaevi İzmir'de olmasına rağmen, sanığın ifadesinin SEGBİS ile alınmasını gerektiren zorunlu hallerin neler olduğu belirtilmeden ve sanığa mahkemede ifade vermek isteyip istemediği hatırlatılmadan yargılama yapılarak, tek celsede mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması, 5271 sayılı CMK’nın 289/1-h maddesi uyarınca re'sen dikkate alınması gereken hukuka kesin aykırılık hali olup, kurala aykırı hareket edilmesi bozmayı gerektirmiştir."
Kaynak: AA