Orta Doğu'da esen diyalog rüzgârı neye işaret?
Türkiye-Mısır, Türkiye-Rusya ve Katar-Rusya, cephelerinde baş döndüren bir görüşme trafiği var. Bu gelişmeler ne anlama geliyor? O meşhur söz gibi 'Orta Doğu'da kartlar' gerçekten yeniden mi karılıyor?
Doğu Akdeniz, Suriye, S-400 ve daha fazlası... Türkiye'nin diplomasi trafiği tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle ikili ilişkilerde bir yandan kritik görüşmeler gerçekleşirken bir yandan da Katar'ın Başkenti Doha'da gerçekleştirilen Türkiye-Rusya-Katar görüşmesi gibi zirveler meydana geliyor.
Diğer yandan Ocak ayından bu yana sessizliğini tam anlamıyla bozmayan ABD Başkanı Biden'ın tavrının dış politikada ne olacağı merak konusu. Öyle ki bir ülkenin ortaya koyduğu politika bölge ülkelerinin nasıl bir reaksiyon göstereceğini belirler hale geliyor. Hal böyle olunca her açıklama her görüşme ayrı bir önem arz ediyor.
Doğu Akdeniz'de en sıcak gelişmelerden biri TSK ve ABD'nın ortak eğitim çalışması. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı TCG Gemlik Rodos adasının güneyinde bulunan Eisenhower Uçak Gemisi Görev Grubu ile dün bir araya geldi. 18 Mart'ta da Doğu Akdeniz'de genişletilmiş eğitimler gerçekleştirilecek.
Bu çerçevede özellikle Doğu Akdeniz içerisinde barındırdığı birçok bileşenle önemli bir noktada yer alıyor. Peki bölgenin seyri nereye gidiyor, Türkiye Orta Doğu'da hangi konumda olacak? Marmara Üniversitesi Orta Doğu Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Serhan Afacan ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, haberglobal.com.tr okurları için yanıtlıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Katar'ın Başkaneti Doha'da gerçekleşen Türkiye-Rusya-Katar görüşmesi öncesinde bir araya gelmişti. Kaynak: AA
TÜRKİYE-KATAR-RUSYA GÖRÜŞMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Dr. Serhan Afacan, Suriye konusunda Astana sürecinin askıda olduğuna dair bir görüntü olduğunu belirterek, bunun ABD'de Başkan Biden döneminin başlamasıyla da ilgili olabileceğini söylüyor. "Katar’daki görüşmede çok net olmasa da Suriye için bir irade konulmaya çalışıldı" diyen Afacan, özellikle Türkiye-Rusya arasında netleştirilmesi çok kolay olmayan konular olduğuna değinerek, Doha'da gerçekleştirilen görüşmede İran'ın olmamasının da önemli olduğunun altını çiziyor.
GÖRÜŞMEYE KATAR'IN KATILMASI NE ANLAMA GELİYOR?
Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, ilk olarak Katar'daki görüşmenin Suriye'de bir istikrar sağlamaya yönelik olduğunu söylüyor. Türkiye'nin bu konuda zaman zaman istişarelerde bulunduğunu söyleyen Güney, "Bu ülkelere Katar’ın da katılması Türkiye’nin tezlerini destekler bir noktada olduklarının göstergesi" diyor. Bu durumun Türkiye-Rusya ilişkilerinde Türkiye'nin elini kuvvetlendireceğini düşünen Güney, Katar, Suriye'de gerçekleşecek olası bir yapılanma sürecinde de maddi desteğinin olabileceğini ifade ediyor.
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİNDE SURİYE VE LİBYA
Dr. Afacan, Türkiye-Rusya ilişkilerinin asıl kilitlendiği noktanın Doğu Akdeniz'den ziyade Suriye ve Libya meseleleri olduğunu söylüyor. Diğer yandan Türkiye ile Rusya'nın bu alanlara angaje olduğunu söyleyen Afacan, yine de bu iki ülkenin Akdeniz'e sınırının olduğunu unutmamak gerektiğini belirtiyor.
Bir diğer noktadaysa Türkiye-Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanı Mutabakatı'nın bölgede Türkiye'ye karşı statükoyu kırdığını söyleyen Afacan, "Türkiye, Rusya'ya olan bağımlılığını aşmaya çalışıyor. Bir süredir bu konuların hepsini Rusya ile görüşmeye çalışıyorduk. Şimdi görüşemediğimiz ülkeleri de masaya dahil ederek bu sorunları aşmaya çalışıyoruz. Türkiye, Suriye konusuna Arap devletlerini de dahil etmeye çalışacak." değerlendirmesinde bulunuyor.
Marmara Üniversitesi Orta Doğu Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Serhan Afacan
"ANKARA-MOSKOVA HATTI CANLI DURMAYA ÇALIŞIYOR"
Türkiye-Rusya ilişkilerinin değişken bir ilişki olduğunu söyleyen Güney, ilişkilerin zaman ve konjonktüre göre değişkenlik gösterdiğini ifade ediyor. Bu durumun Türkiye-ABD ilişkilerine de bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Güney, "Türkiye-Rusya ilişkileri farklı bölümleri olan bir ilişki. İlişkiler zaman ve konjonktüre göre değişkenlik gösterebiliyor. Türkiye bu ilişkileri birbirine karıştırmama üzerine bir politika yürütüyor. Türkiye’nin Rusya ile ekonomik olarak enerji ve turizm alanında iş birlikleri bulunuyor. Ankara-Moskova hattı bu açıdan canlı durmaya çalışıyor" diyen Güney, S-400 ve Suriye konusunun Ankara ve Moskova için hangi noktada olduğunu şöyle özetliyor:
S-400 konusunda da herhangi bir yeni bir durum yok. O konu bir şekilde donmuş durumda. Suriye konusunda Rusya, Esad rejiminden yana bir yol izliyor. Türkiye ve Rusya’nın anlaştığı noktalardan biri Suriye’nin toprak bütünlüğü. Bu konunun ilk pratiği zaten Astana oldu.
18. PARSELDEN SONRA YUNANİSTAN
Dr. Serhan Afacan, Mısır ve Yunanistan arasında imzalanan anlaşmanın Mısır'a bir faydasının olmadığını belirterek, Yunanistan oyun bozucu bir rol oynamaya çalıştığını belirtiyor. Yunanistan'ın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hamlelerinin önüne geçmeye çalıştığını söyleyen Afacan, Türkiye'nin gerçekleştirdiği hidrokarbon aramalarının da Yunanistan'ı rahatsız ettiğini söylüyor. Yunanistan'ın Avrupa kozunu oynayacağının altını çizen Afacan, "Yunanistan’ın Orta Doğu’daki devletlerle temasta bulunarak yapabileceği çok bir şey yok" diyor.
"TÜRKİYE'YE KARŞI BİR İTTİFAK KUŞAĞI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR"
Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı denizlerdeki açığını AB içerisindeki lobi faaliyetleriyle çözmeye çalıştığını söyleyen Güney, "Yunanistan, Türkiye’ye karşı bir ittifak kuşağı oluşturmaya çalışıyor" değerlendirmesinde bulunuyor. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı provokatif girişimlerde bulunduğunu ifade eden Güney, Türkiye'nin bu girişimlere diplomatik olarak karşı vermesinin Yunanistan'ın oyununun bozduğunu belirtiyor. Yunanistan'ın AB ve ABD tarafından kullanıldığının altını çizen Güney, "Türkiye, Yunanistan tarafından hep saldırgan bir aktör gibi resmedilmeye çalışılıyordu. Türkiye son dönemdeki diplomatik girişimleriyle bunu kırdı" değerlendirmesinde bulunuyor.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney
"İSRAİL'LE TİCARİ İLİŞKİLER EN KÖTÜ ZAMANDA BİLE DURMADI"
Prof. Dr. Güney, ilk olarak İsrail'deki seçimlerin önemli olduğunu belirtiyor. Öte yandan Türkiye-İsrail arasında Mavi Marmara sırasında dahi en yüksek ticari ilişkilerin gözlemlendiğini söyleyen Güney, "İsrail’le ticari anlamda ilişkiler en kötü zamanda bile durmadı" diyor. EastMed boru hattı projesinin de kritik önemine değinen Güney, sözlerini şu şekilde devam ediyor:
Eastmed boru hattının olabilirliği iktisadi olarak düştü. Avrupa’ya gidecek olan 10 trilyon metreküp gazdan bahsediyoruz. Bunun Avrupa’nın alıp almayacağı bile belli değil. İsrail gazının vücut bulacağı tek piyasa Türkiye. İsrail de pragmatik bir ülke olduğu için bu durumun farkında.
"BUNDAN SONRA DİPLOMATİK İLİŞKİLER TAMİR EDİLECEK"
Dr. Serhan Afacan, Türkiye-İsrail ilişkilerinin yalnızca diplomatik düzeyde geri kaldığını söylerek, ekonomik anlamda herhangi bir gerileme olmadığını söylüyor. Türkiye'nin İsrail'e ilişkin bir takım ithamlarının olduğunu ancak hepsinin belirli bir tonda kaldığını ifade eden Afacan, "İki ülkenin de belirli ölçüde birbirine ihtiyacı var. Bundan sonra diplomatik ilişkilerin tamir edileceğini düşünüyorum" diyor. Öte yandan eski başkan Trump'ın asrın planı olarak nitelendirdiği Orta Doğu planının da çok fazla konuşmamasının iki ülke ilişkilerinde bir kilometre taşı olabileceğini söyleyen Afacan, "Bu planın gündeme gelmemesi Türkiye açısından İsrail’le konuşmayı daha kolay hale getiriyor. Türkiye-İsrail ilişkileri bütünüyle Filistin’e bağlı olmasa da Filistin her zaman Türkiye açısından önceliklerden bir tanesi" değerlendirmesinde bulunuyor.
TÜRKİYE-SUUDİ ARABİSTAN İLİŞKİLERİ NEREYE GİDİYOR?
Prof. Dr. Güney, ilk olarak Başkan Biden yönetiminin körfezdeki ülkelere açılan krediyi gözden geçireceğini hatırlatarak, bunun ABD'nin Suudileri ya da BAE'yi terk edeceği anlamına gelmediğini söylüyor. Bölgedeki ilişkilerin eskiye nazaran daha dengeli ilerleyeceğini söyleyen Güney, sahadaki jeopolitik dönüşümlerin, kazanımların ve çoklu diplomasinin Türkiye açısından çok etkili olduğunu ifade ederek, "Suudilerin de Türkiye’ye yönelik daha olumlu davranacağını bekleyebiliriz" açıklamasında bulunuyor.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SUUDİLERE YAKINLIK ANLAMINDA MESAJ VERDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Suudi Arabistan-Yunanistan arasında gerçekleştirilen askeri tatbikata değinerek Yunan ve Suudileri aynı kefeye koymayacağımızın mesajını verdiğini hatırlatan Afacan, "Suudilere burada yakınlık anlamında bir mesaj gönderdi" diyor. Diğer yandan Türkiye-Suudi Arabistan gerginliğinin yanlış bir şekilde yükseldiğini söyleyen Afacan, o süreci şöyle aktarıyor:
Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki gerginlik biraz yanlış yükseldi ve bunu yükselten de Türkiye olmadı. Türkiye, Kaşıkçı cinayetinde de Suudi Arabistan’ı suçlamaktan geri durdu. Suudi Arabistan sarayını suçladıktan sonra konu bambaşka bir noktaya gelebilirdi. Ancak Veliaht Prens Selman tepkilerin dozunu çok fazla artırdı. Suudilerin Yemen konusunda da elleri çok zayıf. Uluslararası toplumun dikkati Yemen'e çevrildiği anda Suudilerin bunun altından kalkması çok mümkün görünmüyor.
Emekli Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş ve Siyaset Bilimci Doç. Dr. Can Kakışım Haber Global'de Gözde Şeker'in sunduğu Gece Ajansı programında Doğu Akdeniz konusunu ele almışlardı.
"BIDEN, TÜRKİYE'SİZ ORTA DOĞU POLİTİKASI OLMAYACAĞININ FARKINDA"
Dr. Serhan Afacan, Türkiye-ABD ilişkilerinin Biden'la bililkte beklenenden daha olumlu olduğunu anlatarak, "Birden radikal tavır değişikliği olacak diye bekleniyordu ancak böyle olmadı. Biden yönetimi de biraz daha bekleme taraftarı" diyere, "Biden, Türkiye’yi dışarıda bırakarak bir Orta Doğu politikası yürütülemeyeceğinin farkında" ifadelerini kullanıyor. Şu anki kritik noktanın Türkiye'nin Kuzey Irak'taki terör operasyonları olduğunun altını çizen Afacan, o bölgenin gidişatının Türkiye-ABD ilişikilerinde belirleyici olacağını söylüyor.
"ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNİ KOMPARTMANLAŞTIRMAK"
ABD'nin dış politika ve güvenlik meselelerinin başkan değişikliğiyle birlikte çok fazla değişikliğe uğramadığının altını çizen Güney, İsrail güvenliği ve Orta Doğu'daki enerji nakil meselelerinde etkili olmak gibi önceliklerinin olduğunu ifade ediyor. Bu bağlamda önceliklere zarar vermeyecek şekilde ABD ile iş birliği olanaklarının açılabileceğini söyleyen Güney, "PYD/PKK meselesi de ABD’nin 90’lı yıllardan bu yana süregelen bir politikası. Türkiye bunu en azından güney sınırlarında belirli noktalarda bertaraf etmeyi başardı" açıklamasında bulunuyor. Diğer yandan Rusya'nın da Akdeniz'e inmiş olmasının ABD için bir sorun olduğunu belirten Güney, sözlerini şöyle noktalıyor:
Bu notkada belirli alanlarda ABD ile iş birliği yapılabilir. Sadece Akdeniz’de de değil, şu anda Türkiye Taliban’la da belirli görüşmeleri üstlenecek. Türkiye’nin özellikle kendi bölgesinde sağlam bir duruşu var. Mühim olan Rusya ile olduğu gibi ilişkileri kompartmanlaştırmak.
Kaynak: Web Özel