Akdeniz'de yeni şifre: 18. Parsel ve Mısır

Akdeniz'de yeni şifre: 18. Parsel ve Mısır

Mısır yer altı kaynakları çalışmaları için Türkiye'nin kıta sahanlığını dikkate alarak, 18 parseli belirledi. Bu karar Yunanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Türk tarafıysa "Anlaşma yapabiliriz" dedi. Peki bundan sonra ne olacak? Uzmanlar anlatıyor...

Dünyanın gündeminde Covid-19 ile mücadele varken devletlerin diğer alanlardaki göstermiş oldukları mücadele hız kesmeden devam ediyor. Türkiye Kasım 2019’da Birleşmiş Milletler'e deklare ettiği Doğu Akdeniz kıta sahanlığı haritasında meşru haklarını korumak anlamında önemli bir adım atmıştı. Diğer yandan bölgede devam eden ‘Mavi Vatan’ tatbikatı da tabiri caizse dünyaya bir mesaj niteliğindeydi. Bir yandan da Mısır’ın 18. Parsel kararı Türkiye-Mısır ilişkileri için de önemli bir nokta olacak gibi duruyor.

Parsel konusu neden önem arz ediyor? Doğu Akdeniz’de ülkeler arama yapacakları bölgeleri parsellere ayırarak belirliyor. Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliklerin temeli de bu parsel ve kıta sahanlığı tartışmalarına dayanıyor. Ancak burada şöyle önemli bir nokta var. Türkiye 29 Kasım 2019 yılında Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in müellifi olduğu Mavi Vatan haritasını BM nezdinde onaylattı.

"MISIR'LA MÜZAKERE EDİP ANLAŞMA İMZALAYABİLİRİZ"

Mısır da geçtiğimiz günlerde kendi kıta sahanlığındaki parselleri belirlerken Türkiye’nin belirlemiş olduğu kıta sahanlığı dikkate aldı. Bu karar Yunanistan kanadında ciddi bir tepkiyle karşılanarak, Kahire’den izahat istendi. Türk tarafından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısır'ın kararının ardından "Mısır'la deniz yetki alanlarını müzakere ederek bir anlaşma imzalayabiliriz" açıklamasında bulundu. Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da "Mısır ve diğer Körfez ülkeleriyle bölgesel barış ve istikrar için yeni bir sayfa açılabilir" ifadelerini kullandı. Mısır’ın 18. Parsel kararı içerisinde hangi gelişmeleri barındırıyor? Bundan sonra ne olacak? Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ve Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) İktisat Çalışmaları Yöneticisi Recep Yorulmaz, haberglobal.com.tr için anlatıyor.

Akdeniz'de yeni şifre: 18. Parsel ve Mısır - Resim : 1Kaynak: www.mavivatan.org.tr

18 NUMARALI PARSELİN ÖNEMİ NE?

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, 18 numaralı parselin belirlenmesinde Meis’in kıta sahanlığı hakkı olmadığını ima edecek bir tutum sergilediğini söyleyerek, Türkiye’ye empoze edilmeye çalışılan Sevilla haritasında Türkiye’nin kıta sahanlığı içerisinde yer alan Meis’e 40 bin kilometrekarelik bir alan verildiğini belirtiyor. Bunun hukuksuz olduğunu ifade eden Gürdeniz, “Mısır’ın 18 numaralı parselinin sınırı Türkiye’nin 29 Kasım 2019’da BM’ye deklare ettiği kıta sahanlığı sınırına dayanıyor. Bu da Mısır’ın bize dayatılan Sevilla haritasını en azından Meis adası perspektifinde tanımadığını ortaya koyuyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Akdeniz'de yeni şifre: 18. Parsel ve Mısır - Resim : 2Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz 26 Şubat tarihli Haber Global yayınında Buket Güler'in sorularını yanıtlamıştı.

"TÜRKİYE'NİN DOĞU AKDENİZ'DEKİ STRATEJİSİNİN HAKLILIĞINI ORTAYA KOYUYOR"

Mısır'ın 18. Parsel kararını haberglobal.com.tr için değerlendiren ORSAM İktisat Araştırmaları Yöneticisi Recep Yorulmaz, Mısır'ın 18. Parselde Türkiye'nin 'Mavi Vatan' sınırlarını dikkate almasını Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki stratejisinin haklılığını ortaya çıkması olarak yorumluyor. Türkiye'nin sahadaki kararlılığının masaya da yansıdığını vurgulayan Yorulmaz, Türkiye bölgede en kilit aktör haline gelmiş durumdadır." diyerek, avantajlı konumda olan Türkiye'nin tüm taraflar için karlı anlaşmalara imza atmasının önünde hiçbir engel kalmadığını söylüyor.

"İsrail başta olmak üzere Mısır ve dahi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi adına Yunanistan Doğu Akdeniz’de var olabilmenin Türkiye ile anlaşmadan geçtiğinin farkına varmıştır" diyen Yorulmaz, "İsrail ve Mısır, Türkiye ile olası anlaşmalara hazır olduklarını göstermiştir. Yunanistan ise bölgede hiçbir hakkı olmamasına rağmen, er ya da geç GKRY üzerinden iddia ettiği hak ve taleplerinin pratikte hiçbir anlam ifade etmediğini anlayacaktır" açıklamasında bulunuyor. 

MISIR'IN TÜRKİYE'NİN TEZİNİ DESTEKLEMESİNDE NELER ETKİLİ OLDU?

Recep Yorulmaz, Mısır'ın kararını ekonomik ve hukuki olarak 2 temele dayandırıyor. Yorulmaz hukuki temelleri şöyle sıralıyor:

-Yunanistan’ın, adaların deniz yetki alanlarının anakaralar kadar olmalı iddiasının Mısır’ın deniz yetki alanlarının da ihlali anlamına gelmesi.

-Konunun Türkiye tarafından uluslararası mahkemelere taşınması durumunda, her hangi bir kara parçasının deniz yetki alanının kara parçasının büyüklüğü ile ilintili olacağı sonucunun çıkacağının bilinmesi.

Yorulmaz, Mısır'ın ekonomik gerekçeleriniyse şu sözlerle açıklıyor: Bölgedeki en büyük destekçilerinden BAE’nin, İsrail ile normalleşme sürecinde İsrail gazını Asya marketine taşıyacak ve Süveyş kanalının stratejik önemini tehlikeye atacak boru hattı gibi projelere yönelmesi bir etmen olarak gösterilebilir. Bunun yanında Yunanistan-GKRY-İsrail tarafından ortaya konan EastMed boru hattı ve İsrail’in Aşkelon-Eilat boru hattı projelerinin Süveyş Kanalı’nın geleceğini tehdit etmesi de bir diğer ekonomik etmendir. Öyle ki, Mısır’ın yıllık ortalama 5,62 milyar dolar gelir sağladığı bir kaynaktan mahrum kalacak olması, ülkenin milli çıkarlarına ters düşecektir. 

Akdeniz'de yeni şifre: 18. Parsel ve Mısır - Resim : 3

Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) İktisat Çalışmaları Yöneticisi Recep Yorulmaz

“BU KARAR MISIR’IN TAVRINI ORTAYA KOYDU”

Gürdeniz, bu kararın Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan kıta sahanlığı anlaşmasının ortadan kaldırılmasına sebep olmayacağını belirterek, sebebini şöyle açıklıyor:  Zira anlaşma bu bölgeyi kapsamıyor. 4 Ağustos 2020 tarihinde Türkiye’ye bir emrivaki yapılarak Yunanistan’ın Mısır ile yaptığı anlaşma 28 derece doğu boylamına kadar yapılmış, Meis adasının doğusuna geçirilmemişti. O günlerde Yunanistan bu konudaki sıkıntısını ifade etmişti. Ancak bu son gelişme ile Mısır tavrını net bir şekilde ortaya koydu.

Zaten deniz hukuku, geçmiş Uluslararası Adalet Divanı kararları ile ve hakem/tahkim mahkeme karar ve içtihatları Meis’in, Anadolu yanında bir pay alamayacağını ortaya koyuyor.

“GKRY’NİN BELİRLEDİĞİ ALAN DA MAKSİMALİST”

Gürdeniz, GKRY’nin 2004 yılında 2003 Mart’ından itibaren geçerli olmak üzere ilan ettiği Münhasir Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı’nın Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarını hiçe saydığının altını çizerek, “Sevilla haritası ile uyumlu olarak Yunan sahası gibi maksimalisttir” ifadelerini kullanıyor.

Asıl hedefin bölgedeki kaynaklar ile Rus doğalgazının Avrupa’daki tekelinin kırılması olduğunu belirten Gürdeniz, “Türkiye, Akdeniz’de hakkı olanı aldığı takdirde Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de payı olmayacaktır. GKRY’nin de kısmen payı azalacaktır” diyerek, “ABD ve AB yani Atlantik hegemonyası Türkiye’yi bunun için dışlıyor ve bu haritaya itiraz edilmesin diye baskı uyguluyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

TÜRKİYE ABD İLİŞKİLERİ BU SÜREÇTEN NASIL ETKİLENİR?

Türkiye-ABD ilişkilerinin sadece Doğu Akdeniz değil, üç ana eksende incelenmesi gerektiğini vurgulayan Gürdeniz, bu sebepleri şöyle sıralıyor:

-ABD’nin Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de hak ettiği deniz yetki alanlarını tanıması.

-Türkiye’nin güneyinde denize çıkışı olan kukla bir Kürt devletinin kurulma gayretlerine son vermesi.

-Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda tanınmasının zamanının geldiğini kabul etmesi

ABD ve AB’nin Türkiye’nin bu alanlardaki çıkarlarını görmezden gelmemesi gerektiğini ifade eden Gürdeniz, aksi takdirde çelişkilerin devam edeceğini söyleyerek, “Bu üç alan Türkiye’nin hayati jeopolitik çıkar alanıdır” açıklamasında bulunuyor.

MISIR TÜRKİYE-LİBYA ARASINDAKİ ANLAŞMASINA DA MEŞRUİYET KAZANDIRDI

Yorulmaz, Mısır'ın kararının Türkiye-Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasına da meşruiyet kazandırması açısından önemli olduğunu vurguluyor. Bu sonuçlara göre ABD ve Fransa'nın bölgede alan kaybettiğini belirten Yorulmaz, "Libya’da Türkiye’ye karşı olan politikalarında önemli bir prestij kaybı yaşayan Fransa, bu son gelişmeler karşısında Türkiye politikalarında daha sert söylemler geliştirebilecektir. AB nezdinde yaptırım kararları için baskı kurma çabası içinde olacağı söylenebilir. Ancak, günümüze kadar yapılan AB yaptırımlarının zayıf kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu çabaların önemli bir sonuç doğurmayacağı ortadadır" değerlendirmesinde bulunuyor.

“MAVİ VATAN TATBİKATI NEDEN ÖNEMLİ?”

Türkiye’nin düzenlediği ve 87 gemi ile 20 uçağın katıldığı “Mavi Vatan” tatbikatı 7 Mart’ta sona erdi. Ancak ilk bakışta da anlaşıldığı gibi Türk donanmasının büyük bir bölümünün tatbikata katıldığı düşünüldüğünde, tatbikat ciddi bir önem arz ediyor. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz tatbikatın önemini şöyle açıklıyor: 

Mavi Vatan tatbikatının 2 önemi vardır. İlki ismidir. Mavi Vatan ismi, Türkiye’nin deniz yetki alanlarını ana vatanın ayrılmaz bir vatan parçası olarak gördüğünün mesajıdır. İkincisi harbe hazırlık durumudur. 130 parça donanması olan bir ülke 87 parça muharip gemiyi ve 20 adet uçağı eğer aynı anda Ege ve Doğu Akdeniz’e çıkarıyorsa bu başarı, savaşa hazırlık durumunun ifadesidir. Bu sadece Yunanistan’a değil, bölgeye ve tüm dünyaya bir mesajdır.

Yukarıdaki Web Özel haberin Haber Global’de Nevra Güner ile Yeni Gün programında yer alan halini aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz.

Kaynak: Web Özel

Doğu Akdeniz Mısır parsel hidrokarbon Yunanistan