Türk Lirası'na değer kaybettiren 6 sebep
ABD'de yaşanan bir gelişme bütün dengemizi altüst etti. ABD tahvillerinin yükselmesi Türk Lirası için neden risk? Kuru yükselten iç ve dış etkenler neler? Sizler için 6 başlıkta derledik...
Kasım ayından bu yana dolar karşısında yüzde 20 değer kazanan TL, son 10 günde yüzde 7'yi aşan kayıplar yaşadı. Geçen hafta son 7 ayın en düşük seviyesi olan 6.90 TL'nin altına kadar inen dolar/TL kuru, dün 7.47'yi görürken, euro/TL de 9 seviyesini geçti. TL, bu değer kaybıyla bu yılki kazanımlarının tamamını kaybetmiş oldu.
Türk Lirası'nın değer kaybetmesinin hem iç hem dış nedenleri var. Döviz kurundaki aşırı oynaklığı tetikleyen unsurlar ise 6 maddede şöyle:
1- ABD TAHVİL FAİZLERİ YÜKSELDİ
ABD'de yaşanan enflasyon endişeleri sonrasında ABD tahvil faizleri yükseldi. Enflasyon endişelerinden kaynaklanan satış baskısının devam etmesiyle gösterge Hazine tahvil getirileri, salgın başladığından bu yana en yüksek seviyesine çıktı.
Şubat ayı başında yüzde 1.10 seviyelerinde olan ABD 10 yıllık tahvil getirisi, dün akşam dakikalar içinde 1.5 seviyesinden yüzde 1.6 seviyesine yükseldi. Söz konusu satışlar ise, hisse senedi piyasasında çalkantıya sebep oldu.
2-GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE PARA BİRİMLERİ BASKI ALTINDA
Bu durum tüm gelişmekte olan ülke para birimlerini baskı altına aldı. Türk Lirası ise, söz konusu küresel dalgadan en çok değer kaybını yaşayan para birimi oldu. Rus Rublesi yüzde 1.3, Brezilya Reali yüzde 1.9 ve Meksika pesosu yüzde 2.2 değer kaybederken, TL'deki kayıp önce yüzde 4'e yaklaştı; daha sonra yüzde 3.2'de dengelendi. En büyük kaybı TL'nin yaşamasının nedeni ise, ülke içinde TL'nin elini zayıflatan pek çok riskin bulunması.
3-REZERV AZALIŞI KIRILGANLIK YARATTI
TL'deki oynaklığın boyutunun büyük olmasında en önemli nedenlerden birinin, son dönemde tartışma konusu olan döviz rezervlerindeki azalış olduğu belirtiliyor. Merkez Bankası'nın (TCMB) brüt rezervleri 95 milyar TL seviyesinde olmasına rağmen net rezervlerin eksiye düşmesi, küresel hareketlerde TL'nin kırılganlığını artırıyor.
4-YABANCI SERMAYE GİRİŞLERİ AZALDI
Bunun yanı sıra, kasım ayında yeni ekonomi yönetiminin söylemlerinin piyasalarda olumlu karşılık bulmasının etkisiyle piyasada yabancı girişleri artmıştı. Faiz artırımlarının yapılması ancak bahsedilen reformların henüz gerçekleştirilmemiş olması, yabancı girişlerinin azalmasında etkili oldu. Yurtdışı yerleşiklerin Borsa İstanbul’daki payı 17 Şubat’ta yüzde 45.5 ile verinin hesaplandığı 2004'den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bloomberg'ün bir haberinde, son 4 haftada Borsa İstanbul’da yabancıların net 857 milyon dolarlık çıkışa imza attığına dikkat çekildi.
5-YÜKSEK ENFLASYON ENDİŞESİ
Türkiye'nin cari açığının yüksek olması, enflasyonun çift hanelerden inmemesi de TL'yi zayıflatan diğer önemli unsurlar olarak gösteriliyor. Üretmek için ara malı ithal etmek durumunda olan Türkiye'de, yüksek döviz kuru nedeniyle girdi maliyetleri artmaya devam ediyor. Bu da tüketiciye ulaşan nihai ürünlerde zamlara sebep oluyor. Ekonomistlere göre, enflasyonda yüzde 15'lere yaklaşılsa da henüz en yüksek enflasyon oranı görülmedi. Bu da yurtiçindeki önemli risklerden biri.
6-REFORM PAKETİ BEKLENTİSİ
Tüm bu yapısal sorunların çözümüne yönelik piyasanın ve iş dünyasının beklentisi, bir reform paketi. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, dün ekonomik reform çalışmalarında sona gelindiğini ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın detayları mart ayının ikinci haftasında açıklayacağını belirtti. Bahsedilen reformların ne olduğu, riskleri azaltacak adımlar olup olmayacağı merak ediliyor. Bu konuda beklentileri karşılayacak bir reform paketi ise, TL'nin elini güçlendirebilir.
KİM NE DEMİŞTİ?
Dolarda neler oluyor? TL'nin elini zayıflatan iç sebepler neler? Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Baki Demirel ve İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz dün Haberglobal.com.tr için açıklamalarda bulunmuştu.
Mert Yılmaz, perşembe günü Haberglobal.com.tr'ye yaptığı açıklamada güçlü TL için piyasanın hukuk reformu beklediğini söylemişti. Yılmaz sözlerine şöyle devam etmişti: "Piyasa hukuk reformu bekliyor. Özellikle de yabancı yatırımcılar... Ekonomi yönetiminin değiştiği kasım ayından bu yana bu konuda herhangi bir adım atılmamış olması, yavaş yavaş o iyimserlikle Türkiye'ye yatırım yapan yatırımcıyı tedirgin etmeye başladı."
Doç. Dr. Baki Demirel, dün Haberglobal.com.tr'ye yaptığı açıklamada, kur sorununu azaltmak için esas olarak enflasyonla mücadeleye odaklanılması gerektiğini vurgulamıştı. Demirel, "Rezervler yetersiz, cari açık yüksek, enflasyon yüksek... Henüz en yüksek enflasyonu görmedik. Döviz kazandıran işlemlerde muallaklık var. Turizmin ne kadar canlılık sağlayacağı konusundaki belirsizlik sürüyor. Mevcut yapısal sorunların nasıl çözüleceğini henüz bilmiyoruz" açıklamasında bulundu.
Kaynak: Web Özel