SON DAKİKA! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan
SON DAKİKA! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı bir programda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sezen Aksu'nun tartışılan şarkı sözleriyle ilgili de konuşan Erdoğan, "Benim Çamlıca Camii'ndeki sözlerimin muhattabı Sezen Aksu değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı bir programda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

KARLA MÜCADELE

Kar yağışını ben doğrusu bir bereket olarak görüyorum. Kuraklıkların ülkemizde ciddi manada toprağımızı tehdit ettiği, birçok yerlerde bitki, meyve, sebzede sıkıntılar yaşadığımız dönemleri geride bıraktık. Kar yağışı gelince de farklı bir yaklaşım ortaya koymaya başladık. Karın sebep olduğu ulaşım sıkıntılarına karşı gerekli tedbirleri almak elimizde.

"İSTANBUL'A YAKIŞMAYACAK GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI"

Bu son kar yağışının etkileri anlamında maalesef özellikle İstanbul'a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. Tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyruklar oluşursa bunların sorumlusu, sorumluları vardı. İstanbul'da gereken yol tuzlama ve yol açma sorunlarından kaynaklandığını ilçe belediyelerimizden de dinledik. Bunu yapmayanlar belli. Bu basiretsizliktir. Siz kar yağdıktan sonra tedbir alamazsınız. Her iki bakanım da kendi altyapıları durumunda olan, örneğin ulaştırma bakanımızın koordine ettiği hangi kurumlar var? 

"GECE 3'E KADAR İŞİ TAKİP ETTİM" 

Ben gece saat 3'e kadar takip ettim, arkadaşlarımla irtibat halinde oldum. Ortada doğru olmayan ifadeler var. Bir yalan söz konusu burada. İBB kalkıp Cumhurbaşkanlığından veya Plan Bütçe Başkanlığından talepte bulunur ve bu talebi bütün incelemeleri yapılır, tüm bunlardan sonra da gereken karar alınır. Bunların da ödenme süreçleri bellidir. Şehirlerine hizmet etmek gibi bir dertleri, kabiliyetleri olmayanlar "Engelleniyoruz" diyor.

Milletime böyle bir şeyin olmadığını somut rakamlarla anlatmak istiyorum. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere muhalefet belediyelerine gelen bütçeden aktarılan paylar 2019'dan bu yana aşağı yukarı 2 kat arttırılmıştır. AK Parti'ye, MHP'ye ve diğer partilere mensıup belediyelerin gelirlerinde yapılan artış aynı orandadır. İBB 2019'da 13 milyar 848 milyon lira merkezi idareden pay alırken bu rakam 2021'de 25 milyar 376 milyon liraya çıkmıştır.

SON DAKİKA! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir - Resim : 1

Görüldüğü gibi mesele genel bütçeden alınan payın adaletsiz veya haksız dağıtımı değildir. Tam tersine bu konuda gayet adil, hakkaniyete ve hukuka uygun bir dağılım söz konusudur. Mesele şehre tüm vaktiyle, zihniyle hizmet etme kabiliyetine sahip olup olmama meselesidir. Belediye başkanlığı yaptığım dönemde kar, tipi, bora olacak, Tayyip Erdoğan gidip evinde yatacak, yok böyle bir şey. Biz tüm belediyelerimizle AKOM'da karargâhımızı kurar, oradan İstanbul'u izlerdik.

"BİZ KİMSEYİ ENGELLEMİYORUZ"

İş yapmak istiyorsanız kimse sizin önünüzü kesemez. İstanbul'da 2014-1019 döneminde 22 borçlanma dosyası gelmiş, CHP hayır oyu vermiştir. Bunların için tüm metro projeleri vardır. CHP yönetimi ise 50 borçlanma dosyası getirmiş, AK Parti grubu sadece birine hayır oyu vermiştir. Siz avam proje ile ortada gerçek bir hazırlık olmadan sadece niyetle dış borçlanmaya çıkarsanız sonuç alamazsınız. CHP'li de olsa AK Partili de olsa alamazsınız. Buradaki mesele parti meselesi değil kanun meselesi. Biz kimseyi engellemiyoruz. Onlar kendi yanlış tercihleriyle belediyeyi borç batağına sokmuştur. Bunlardan eser ve hizmet beklemek beyhude bir gayrettir.

"BİZ MARMARAY'I YAPARKEN ÖNÜMÜZE CHP ZİHNİYETİ ÇIKTI"

Biz Marmaray'ı yaparken önümüze CHP zihniyeti çıktı. Biz 3-4 yıl önce bitirecekken, CHP zihniyeti nedeniyle gecikmeyle bitirdik. Kar, fırtına var. Biz Marmaray'ı ücretsiz yapacağız dedik ve Marmaray yolcularını ücretsiz taşıdı. Aynı şey Avrasya için de geçerli.

BORÇLANMA SINIRI

Kanuna göre büyükşehir belediyeleri bütçe gelirlerinin en fazla 1.5 katı kadar borçlanabilir. Bu yeni değil, 2005'ten beri var. Burada İBB'nin Mart 2019'daki borç tutarı 28.5 milyar liraydı. Üstelik bunun 6 milyar lirası kendi kurumlarıyla arasındaki borç-alacak ilişkisinden yani fiili değil, bilanço borcundan oluşuyordu.

Devam eden projeler olan borç da 5.2 milyar liraydı. Kalan 17.3 milyar liralık borç ise vadesi 30 yıla yayılmış, çok uygun şartlarda alınmış borçlardı. Halbuki kanuna göre borç limitinin gelirinin yüzde 150'sinin yani 32.3 milyar lirayı geçememsi gerekiyordu. 2022 için öngörülen borçlanmalarla bu rakam 73 milyar liranın üzerine çıkacaktır.

2018 yılında İBB öz gelirlerinin toplam gelirlere oranı yüzde 32 seviyesinde iken bu oran 2020'de yüzde 14'e gerilemiştir. Merkezi idareden gelen kaynak 2018'de toplam gelirlerin yüzde 68'ini, bu oran 2020'de yüzde 86'ya yükselmiştir. İstanbul'da beceriksiz ve liyakatsiz yönetim sebebiyle belediyenin özgelirleri yok edilmiş, giderlerin tamamı merkezi yönetimden gelen parayla karşılanmaya çalışılmıştır. Böyle olunca da belediye hızla borç batağına saplanmıştır. Maalesef İBB adeta 1994 yılında bizim devraldığımız döneme geri dönmüştür. Biz hükümet olarak kendi sorumluluk alanımızda İstanbul'a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz.

İRAN'IN DOĞALGAZ KESİNTİSİ

Biz İBB değiliz. Bizim İran'a borcumuz kesinlikle söz konusu değil. Bu iddialar yalandır ve Cumhurbaşkanı İbrahim beyle yaptığım görüşmede de kendilerine söyledim, onlar bir arızdan ötürü bu işi 10-15 gün erteleme durumları olacağını söylediler. Şu anda İran'da da kış şartları çok sert. Bütün bunlarla beraber en kötü şartlarda bir 10 gün esneme yaparsak bu süreci atlatırız dedi sayın cumhurbaşkanı.

Ekiplerimiz orada görüşmelerini yapıyorlar. İnşallah 10-15 gün içerisinde bu doğalgaz akışı tekrar devam edecek. Tabii tedbirlerimiz var. 

ELEKTRİKTE KADEMELİ FATURALANDIRMA SİSTEMİ

Salgın koşulları nedeniyle alınmış bir tedbir. Dünyada hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar sonucu enerji maliyetlerinde de büyük artışlar meydana geldi. Dünyada elektrik üretiminin ana hammaddelerinden olan kömür fiyatlarında 5 kat, doğalgaz fiyatlarında 10 kat artışlar söz konusu.

Özellikle fiyatlarda sübvansiyon hala mevcuttur. 2021'de vatandaşlarımızın elektrik faturalarında yüzde 50, doğalgaz faturalarında ise yüzde 75 oranında devletimiz sübvansiyona gitmiştir.

2022'de de benzer sübvansiyonlar devam edecek. Ayrıca bir konut abonesinin aylık elektrik ve doğalgaz faturaları için ödediği toplam tutar 2002'de net asgari ücretin yüzde 47'sini oluşturuyor. Aynı miktardaki tüketim için 2022'de bu oran yüzde 12,9 seviyelerine düştü. 2021 verilerine göre ülkemizdeki konutlarda kullanılan ortalama tüketim aylık 134 kw/saat olarak gerçekleştir. Kademeli tarifenin amacı elektriğin verimli kullanımı teşvik etmek, dar gelirli vatandaşlarımızın kullandığı elektriğin sübvansiyonunu sağlamak.

MERKEZ BANKASININ FAİZ KARARI

Uyguladığımız bu akılcı politikalarla kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe ciddi kazanımlar ve güçlü bir duruş elde ettik. Faiz oranlarında tarihi düşük seviyeleri yakalama başarısını göstermiştik. 2013'te Türkiye tarihinin en düşük faiz ortamını yakaladı. Ancak bunun ardından bir dizi iç ve dış olumsuz gelişme ile bu süreç kesintiye uğradı. Son 20 yılda altyapı yatırımları konusunda önemli mesafeler kat ettik.

Üretim odaklı ihracat ve istihdamı arttırmak hep önceliğimiz oldu. Bütün bunlar yeni modelimizin uygulanmasına yönelik uygun zemini hazırladı. Böylece nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız.

Yüksek faiz ortamının orta-uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikar. Biz işte bu sebeple düşük faiz ortamında kaynaklarımızı üretim, istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Son dönemde döviz kurundaki istikrarlı seyir bu bakışımızı destekliyor. Kamusal kaynakları ve banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üretimin arttırılması için kullanarak bu mücadelemizde başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu modelle birlikte ekonomimiz spekülatif ve manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir.

ÖZEL BANKALARA TEPKİ

Kamu bankaları bu konuda hassas. Vatandaşını yüksek faizle sömürme gayreti içine giremez. Bundan rahatsız olacak özel bankalar biliyorum ama bunu söylemek zorundayım. Tüketim ekonomisine destek vereceksek sömürü yoluyla değil. Siz böyle yaparsanız gideceği yer neresi, uygun krediyi veren kamu bankalarıdır. Faizden medet umulmasını doğru bulmuyoruz. 

KUR KORUMALI TL MEVDUAT HESAPLARI

Muhalefetin bizim hangi yaptığımıza doğru dediği baki. Sağlık sisteminde Şehir Hastanelerini yaptık doğru mu dediler. Hiçbir zaman kalkıp da güzelliklere hayırlı olsun demeyecekler. 20 yıldır bu ülkeyi biz yönetiyoruz. Biz daha önce bunu denemiştik. Neyi denemiştiniz? 20 yıldır bu işi yapan biziz, neticelerini aldık şimdi bunu uygulamaya koyduk. 25 Ocak 2022 tarihi itibariyle kur korumalı TL mevduat hesaplarında toplam büyüklük 203 milyar lirayı aşmış durumda.

KDV 

Ekonomi programımızla özellik KDV'de etkinliği, adaleti sağlamak yönünde çalışmalar yapma kararı almıştır. KDV konusunda da Hazine ve Maliye Bakanlığımız çalışmalarını yürütüyor. Gelen talep ve değerlendirmeler etraflıca analiz edilip atılması gereken adımlar varsa adımları gerçekleştireceğiz.

RUSYA-UKRAYNA KRİZİ

Bölgede bir savaşı doğru bulmamız mümkün değil. Bölgemizde barış ve istikrar istiyoruz. Her iki üleknin de Türkiye'nin samimiyetinin, iyi niyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. İki bölge ülkesinini birbiriyle savaşmasının ne taraflara ne de bölgeye bir getirisi olamaz. Liderleri misafir edip barışın yolunu açabiliriz. Daha fazla savaş, daha fazla acı istemiyoruz.

"PUTİN'İ DE ÜLKEMİZE DAVET ETTİK"

Ülkemiz Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başında beri destek verdi. Rusya'nın Kırım'ın ilhakı başta olmak üzere Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne yönelik adımlarına karşı net bir tutum sergiledik.

Biz şu anda sayın Putin'i de ülkemize davet ettik. İkili bir görüşmeyle adımları atalım istiyoruz. Şu an bizim arzumuz diyalog ve diplomasi yoluyla mevcut krize bir çözüm bulunmasıdır. Hem Rusya hem Ukrayna'ya yapıcı ve itidalli davranmaları yönünde çağrılarımızı sürdürüyoruz. Türkiye NATO üyesi olmanın gereklerini yerine getirecek.

SEZEN AKSU AÇIKLAMASI

"Sezen Aksu'nun 2017 yılında yazdığı şarkının sözleri gündeme geldi ve tartışma konusu oldu. Geçen cuma Çamlıca Camisi'nde bir çıkışınız oldu ve bir kısım tarafından da çok sert tepki ile karşılandı. Bu eleştirilere ne demek istersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şimdi burada çok açık net bir gerçeği ortaya koymakta fayda var. Öncelikle benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu, Türk müziğinin önemli bir ismidir. Şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçımızdır. Bu başka bir şey, bunu bir kenara koyalım. Ama diğer taraftan ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine, yani kutsalına laf edilmesine müsaade etmem. Yani burayı birbirinden ayırmamız lazım. Kaldı ki burada sadece Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ile Havva validemiz değil, aynı zamanda burada Meryem validemize de aynı şekilde hakaret var. İnsanımızın kutsallarına yönelik hassas bir duruşum var. Bunu da herkes bilir. 'Dilini koparma' ifadesini bir kişinin şahsına değil, kutsallarına karşı hakarete dönük bir tavır olarak ifade ettim. Hatırlayın, Demokrat Parti döneminde Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarıldı. Şimdi biz kutsallarımızı korumak için de kanun mu çıkaracağız? Bu bir duruş, saygı, kabullenme ve birlikte yaşama tecrübesi olarak hayata geçmeli."

Özgürlüğün sınırlarının hakaret etmek, rencide etmek veya kutsallara kötü sıfatlar yakıştırmak olmadığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim dinimiz tüm peygamberlere kendi peygamberimize olduğu kadar saygı ve hürmeti emrediyor. Ne zaman birbirimize, inançlarımıza, değerlerimize saygı duyacağız? Ne zaman? Ne zaman bu konularla gündem oluşturmaktan vazgeçeceğiz? Kimse toplumumuzu kutuplaştırmaya, özellikle de bütün bu konulara yönelik görmezlikten gelmemizi beklememeli. Millet olarak kardeşçe ve birlikte yaşamamızın teminatı birbirimize olan saygımızdır. Bu saygıyı ortaya koymaya mecburuz. Bir Cumhurbaşkanı olarak da bu hassasiyetim ayrıca hiç isim vesaire falan zikretmeden ortaya koyduğum bir ilkenin kabulüdür. Öyle zannediyorum ki bu ilkenin kabulünü de herkes kabullenecektir."

SEDEF KABAŞ'IN TUTUKLANMASI 

Gazeteci Sedef Kabaş'ın Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla tutuklanmasına ilişkin bir soruya karşılık Erdoğan, "Buradaki hakaret her şeyden önce şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Devleti yöneten Cumhurbaşkanının ve Cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması burada söz konusu. Biz, Cumhurbaşkanlığı makamının ve millet iradesinin izzetini korumakla yükümlüyüz. Bulunduğum makam bunu gerektiriyor. Bunu ben mi söylüyorum? Yok. Türk Ceza Kanunu'nun 299. maddesi Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bu suçun, kişilere ve şerefe karşı suçlar içerisinde olmadığını, devletin egemenlik alametlerine ve organların saygınlığına karşı suçlar bölümünde yer aldığını vurgulayan Erdoğan, "Burası önemli. Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı korunsun, bunun için. Dolayısıyla bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz. Hukuk neyi gerektiriyorsa, sonucu ne olursa olsun burada gereği yapılacaktır. Bunun ifade özgürlüğü ile de bir alakası yoktur. Siyasette elbette eleştiri olur, söyleyecek bir şeyim yok. Ama bu temiz bir dille olmalı." ifadelerini kullandı.

"ÖCALAN, DEMİRTAŞ'IN MESAJLARINDAN RAHATSIZ"

Öcalan'ın, Demirtaş'ın oradan vermiş olacağı mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur o da HDP'nin içinde olduğu zillet ittifakının iktidara gelmesiyle olur. FETÖ'cüleri serbest bırakacağız diyenler yine bunlar değil mi? Biz bunlara asla izin vermeyeceğiz. Böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.

NECİP HABLEMİTOĞLU SUİKASTI

Hablemitoğlu FETÖ'nün devlet içerisindeki kadrolaşmalarını anlatan Köstebek isimli kitabını yayınlayamadan öldürülmüştü. MİT uzunca süredir bu suikastın zanlılarından olan Nuri Gökhan Bozkır'ın izini sürüyordu. İstihbaratımızın bu kişinin Ukrayna'da saklandığını tespit etti. Bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda Zelenskiy ile de bunu konuştuk.

Bu kişi Hablemitoğlu cinayetinin zanlısı olarak şu anda ülkemiz adaletine hesap veriyor. Devletimize ve milletimize ihanet eden şebekelerin her zaman oyunlarını bozduk. Güvenlik meseleleri bizim için bir bütündür. Her çeşidinden terör örgütü ve suç şebekesiyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türk adaleti önüne gelip hesap vermekten kurtulamayacaksınız.

EKONOMİDE ALINAN TEDBİRLER

Bilindiği gibi aralıkta asgari ücrette yüzde 50'nin üzerinde net artış yaptık. Bunun kalmadık, çalışanların ücretlerinin Asgari Ücret seviyesindeki kısmının Gelir ve Damga Vergisi'nden muaf tutulması uygulamasını başlattık.

Emeklilerin ve memurların gelirlerinde buna uygun artışa gittik. 6 aylık dilim için memur ve emeklilerimizin gelirlerinde yüzde 31 artış sağladık.

Ayrıca 67 liradan ve 1500 liraya kadar çıkardığımız en düşük emekli aylığını 2500 liraya yükselttik. Kimi emeklilerimizin maaşlarındaki artış oranı enflasyonun çok üzerine çıkarak yüzde 60'ları buldu.

İŞÇİ MAAŞLARINA EK ZAM

En düşük emekli aylığını 2500 liraya kadar çıkardık. Burada bir müjde de sizin de sormanız üzerine söylüyorum. İşçilerimizin toplu sözleşmede aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı eklenecektir. Yüzde 2.5'luk bir ilave artış ilave ediyoruz. 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren bu artış için gerekli düzenleme kısa sürede yapılacaktır. 

KÖRFEZ ÜLKELERİYLE İLİŞKİLER

Son dönemde Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizde güzel bir ivme yakaladık. Özellikle de Katar ile diğer bazı bölge ülkeleri arasındaki anlamsız ihtilafın çözüme kavuşturulması bölgede yeni bir işbirliği ruhunun hakim olmasına neden oldu. Bu yeni ortamda ülkemizin Körfez bölgesine yönelik ilkeli ve iyi niyetli tutumunun daha iyi anlaşılmaya başladığını görüyorum. Bu ciddi işbirliği potansiyelini en iyi şekilde değerlendireceğiz.

Bu yeni bölgesel işbirliği döneminin eşiğinde olduğumuza inanıyorum. Onun için 14 Şubat bizim için önemli bir tarih, bu tarihte inşallah BAE'de yapacağımız ziyaret adeta yeni bir dönemin başlangıcı olacak.

"DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE'Yİ YOK SAYAN PROJENİN BAŞARILI OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"

Amerika burada kendisi için yapmış olduğu maliyet hesabı, menfaat hesaplarında beklediğini görmeyince çekildi. Bizse şu anda Libya'yla yapmış olduğumuz anlaşmayla Libya'da iş adamlarımızın attığı önemli adımlar var. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yok sayan hiçbir projenin başarılı olması mümkün değil.

İSMED boru hattı projesi ise teknik ve ticari fizibilitesi olmayan, bizi ve KKTC'yi dışlamaya yönelik afaki bir projeydi. Amerika'nın bu gerçeği nihayet görmesi memnuniyet vericidir.

İsrail ile de bu alanda her türlü adımı atmaya varız. Nitekim sayın Cumhurbaşkanı Herzog şubatın ilk yarısında bir ziyareti söz konusu. Bu ziyaretle birlikte İsrail-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlayabilir. Bunu olumlu bir gelişme olarak ifade etmek istiyorum.

ABD İLE İLİŞKİLER

Dünya siyasetinde hiçbir zaman liderler düşman üretmek için yoktur, liderler dost kazanmak için vardır. Dost kazanmakta ne kadar başarılı olursanız ülkeniz de o kadar güçlü olur. Benim Bush döneminde, sonrasında Obama döneminde aynı şekilde gayet olumlu bir dönemi hayata geçirdiğimiz, ki Amerika'dan da bir başkan olarak Türkiye'ye ilk gelen Obama olmuştur. Onunla yürüttüğümüz diyalog, sonraki süreçte Trump ile aynı şekilde devam etti, o da iyi bir süreçti. Benim Biden'la olan münasebetlerim Obama dönemine dayanıyor.

O zamanlar da diyaloğumuzun, görüşmelerimizin olduğu bir dönemdi. Benim beklentilerim de çok daha farklı idi. Fakat son Roma görüşmemizden sonra bu konuda yeni gelişmelerin olacağına inanıyorum. Özellikle F-35 konusunda Amerikan yetkililerle Milli Savunma Bakanımızın görüşmeleri olumlu istikamette gelişiyor. Amerika Savunma Bakanı Austin ile sayın Hulusi Paşa arasındaki görüşmeler devam ediyor.

(Rusya'dan yeni batarya alımı) Sürecimiz devam ediyor, herhangi bir geri adım söz konusu değil. Bizim kimden ne alacağımızın kararını biz vereceğiz. S-400 tedarikimizin arka planı bizde saklı olan bir anlayıştır.

Göreve geldiğimde savunma sistemlerimizde yüzde 20 yerli ve milli gücümüz vardı, bu şu anda yüzde 80'e çıktı.

Kaynak: Haber Global TV

cumhurbaşkanı erdoğan son dakika NTV Sezen Aksu