Adalet Bakanı Bozdağ: Bu seçim, ikinci tura kalmaz

Bekir Bozdağ Adalet Bakanlığı Gündem haberleri

Haber Global ekranlarına konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 14 Mayıs seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bozdağ, "Bu seçim ikinci tura kalmaz" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Haber Global ekranlarında gelecek seçimlere ve Türkiye gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Bozdağ, 14 Mayıs seçimlerinin ikinci tura kalmayacağını söyledi.

Bakan Bozdağ'ın açıklamalarından satır başları:

-Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Şanlıurfa'dan aday oldum. Bu diyarın insanlarına hizmet vermek, şahsım ve ailem adına büyük bir onurdur. İnşallah, Şanlıurfalı kardeşlerimiz, önümüzdeki dönemdeki hizmetkarlığımızdan memnun olurlar. Şanlıurfalılar, bizi bağrına bastı, onlar için alın teri dökeceğiz, onların teveccühü bizim sorumluluğumuzu daha da artırdı. 

-Cumhurbaşkanımızla görüştük, sağlığı yerinde. Rabbim şifa versin, onu aziz milletimize bağışlasın. Şu anda sağlık durumu gayet iyi. Ben de bugün görüştüm, Cumhurbaşkanımız çalışmaları takip ediyor.

-Bugün muhtarlarla bir toplantımız vardı, aradı, sevindik biz de heyecanlandık ve Şanlıurfa'yı konuştuk. Bir ricamız oldu, o heyete hitap etmesi için. Oradan da telefon vasıtasıyla muhtarlara, kanaat önderlerine ve STK temsilcilerine hitap etti. En kısa sürede arazideki çalışmalarına da devam edecek. 

TWITTER PAYLAŞIMINA GELEN TEPKİLER

-Bu tepkiler, istismar tepkileri. Bizimki seçim sonuçlarını kimin nasıl kutlayacağına dair bir değerlendirme. İngiltere'de, Erdoğan kaybederse, kutlamalar yapılacak denildi. Ben de çıkarım yaparım, bazıları böyle kutlayacak ya da böyle kutlayacaktır. Ama siyaseten bunu istismar ediyorlar. 

-Türkiye'de cebir, tehdit ya da hukuka aykırı herhangi bir davranışla yaşam tarzlarına herhangi bir müdahale yoktur. Biz 20 yıldır hem kudretli bir iktidarız hem de yerel yönetimlerde iktidarız, kimin yaşam tarzına müdahale edilmiş, kime karışılmış? Biz yaşam tarzına müdahaleyi suç sayan kanunu Ceza Kanunu'na biz koyduk. Kimsenin düşünce ve inanışlarından kaynaklanan ve yaşam tarzlarına müdahale eden kişiyi 1 yıldan 3 yıla kadar cezalandırılacağına dair hükmü biz Ceza Kanunu'na koyduk. Yaşam tarzlarına müdahaleyi suç sayan eylemleri biz attık.

-Biz başörtüsü zulmünün nasıl kalktığını anlatıyoruz onu istismar ediyorlar, şehir hastanelerinden bahsediyoruz sağlık çalışmalarını istismar ediyorlar. Bu kabul edilebilir bir yaklaşım değil, biz yaptıklarımızı, tespitlerimizi anlatacak ve vicdan terazisinde vatandaşlar buna karar verecek. O günü nasıl kutlayacağını anlatan insanlar var, bunu söylemeyecek miyim? 

-Benim yaptığım şunlar ya da bunlar kazanılacak değil, kimin nasıl kutladığıdır. Açıklamam, istismar ediliyor. Onlar kendileri de nasıl kutlayacaklarını söylüyorlar. Bundan neden rahatsız oluyorsunuz. 

-Bir Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakı tabanları bakımından ve toplumun tamamı bakımından nasıl algılandığını ifade etmek lazım. Cumhur İttifakı sırtını millete dayayanların ittifakıdır. HDP, Millet İttifakı'nın görünmez adayıdır, dedim ve öyle de oldu. Bugün destekleme kararlarını resmen duyurdular ve halkı Kılıçdaroğlu'na oy vermeye davet ettiler. Bu açıklamalarla bu desteği kabul etmiş olmuyorlar mı?

-Bu masada artık Yeşil Sol Parti'ye ve HDP'ye oy vermiş ve verecek seçmenler, bir yerde. Bazı genel başkanlar onlar olursa biz kalkarız diyorlar ancak şimdi, Cumhurbaşkanına karşı ortak hareket edecekler. Diğer terör örgütleri de Kılıçdaroğlu'nu da destekleyeceklerini söylediler. Bese Hozat, Kılıçdaroğlu kazanmazsa iç çatışma çıkar diyor. Hepsi desteğini söylüyor. Ben bunu söyleyince yanlış yapmış oluyorum.

-Millet İttifakı, hem Emek ve Özgürlük İttifakı hem de terör örgütleri tarafından destekleniyor. Neden hepsi onu destekliyor? Verilen sözler var, bizler de bunu merak ediyoruz. Neden, Bese Hozat Kılıçdaroğlu kazanmazsa iç savaş çıkar diyor, sen kim oluyorsun? Kimse dönüp de sizin bunlara bir sözünüz yok mu demiyor.

-Sizin, bizim terör örgütlerinin oyuna ihtiyacım yok diye haykırmanız gerekmiyor mu? Bize lafları var ama bunlara lafları yok. Terör desteğini gizlemeye çalışıyorlar. Teröre lanet ediyor ama hangisine, adını anmıyor, senin lanet ettiğin örgütler neden sana destek veriyor? O zaman çık de ki, PKK'ya lanet olsun. Kim bu terör?

-Hizbullah bir terör örgütüdür, imha edilmiştir, örgüt adına silahlı eylem yapan yok, bu örgüt imha edildi. HÜDAPAR teröre ve şiddete lanet ediyor, desteklemiyor ve hepsini reddediyor. YSP ya da HDP çıkıp, PKK'ya lanet olsun diyorlar mı, terör örgütü dahi demiyorlar ancak HÜDAPAR hepsini reddediyor. Ama oradan getirip HÜDAPAR'ı terör örgütleriyle eşleştirmeye çalışıyorlar. HÜDAPAR ile eşitliyorlarsa o zaman HDP ya da YSP de çıksın teröre lanet okusun. Sırtımızı YPG'ye yaslıyoruz diyorlar. Bunlar tamamen çarpıtma ve algı yönetimi ama algı yönetimiyle hiçbir hakikat ortadan kaldırılmaz. 

İMRALI İLE GÖRÜŞME İDDİASI

-Mansur Bey de yalan söylüyor, bunu dile getiren başkaları da yalan söylüyor. Ellerinde ne varsa koysunlar ortaya. siyaseten kendilerine istismar edecek konu bulamayınca orada görüşme yapılacak bilmem ne deyip konuşuyorlar, çok net, yalan yalan yalan. 

-Afet bölgesinde seçim güvenliğine dair hiçbir eksiklik yok, orada hiçbir sorun olmayacak. Seçim güvenliğine gelince Türkiye'nin en iyi yaptığı işlerin başında seçim gelir, güvenlik bakımından dünyada önde gelir. Bizde seçimleri YSK yapmaz, partiler yapar, YSK sadece organize eder ve denetler.

-Yargı denetimi altında yürür, YSK Başkanlarının hepsi de hakimdir, seçmen listeleri, sandık kurulları belirlenir, seçimi sandık kurulları yapar. Son seçimde en çok oyu almış 5 partinin temsilcileri olur. 

-Oyların sandığa atılmasını birlikte takip eder ve tasnifi birlikte yaparlar. Tüm bu işler de tutanağa geçirilir. Ayrıca sandık kurulu üyeleri dışında müşahitler vardır. Hile yapmak konusunda partiler ittifak edebilir mi? Bu fiilen imkansız. Seçim sistemi ve seçim kanunu nedeniyle seçimde hile hurda yapılması, fiili bir imkansızlıkla karşı karşıyadır. Bu iddialar varsa, demek ki bahane üretme aşamasıdır bu. Demek ki diyorum Millet İttifakı seçim gidiyor demiş ve şimdiden önünü almaya çalışıyorlar. 

-Ben halkın içindeyim, halkın partimize ve Cumhurbaşkanımıza olan sevgisini görüyorum. Türkiye'de bir sokağa bakarak Türkiye'nin seçimi hakkında kimse karar veremez. Anketlerde yurt dışı seçmenler yok, kırsalın önemli bir kısmı ölçülmüyor. Yurt dışı seçmenin yüzde 70'i AK Parti'ye veriyor, bu elbette sonucu değiştirir.

-1999'dan beri seçimlerden olan ve ter döken birisiyim. Bu sonuçları tecrübemle de görebiliyorum. İlk turda bu iş biter, Cumhur İttifakı da bu seçimlerde salt çoğunluğu alır. Milletin sağ duyusu propagandalarla değişmez. Diğer tarafta belirsizlik var. 

-İkini tura kalacak diyenler temennilerini söylüyor ama millet, bunu ikinci tura bırakmayacak. Parlamentoda da salt çoğunluk yine Cumhur İttifakı'nda olacak. 300'ün üzerinde olacak. Bir rakam var ama şimdi açıklamak istemem, ben rakamı vermiştim önceden seçimlerde ve tuttu. Teşkilatlardan aldım ve analizleri topladım ve bir rakam verdim. 

-Seçmenlerin bir kararı var ama bu değişmez bir karar değil. Sandığa gidip oy pusulasına mühür basana kadar, bir kısmı kararını değiştirebilir. Seçim yaklaştıkça duygusallığın yerini aklı selim ve sağ duyu alıyor. Benim elimde bir oy var ve ülkeyi emanet edeceğimiz kişiyi belirleyeceğim o yüzden menfaatini geleceğini düşünüyor ve daha objektif bakıyor.

-Seçmenlerin büyük bir kısmının seçiminin kesin olduğunu düşünüyor ama bir kısım kararını değiştirebilir. Kararsız seçmenlerin genelde oylarını istikrardan yana kullandığını görüyoruz.

-Şu anda büyük bir kararsız seçmen yok, adaylar belli. İnsanlar, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında seçim yapacak. Gerekli değerlendirmeler rahatlıkla yapılıyor. Kararını vermiş olsa bile bazı seçmenler oy kullanana kadar kararını verebilir. Fazla kararsız seçmen kalmadı.

-Evet, soğan da önemli, her şey önemli, hepsini ayrı yere koyup değerlendirmek lazım. Türkiye'de bir açlık yokluk söz konusu değil. Her yerde her şey var buna erişim de var. Muhalefet öyle bir tablo ortaya koyuyor ki, insanlar aç, hiçbir şey bulamıyor. İnsanlar görüyor ve bunu söyleyenlere inanmıyor. Pahalılık var ama açlık ve yokluk diye bir şey yok. Alım gücü var insanların ve alıyor. Ülkenin refahı sadece soğanla ölçülmez. Binlerce ton soğanın bedelini bir bilgisayarla alabiliyorsunuz. Vatandaşa daha iyi imkanlar sunan bir ülke olduğumuzda da bunları göreceğiz.

İHA, SOĞANIN SOĞAN DA İHA'NIN ALTERNATİFİ DEĞİL

-İHA soğanın, soğanın da İHA'nın alternatifi değil. Bir yandan İHA yaparken Türkiye'yi silah pazarında aktif hale getirdik, 5 milyar dolar ihracatımız var silah pazarında. Bu, eğitime, sağlığa ve ulaşıma gidiyor. Bizim yaptığımız bütün hizmetler, TOGG yollarda, önümüzdeki yıllarda 1 milyon olacak. Binlerce insan buradan ekmek yiyor.  

-Sağlık alanında yaptığımız reformlar sonucu 3 bin küsür sağlık çalışanı varken şu anda 10 bin küsür çalışan var. Refahı artırdıkça bunun nasıl yansıdığını da görüyoruz. Eskiden Urfa'da 8 ambulans vardı şimdi 130 ambulans var. Siz ülkeyi zenginleştirip, yatırımları çoğalttıkça bunların hepsi millete destek olacaktır. TOGG ayrı, soğan ayrı. İHA yaptım soğan diyor, TOGG yaptım soğan diyor. Bir Allah razı olsun demek gerekmez mi? İnşallah sanayileşmeyi artıracağız ve soğan tartışmasını da sona erdireceğiz. 

 

 

Kaynak: Haber Global TV

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Haber Global Gündem haberleri