Son 20 yılda internette en yoğun Kahramanmaraş depremleri araştırıldı
Dünyanın en geniş haber ve dijital içerik veri tabanlarından birine sahip GDELT Projesine göre, son 20 yıl içinde dünya genelinde internette en yoğun araştırma, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerle ilgili yapıldı.
GDELT Projesine göre son 20 yılda internet üzerinden en yoğun Türkiye'deki depremler hakkında araştırma yapıldı.
Dünyanın en geniş haber ve dijital içerik veri tabanlarından birine sahip GDELT Projesinin kurucusu Kalev Hannes Leetaru, haberlerin medyada yer alma oranının insanların internette yaptığı aramalarla bağlantılı olduğunu belirterek, son 20 yılda internet üzerinden en yoğun Türkiye'deki depremlerin araştırıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca, Ankara'da, "Hazırlık, Müdahale ve İyileştirme" temasıyla Stratcom Afet İletişim Forumu düzenlendi.
Burada konuşan Leetaru, dünya medyasının gözünden depremin nasıl işlendiğine dair yapay zeka temelli çalışmasını anlattı.
Leetaru, son 20 yıl içinde internette en yoğun aramanın, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler için yapıldığını belirterek, ABD ve dünya genelinde yapılan aramaları grafik üzerinde gösterdi.
ABD'nin Los Angeles kentinde 2019'da meydana gelen depremin internet kullanıcıları tarafından ciddi oranda aratıldığını aktaran Leetaru, bu aramaların kısa sürede azaldığını, ABD halkının bir süre sonra konuyla çok fazla ilgilenmediğini kaydetti.
Leetaru, dünya çapında yer alan bilgilerin hızlıca tüketildiğini, genellikle depremin ardından 72 saat boyunca yoğun arama yapıldığını ancak daha sonra arama oranlarının düşüşe geçtiğini aktardı.
Afetlerin medyada yer alma eğrisini grafik üzerinde gösteren Leetaru, depremlerden bir hafta sonra deprem haberlerine medyada daha az yer verildiğini, Kahramanmaraş merkezli depremler için bu durumun daha farklı olduğunu kaydetti.
Leetaru, "Depremin üçüncü haftadan sonra medyanın gündeminden kalktığını görüyoruz. Enkazdan sağ olarak çıkarılan insanların sayısı azalır çünkü. Medya çabuk tüketir her şeyi." diyerek, medyada deprem ile ilgili haberlerin üç hafta boyunca yer almasının enkazdan çıkarılan insanlardan dolayı olduğunu söyledi.
Kalev Hannes Leetaru, depremin ardından enkazdan çıkarılan insan haberlerine odaklanıldığını, umut içeren ve yardım haberlerinin yer aldığını söyledi.
HABERLERİN MEDYADA YER ALMA ORANI, İNSANLARIN İNTERNETTE YAPTIĞI ARAMALARLA BAĞLANTILI
"Haberler üretildiğinde izleyiciler tarafından tüketilir, günlük olarak çok fazla bilgi işlenmesi gerekiyor." diyen Leetaru, "haberlerin medyada yer alma oranının insanların internette yaptığı aramalarla bağlantılı olduğunu" belirtti.
Leetaru, yeni araçları kullanarak medyayı anlamaya ve afetlerde iletişim sürecinde neler yaşanabileceğine odaklandığını söyleyerek, "Bir afet meydana geldiğinde medyadaki haber oranlarını takip edebiliyoruz." dedi.
Gelişen yapay zekayla, afet döneminde atılan tweetlerle vatandaşların neye ihtiyacı olduğunun anlaşılabildiğini kaydeden Leetaru, internet ortamında paylaşılan fotoğraf ve görüntülerin doğruluğunun tespit edilebilirliğinin de mümkün olduğunu aktardı.
"İNSANLARIN YAPMALARI GEREKEN HER GÖREVI ANLAMALARI ÇOK ÖNEMLI"
Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) eski sosyal medya birim sorumlusu Dante Manuel Licona Estevez de, "Afetlerde Dirençli İletişim Optimizasyonu ile Standartları Aşmak" konulu panelde yaptığı konuşmada, DSÖ ekipleriyle Adıyaman'a gittiğini belirterek, ABD'de yaşayan kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz'ün depremin hemen ardından burada yaptıkları müdahaleye ilişkin deneyimlerini paylaştığını söyledi.
Öz'ün depremin hemen ardından ne yapılması gerektiğini iyi bildiğini ifade eden Estevez, sonraki haftalar ve aylar boyunca her an müdahaleye devam ettiklerini söyledi.
Estevez, "Çok sağlam ve iyi düşünülmüş araştırma stratejileriniz olabilir. Ancak onları uygulayacak insanlar bunları anlamadıysa, çalışamazsınız. Bu yüzden insanların yapmaları gereken her görevi anlamaları çok önemlidir." ifadesini kullandı.
Afet iletişiminde ekip üyelerinin her birinin rollerinin ne olduğunu anlamasının önemine vurgu yapan Estevez, insanların ne yapmaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olabilecek standart operasyon prosedürlerinin her zaman devrede olması gerektiğini belirtti.
Estevez, standart operasyon prosedürlerinin krizlere yanıt verirken temel unsurların unutulmamasına yardımcı olduğunu vurguladı.
Kriz anındaki eldeki mevcut araçların dengelenmesinin önemini vurgulayan Estevez, afetlere müdahalede esneklik ve dirençliliğin kritik olduğuna dikkati çekti.
Estevez, afet iletişiminde insanların hayatları mevzubahis olduğu için her saniye ve har dakikanın önemli olduğunu belirterek, görevlilerin operasyondaki rollerinin ne olduğunu hatırlamasının çok önemli olduğunu söyledi.
ACİL DURUMLARDA TEKNOLOJİ VE İNOVASYON UYGULAMALARI
Deprem sonrası analizleri sosyal medyada takip edilen Tokyo Üniversitesi'nden Prof. Hidenori Watanave, forumun "Kriz ve Risk Yönetimine Teknoloji Uygulamaları Paneli"nde konuştu.
Watanave, afet, risk yönetimi, kriz yönetimi ve acil durumlarda teknoloji ve inovasyon uygulamalarına değinerek, interaktif harita üzerinden hazırladığı uydu görüntülerini paylaştı.
"Açık kaynakta bulunan uydu görüntülerini herkesin erişebileceği hale getirdik.Kodsuz platform kullanarak görselleştirme, görseller üzerine de sesli anlatım yaptık." diyen Watanave, hazırladığı görüntüleri Twitter üzerinden paylaştığını söyledi.
Watanave, daha önce Japonya'da 2016'da meydana gelen tsunami felaketi ve Rusya-Ukrayna savaşı sırasında Ukrayna için de benzer bir harita hazırlandığına değinerek, deprem bölgesi için de benzer çalışmanın yürütüldüğünü kaydetti.
İnteraktif haritanın depremden üç gün sonra hazır hale getirildiğini ve Twitter hesabından 10 Şubat'ta paylaştığını söyleyen Watanave, uydu ve drone görüntülerinin kullanıldığını söyledi.
Watanave, "Böylelikle, harita üzerinden fay hattının nereye kadar uzandığını görmek mümkün oldu. Hibrit bir analiz yaptık, drone ile çekilmiş görüntüyü aktardık ve "Help NGO" da yayınlanmıştı. Uydu görüntüsünde görülmeyen detayları gördük ve çözünürlüğü de gayet iyi." dedi.
Deprem öncesi ve sonrası fotoğrafların yer aldığı görselleri sosyal medya hesaplarından Türk kullanıcılara ulaştırmaya çalıştığını söyleyen Watanave, bölgedeki arama kurtarma çalışmaları için Türkçe paylaşım yaptığını kaydetti.
Watanave, "Japonya'daki bu etki Türk insanlarına ulaşmış oldu. Paylaşımların yüzde 90'ına Türkiye'den erişim sağlandı." diyerek bu tür girişimlerin afete müdahaleyi kolaylaştırdığını belirtti.
Kaynak: AA