Sadece heykeller mi? Bir de çok tartışılan restore yapılar var: Aceleye getiriliyor!
Gemi şeklinde yurt, dış cephesi pişmaniye şeklinde tasarlanan stadyum ya da restore edildikten sonra orijinalliğini yitiren tarihi yapılar... İlginç heykeller kadar mimari yapıların akıbeti de çok tartışılıyor. Peki neden? Yörenin kültürü binalara nasıl yansıtılmalı, restorasyon nasıl yapılmalı?
Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılan ve çok tartışılan heykeller, ülkede inşa edilen binaları ve restore edilen tarihi yapıları da gündeme getirdi.
Göle maya çalan Nasrettin Hoca heykeli ya da kavunun karpuzun bire bir kullanıldığı "eserler" bir yana; gemi şeklinde öğrenci yurdu, dış kaplaması pişmaniye şeklinde tasarlanan stadyum ve restore edildikten sonra günümüze ulaşan haliyle ilişiği kesilen tarihi yapılar... Uzmanlara göre bu örnekler, heykellere olan bakış açısının mimaride de var olduğunu ortaya koyuyor.
Peki neden böyle? İnşa edilen bir yapıya, bulunduğu yerin kültürel özellikleri nasıl aktarılmalı? Hemen her ilinde tarihi bir yapı olan Türkiye'de, yapılacak restorasyonlarda nelere dikkat edilmeli?
TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Deniz İncedayı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Selcen Coşkun ile konuştuk.
Gelin isterseniz önce dikkat çeken bazı örnekleri anımsayalım:?
1591'de Beyoğlu Fındıklı’da, Süheyl Bey tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilen cami sekizgen planlı ve kubbeliydi. Restorasyondan sonra cam kaplanan ve sekizgen yapısı bozulan cami artık daha çok bir AVM’ye benzetiliyor.
?
Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki mozaikler, yeni müzeye taşınması sırasında restore edilmişti.
?
Atik Valide Külliyesi’nin şifahanesi... Şifahanenin iç bahçesine bakan revakların önü tamamen camla kapatılırken iç bahçeye çıkış için otomatik kapılar yerleştirilmişti.
?
Dış cephesi pişmaniye şeklinde yapılan Kocaeli Stadı.
"ACELEYE GETİRİLİYOR"
TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Deniz İncedayı, gerek heykel gerekse sıfırdan inşa edilen ya da restore edilen tarihi yapılardan bazılarının tepki çekmesinin nedeninin, yerel yönetimlerce alınan hızlı kararlar nedeniyle olabileceğine dikkat çekiyor.
"Sanatçılarla işbirliği çok önemli ancak görünen o ki aceleci bir tutum var" diyen İncedayı, "Heykellerde de bu tutum var. Bizim neyimiz meşhur, kavunumuz, hadi koyalım şeklinde bir bakış açısı sanıyorum. Yerel yönetim bir an önce bitirmek istiyor. Oysa gerçekten sanatçılarla, mimarlarla ve plastik sanatlar uzmanlarıyla çalışılsa binlerce üstün fikirler çıkar ortaya" diyor.
Deniz İncedayı
İncedayı, sanatçılarla çalışmanın maliyetinin daha düşük olacağının da altını çiziyor: "Kentler hepimizin yaşam alanı olduğu için özenerek tasarlanması bir sanatçı için çok önemli. Eminim birçok gönüllü sanatçı da talip olacaktır. Sanatla hiç ilgisi olmayan biri heykel diye kavun koyuyor. Sonunda hak etmediğimiz, indirgemeci bir durumla karşı karşıya kalıyoruz."
"BİRE BİR OBJE YERİNE YÖREYE ATIF YAPILABİLİR"
İncedayı, bire bir kullanılan objelerin çok yüzeysel olduğuna vurgu yapıyor. "Halbuki o yörenin kültürüne dair motamot cephe elemanına indirgeyip, suni yakıştırmacı bir yaklaşımdan ziyade o bölgenin kültür sürecine referans verilebilir" diyen İncedayı, şöyle devam etti:
"Yöre insanının yaşam biçimine gönderme yapılabilir ya da bölgenin doğasıyla ilgili özel bir koşul varsa anımsatılabilir. Çağrışımlar çağdaş mimaride daha başarılı çözümler üretiyor. Ancak bire bir, yüzeysel yakıştırmalar maalesef gülünç oluyor."
Giresun'da 10 yıl önce yapılan saat kulesinin yerine yapılan yenisi...
RESTORASYON YERİNE 'YENİDEN YAPMA' YAYGINLAŞTI
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Selcen Coşkun ise, restorasyonda binanın özgün niteliklerini kaybetmeden geleceğe aktarılmasının elzem olduğunu ancak çoğu uygulamanın restorasyon yerine 'yeniden yapma' olarak tanımlanabilecek rekonstrüksiyon olduğuna dikkat çekti.
Bu durumun Türkiye'de son yıllarda çok yaygınlaştığını anlatan Doç. Dr. Coşkun, "Müdahale yöntemi aslında restorasyonda pek tasvip edilmeyen bir yöntem. Çünkü bugüne erişmiş olan özgün dokuyu kaybetmiş oluyorsunuz" diyor.
"YETİŞMİŞ MİMARLAR DANIŞMANLIK YAPMALI"
Restorasyonun bir bilim ve mimarlığın çok ciddi bir araştırma alanı olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Coşkun, şöyle devam etti:
"Bu bilim dalında en çok arzulanan, bütün yapıdan geride kalan harabe de olsa izlerini takip edip, detaylı bir arşiv çalışmasıyla adeta bir dedektif gibi o yapının geçmişteki halini yakalamak. Yetişmiş insanlar danışmanlık yapmalı."
Burcu Selcen Coşkun
Kaynak: Web Özel