Özgür Özel'den asgari ücret ve emekli zammı tepkisi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Hükümete asgari ücret ve emekli maaşı zamları üzerinden tepki gösteren Özel, "Beşiktaş'ta yargıyı da konuşacağız ama vatandaşın sorununu konuşmayalım istiyorlar. Vatandaşa bunu yapanın yanına kar bırakmayacağız" diye konuştu. Özel, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasıyla ilgili, "Bükemedikleri bileği kamu gücüyle kırmaya çalışıyorlar" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın gözaltına alınmasıyla ilgili konuşan Özel, "Rıza Akpolat'ın şahsında seçme hakkına sahip çıkan Beşiktaşlılarla buluştum. Gece yarısı buraya geldim. Üstünü örtmeye çalıştıklarının üstünü açmaya, Beşiktaş operasyonu ile acaba zamların üstünü örtebilir miyiz, eziyetin az konuşulmasını sağlar mıyız diye düşünenlere inat elbette, Beşiktaş'ta yargıyı da konuşacağız ama vatandaşın sorununu konuşmayalım istiyorlar. Vatandaşa bunu yapanın yanına kar bırakmayacağız" dedi.
Özel, "Benim sırtımda küfe var diyor. Küfe dediği milletin verdiği yetki. Sen millete "hayat pahalılığını düşüreceğim" dedin. İkinci turda ittire kaktıra, pazarlıkla anlaşmayla ama en sonunda milletin takdiri ile millet küfeyi senin sırtına verdi, şimdi "taşıyamam" diyor. Şimdi ona emekli, asgari ücretli, çiftçi ağır geliyor. Yükün ne olduğuna bağlı olarak senden benden kuvvetli ama. Bu sene büyük şirketlerin, ki 43 büyük şirket var yol yapan, havaalanı yapan, köprü yapan. Bu şirketlerin 37'si sıfır lira vergi verdi. 5'li çete sıfır lira vergi verdi ama Erdoğan onlar için yine bütçeye 701 milyar lira para koydu" ifadelerini kullandı.
Özel'in açıklamaları:
Bu haksız hukuksuz işlere kalkışanlar, belediye başkanımıza iftira atanlar, görüntüleri kanallara servis edenler zaten bunu istemiyorlar mı? O yüzden Beşiktaş'la dayanışmamızı önce Ankara'da birlikte çıktık, kurumsal tavrımızı ortaya koyduk. MYK toplantımız bitti, akşam 18:00'de Beşiktaş'a gittim. Rıza Akpolat'ın şahsında seçme hakkına sahip çıkan Beşiktaşlılarla buluştum. Gece yarısı buraya geldim. Üstünü örtmeye çalıştıklarının üstünü açmaya, Beşiktaş operasyonu ile acaba zamların üstünü örtebilir miyiz, eziyetin az konuşulmasını sağlar mıyız diye düşünenlere inat elbette, Beşiktaş'ta yargıyı da konuşacağız ama vatandaşın sorununu konuşmayalım istiyorlar. Vatandaşa bunu yapanın yanına kar bırakmayacağız. Susmayacağız. Ne sokaktan, ne pazardan haberi var. Ne cüzdandaki yangından haberi sonra ben yılbaşından beri 14 günde 11 şehre gitmişim, kuyumcuya kasaba girmişim, dana kıymayı, simit fiyatını sormuşum. Bana oradan laf atıyor. O işleri bırak diyor. Vallahi de billahi de milletin bağrının yandığı yere bakıyorum ben.
Asgari ücretle geçen sene 5 çeyrek altın alınıyordu, bu sene 4.5 çeyrek altın alınıyor. Zam günü cepten ilk kez para çalınmıştır. Her asgari ücretlinin bir sene öncesine göre bile kaybıdır. 17 bin lira asgari ücret 57 kilo dana kıyma alıyordu, bu sene 37 kilo dana kıyma alıyor. 20 kilosunu çaldılar asgari ücretlinin. Geçen ocakta 1700 simit alınırken, bu sene 1470 simit alınabiliyor. En az bu kadar hatta bağrı daha yanık bir grup var. O da en düşük emekli maaşının geldiği nokta. 2002'de 8 çeyrek altın alan emekli maaşı bu seneki yapılmayan, aslında üzerine vazife olmayan, yetkisi olmayan Bakan'ın 14 bin 400 küsur lira yapıyoruz dediği en düşük emekli maaşı buy hafta Meclis'te görüşülecek. Dedikleri olduğunda 3 çeyrek altın alınıyor. Beğenmedikleri Ecevit hükümeti 8 çeyrek veriyordu. O günkü hesapla 1.5 asgari ücret en düşük asgari ücret maaşı, bugünkü hesapla 33 bin lira olmalı. 1285 simit alabilen emekliye 964 simit parası veriyorlar. Rakam böyleyken hala bana diyor ki, bırak kasap kasap gezip hesap yapmayı şuna cevap ver. Tayyip Bey önce sen şuna cevap ver. Sen salon adamı oldun, sıcak seviyorsun, biz -17'de miting yapıyoruz mitinglerde. Pazara gidebiliyor musun? Yok. Sokakta var mısın? Yok. Tayyip bey pazara gidebilir mi? Hep pazardayım diyor. Arkadaşlara bakın dedim, bir fotoğraf paylaşıldı, Tayyip Bey 21 yıl önce pazara çıkmış. O gün 29 lira 90 kuruş ödemiş. Bugün aynı file aynı pazara gittik, hesapladık. 1044 lira. 21 yıl önce kendi başbakanlığının başında 29.90 liraya dolan file 21 yılda 40 kat zamlanmış. Tayyip Erdoğan'ın pazardayım dediği bu. Sayın Erdoğan'a soruyorum, geçen sefer gel beraber gidelim dememiştim, var mısın, 21 yıl önceki fileyi ben tutayım sen doldur, hesabı birlikte yapalım. Pazara çıkacak yüzün kalmış mı bir görelim hep beraber. Öyle bir noktadayız ki artık mızrak çuvala sığmıyor. Tartışalım diyeceğim yapacak hali yok.
Benim sırtımda küfe var diyor. Küfe dediği milletin verdiği yetki. Sen millete "hayat pahalılığını düşüreceğim" dedin. İkinci turda ittire kaktıra, pazarlıkla anlaşmayla ama en sonunda milletin takdiri ile millet küfeyi senin sırtına verdi, şimdi "taşıyamam" diyor. Şimdi ona emekli, asgari ücretli, çiftçi ağır geliyor. Yükün ne olduğuna bağlı olarak senden benden kuvvetli ama. Bu sene büyük şirketlerin, ki 43 büyük şirket var yol yapan, havaalanı yapan, köprü yapan. Bu şirketlerin 37'si sıfır lira vergi verdi. 5'li çete sıfır lira vergi verdi ama Erdoğan onlar için yine bütçeye 701 milyar lira para koydu. Vazgeçilecek Kurumlar Vergisi karşılığı. Bu salondaki emeklilerin yetmez, Türkiye'deki tüm emeklilerin maaşlarını 1 asgari ücret yapmak için en kaba hesapla en çok 400 milyar lira para lazım. Emekliler bir yana, 40 haramiler bir yana. Onlara bulduğunun yarısını size bulmuyor. Bu milletin parası var ama arkalarında duracak bir Cumhurbaşkanı yok.
"BU SEFALET MAAŞINA KARŞI ÇIKACAĞIZ"
Bu hafta Meclis'te en düşük emekli maaşı görüşülecek. Türkiye'de bütün televizyonlar bakanın açıklamasını, bu iş onun işi değil ki demek yerine, en düşük emekli maaşı 14 bin 400 küsur lira oldu diye altyazı geçtiler. Oysa bunun için kanuni düzenleme gerek. Kanun yapma yetkisi sadece milletvekillerinde olduğu halde kağıdın altını imzalıyorlar. Bu Meclis'i bir kişinin atadığı bir atanmışa çiğnetmek üzere hazırlık yapıyorlar. Bu sefalet maaşına karşı çıkacağız. Buna karşı en etkili mücadeleyi vereceğiz, itirazımızı bütün Türkiye'ye duyuracağız. En düşük emekli maaşı için başka önergelere oy verilecek mi göreceğiz.
YUNUS EMRE VAKFI SORUŞTURMASI
66 ülkede faaliyet gösteren Bakan Ersoy’un bizzat başkanı olduğu vakıf var. Yolsuzluk iddiaları gündeme çıktı. Suç duyurusundan önce vakfın başkanı Şeref Ateş kaçtı. Aile Bakanı’nın eşi Rahmi Göktaş ile MHP'li Semih Yalçın'ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın istifa ettiler. Kimse bakanın eşini, Semih Yalçın’ın oğlunu konuşmuyor. Bu dosyaları bugün Sayın Bahçeli'ye yolluyorum. Sen MHP'liysen, orada bir yerdeysen, her türlü yolsuzluğa bulaş Devlet Bey'e hürmeten devletimiz dokunmaz. Bu mu hukuk devleti. Bu mu töre, bu mu Türk'ün ahlakı. Bu Milli Eğitim Bakanı da milletvekillerimizin her gün ifşa ettiklerini örtmek için MHP'ye yanlayayım demiş bir tarafı o.
Millet 31 Mart'ta bir karar verdi. 47 yıl sonra partimizi birinci parti yaptı. Yenilmeyeceğini sanan, böbürlene böbürlene seçim seçim anlatan Erdoğan'ı 22 yıl sonra partisinin en başındayken, devletin de başındayken, kaymakamı kendine ilçe başkanı, valiyi il başkanı atamışken, omuz omuza yüzde 38 oyla yendik. O günden bugüne hazmedemediği seçim başarısı üzerinden bir yandan CHP'li belediyelere zorluklar çıkararak, kamu gücünü kullanarak sürekli işlerin kötüye gitmesini, CHP'nin bu kadar belediyeye hazırlıklı olmadığını, bunun kendisine yarayacağını sanıyordu. Anketler yüzde 58 memnuniyet gösteriyor. Belediye başkanlarımız sahada insana dokunuyor, yoksullukla mücadele ediyor. Aç olana sıcak aş yetiştiriyorlar. O yüzden de destek alıyorlar. Ne yapacağını bilemedi. Bir yandan belediyeleri silkeleyelim, kaynaklarını keselim, haciz edelim, hizmet ettirmeyelim, arkadan çelme çakmaya, belediyenin hizmet aracının dönen tekerine çomak sokmaya devam ediyorlar.
RIZA AKPOLAT'IN GÖZALTINA ALINMASI
Dün sabah Rıza Akpolat'ın evinin kapısı çalındı. Annesinin aklını almasının pahasına yaptılar. Rıza Başkan'ın şahsında partinin belediyeciliğini itibarsızlaştırıp, geçemediği rakibinin düşmesi için çelme çakıp oyun dışı işler yapıp benzer operasyonlarla kendilerini bu yarışta rakipsiz kılmak için adımlar atmaya çalışıyorlar. Dün yapılan iş düşman hukukudur. Belediye başkanı kanun gereği ihale sorumlusu değildir. Öyle olsa her sabah 300 başkan ifade vermeye gider. İmzayı atan sorumlu olsun diye kanuna konulmuş. Belediye başkanlarının sorumlulukları belli, ihale sorumluları da belli. Yapılan işte de usulsüzlük yok. Kollarına polis soktular. Adliye muhabirlerine mesaj attılar, şu saatte götürüyoruz gelin görüntü alın diye. Kaç belediye meclis üyesi aldılar Beşiktaş'ta. Beşiktaş 31'de 31 belediye meclis grubunu CHP'ye vermiş. Bu belediyeden içeri burnunu sokmaya izin vermiyorum demiş millet iradesi. 31'de 0'ı çekmişsin, orada oturacağına, muhasebeyi kafanda yapacağına, hesabı teşkilatına soracağına, Rıza Akpolat'a rekortmen olmanın hesabını soruyor. Bu firma en son Bahçelievler Belediyesi'nin ihalesini yeni almış. Esenyurt'un da ihalesini almış ama iki ay itiraz beklenirken Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmış, Ahmet Özer Silivri'ye yollanmış, yeni gelen kayyum mahsur görmemiş. 1 Ocak'ta da onaylamış. Akın Gürlek, dün sabah 5-6'da basına metin geçti. Suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş diyor. Ve onun yaptığı işlerin Beşiktaş'ta sorgulandığını söylüyor. Öyle bir şey geldi ki, bu Aziz İhsan Aktaş'ın başka ne şirketleri var diye baktık. Zaten bir işin üstündeydik bakın neyi yakaladık. Şirket, bir ihaleye giriyor. Bu ihalede yapmak istedikleri iş kendi deyimleri ile Ortadoğu ve Balkanların en büyük benzin istasyonu olacak. Bu şirket kuruluyor. Benzin istasyonu açıyor ama istediğini alamıyor. Çünkü ilçe belediyesinden, İBB'den bu arkadaki alanlara AVM'ler, araç yıkama istasyonları, eğlence alanları, arabalı sinemalar, en büyük benzin istasyon kompleksini açacak, bu izni alamıyor. Peki, Aziz İhsan Aktaş arkadaki o büyük benzin istasyonunu açmak için belediyeleri ikna edemeyince ne yapıyor dersiniz. Adamın teması çok. AK Parti'den birilerini buluyor. 12 Aralık 2024 Resmi Gazete'de yayımlanmış, köy kanunu görüşülürken araya madde eklemişler, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı istasyonu gibi alanları ile ilgili planların yapılmasına ilişkin esasları belirlemek, bunlara ilişkin her türlü düzenlemeleri gerektiğinde yapmak, yaptırmak. Aziz İhsan Aktaş denen kişi en büyük benzin istasyonu kompleksini yapmak için İstanbul'da belediyelerinden izni alamadığı için hangi kapıyı çalıyorsa, bu Meclis'te köy kanununa paraşütle bu maddeyi gece yarısı ilave ettirmek olabilecek bir iş değildir. Bir kişinin bilgisi dışında. O en tepede oturan bir kişi. Bunu bütün Meclis biliyor. O yüzden şunu ifade etmeliyim ki, ben siyasette şunu asla yapmam. Tencere dibin kara seninki benden kara yok. Suçlu varsa bizden ayrı dursun. Yolsuz varsa bizden ayrı dursun. Biz Menemen'de kendi belediye başkanımızı soruşturma başlamadan önce partiden atmış bir partiyiz. Burada ne Rıza Akpolat kardeşimin ne Esenyurt'ta Ahmet Özer'in en ufak bir hataları yok. Yapılan sosyal yardımın hesabına, aş evinin hesabına el koyan bir anlayış var. Millet memnun kalmasın diye. Aynı anlayış Rıza Akpolat'a itibar suikastı yapan anlayış. Anadolu'da bunu makul görecek AK Parti ve MHP seçmeni varsa getirsinler, ben konuşacağım.
"KIRMIZI KART" EYLEMİ
Dün Sanayi ve Teknoloji Bakanı bana yeşil kart göstermiş. KAAN uçağının kartı milli kart diyor. Bakanlarda akıl tutulması oluyor. Önceki Bakan da Togg'un anahtarını sallıyordu. Almanya'da Mercedes Hristiyan demokratların da BMW sosyal demokratların mı? Sallarken cebe koydu, "benim değil ödünç aldım" dedi. Togg da bizim. Sayın Bakan atlamış, Ahmet Hakan da atlamış. AK Parti'den kırmızı karta ilk golü bakan attı demiş. KAAN onurumuzdur, elbette ki KAAN'a benden de yeşil kart ama emekliyi aç bırakanlara kırmızı kart. Biz kırmızı kartı açlığa mahkum edilen emeklilerden önce kaldırdık ama kırmızı kartı meydanlarda asgari ücretliler, hakkı yenen emekçiler gösteriyor. Atanamayan öğretmenler, aile hekimleri, iş bırakan memurlar kırmızı kartı gösteriyor. Getir sandığı, göreceksin kırmızı kartı.