Nagehan Alçı: Millet İttifakı'nın adayı, kuvvetli ihtimalle Kılıçdaroğlu olacak

Gündem haberleri Buket Aydın
Nagehan Alçı: Millet İttifakı'nın adayı, kuvvetli ihtimalle Kılıçdaroğlu olacak

Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu gazeteci Nagehan Alçı oldu. Seçim atmosferine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Alçı, muhalefetin adayına ilişkin, "Kuvvetli ihtimalle Kılıçdaroğlu olacaktır" dedi.

Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze programının bu haftaki konuğu gazeteci Nagehan Alçı oldu. Alçı, canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 

Nagehan Alçı'nın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

 Seçim atmosferine girdik, kendi çalışma tempomdan da hissediyorum bunu. 

CİHAN PAÇACI İSTİFASI

-Aslında son derece sade bir hikaye ve olması gereken bir şey. İYİ Parti ev sahipliğinde 6'lı masa toplantısı var ve birçok yerden Kılıçdaroğlu'nun aday olacağını söyleniyor ama İYİ Parti'de birtakım tereddütler var olduğu görülüyor.

-Gazeteciler olarak kuvvetli bir destek görmüyoruz. Paçacı'yı da aradım, zarif ve tecrübeli bir siyasetçidir, Kemal Bey'le de çok eski hukuku olan ve adaylığı özellikle destekleyen birisi. Cihan Bey, sahadaki izlenimlerini anlattı ve o ne dediyse ben onu yazdım.

-22 yıllık gazetecilik hayatım boyunca virgül dahi eklemem, yanlış anlamalarına sebep vermemek için bir iki şeyi çıkarabilirim de ama eklemem. Tam İYİ Parti'nin toplantısı başlamak üzereyken benim yazım girmiş oldu, Meral Hanım'a da tam karşılamaları yaparken haberi olmuş. 

-Aslında o, biraz partisinin sokaktaki izlenimlerini anlatmak istedi. Ayın 13'ünde aday açıklanabilir. Türkiye'de gazetecilik nedir, bunu herkesin hatırlaması gerekir. Her türlü gazetecilik faaliyeti, birtakım komploların öznesi haline geldi. Ben bunu yazmasaydım benim gazeteciliğimin sorgulanması gerekirdi. Yazılmaması son derece büyük bir soru işaretidir. Tuhaf senaryoların konusu haline de geldim anladığım kadarıyla. Gazeteci elindeki malzemeyi tutarsa bu gazeteciliğin dışına çıkmak demektir.

-Türkiye, epey süredir kutuplaştı ve bundan medya da nasibini aldı. Herkes kendi kampına çekildi ve otomatik pozisyon almaya neden oldu. Herkes kendi yerinden memnun, aktörler değişse de düzen değişmesin istiyorlar. Herkes kendi pozisyonundan karşı tarafa yönelik bir şeyler yapıyor.

UZUN SÜREDİR HİÇBİR KAMPA AİT DEĞİLİM

-İmamoğlu'nun otobüsü hadisesi de buydu, orada olmamı karalamamı çalışanlar, biz mevcut iktidardan memnun değiliz ama bu düzenin değişmesini istemiyoruz dediler. Bu, bir turnusol kağıdı gibi gösterdi ki, onlar o uçağa onlar bitsin, şimdikiler binmesin istiyorlar. O zaman biz prensipler üzerinden konuşamayız, bu, bütün foyanın ortaya çıkmasına neden oldu.

-Ekrem İmamoğlu'nun otobüsü Türkiye'ye çok faydalı oldu diye düşünüyorum. Onun için de faydalı oldu, bir hamle yaptı, farklı görüşlerden... Ben hiçbir kampa ait de değilim ve bu siyah beyazlaşmaya da dikkat çekmeye çalışıyorum. İki taraf da büyük yanlışlarda ve bunu da söylüyorum. 

-Altılı Masa'nın iyi bir çalışması var, güzel vaatleri var. Uzun süredir yaklaşık 1 senedir çok kıymetli çalışmalar ortaya koyuyorlar. Güzel bir ortaklaşma çabası ortaya koyuyorlar ama önemli olan adayın kim olacağı. Ancak aday açıklanırsa insanlar kulaklarını yeniden açacaklar. Sunumu yapanlar, hepsi önemli ama sahnede herkes aynı etkiyi yaratamıyor. Çok detaya gerek yoktu böyle genel bir toplantıda. 

KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞINDA MUTABAKAT OLUR

-İYİ Parti içindeki genel hava, Kılıçdaroğlu'nun adaylığından yana değil. Paçacı'nın istifası, sayın Akşener'in bir nezaket hamlesiydi. Ben böyle bir şeye ben müsait etmiyorum, yapıcı bir taraftayım hamlesiydi. Çok fazla konu var ve İYİ Parti'de hala birçok tartışmalar var. 

-Aday değil sistem önerisi sunuyoruz diyorlardı, bu güzel ama aday belirleme süreci çok uzadı, kafalarda soru işaretleri uyandırdı. Şu aşamadan itibaren kaybettikleri her gün Millet İttifakı için bir zafiyet olarak görünür, kan kaybederler 13 Şubat'ta da açıklamazlar.

ALTILI MASA, TERS KÖŞE YAPAR MI?

-Ekrem İmamoğlu'nun adaylık isteği var, kendini çok gizleyen bir insan da değil. Son derece Batılı bir tavır içinde. Mansur Yavaş da çok işine odaklanmış görünüyor. Ama kim istemez ki 6 partinin adayı olmak. Siyasete girmeyi hiç düşünmem, karakterime uyan bir şey değil. Ben gazeteciliğe aşık bir insanım, ben küçükken hikaye avcısı olacağım derdim.

-İmamoğlu'nun aday gösterilme ihtimali çok yüksek değil. İsmi geçenler arasında en çok potansiyeli olan bir insan. Ama Kemal Bey ile ilgili rencide edici söylemleri de doğru bulmuyorum. O da iyi oy alabilir, Türkiye'nin alışık olmadığı bir siyaseti hayata geçirdi ama çevresinden dolayı da biraz yıprandı. Şansı çok düşük değil ama bir an evvel belli olsun.

CUMHUR İTTİFAKI'NDA TOPARLANMA VAR

-Cumhur İttifakı'nda toparlanma var, Erdoğan'ın yeniden sandıktan çıkma ihtimali çok yüksek. Özellikle ekonomik adımlar, Orta Anadolu'da memur ve asgari ücretlileri önemli oranda rahatlattı. Elbette her şey çok pahalı, enflasyon düşmüş değil ama yine epey bir rahatlama oldu psikolojik olarak. 

-Bir süredir kendi cephelerinin içinden yapılan eleştiriler, gündemi belirler hale geldi. Kılıçdaroğlu için de yıpratıcı oldu. Kesin Kılıçdaroğlu diyemem ama çok büyük bir ihtimalle onun aday olacağını düşünüyorum.

-İsmi geçenler dışında birinin aday olmasının ihtimali çok ama çok düşük. İmamoğlu hala bir iddia ortaya koyuyor. Bu hafta sonu yine şehir ziyaretleri var, büyük bir iddiayı sürdürüyor. Ben CHP'den öyle bir isim çıkacağını düşünmüyorum. 

-CHP'li bir adayı, İYİ Parti hiçbir şekilde çıkarmaz, İmamoğlu da buna sıcak bakmaz. İmamoğlu bir iddiayla gidiyor, beni aday yapın demiyor ama çok istekli ve her gittiği yerde bak, böyle bir etkiyle karşılaşıyorum. İYİ Parti'den çok büyük bir destek var. Seçmeni, Kemal Bey'i istiyor, parti içinde çok mutlak bir şekilde kendini kabul ettirdi.

-O zaman CHP Genel Başkanı kim olacak, öyle olursa da Genel Başkan İmamoğlu mu olacak, bu söylentide kulislerde bir süredir dolaşıyor. Kılıçdaroğlu bunu işaret ederse olabilir. Partisine çok hakim, o kendisi işaret etmezse çok zor. Böyle bir rüzgardan sonra eğer Kılıçdaroğlu, ona bakarak yapar.

-İBB Başkanlığı da hiç küçümsenecek bir görev değil. Onun tedirginliğine de hissediyor, eğer ki bu iktidar devam ederse biz yalnızca Cumhurbaşkanlığını değil İBB'yi de kaybederiz diye düşünüyor. Bir yandan İBB'yi de ellerinde tutmak istiyorlar, öyle bir gayret de var.

-Siyasi yasak kararı çıkmadan ama her an çıkabilir kaygısıyla olabilecek adaylığı bir kenarda tutulup 2024 yılında aday olması engellenirse bir de onun kaygısı var. Bu İBB'ye yönelik süreçler de yanlış. Yöneltilen suçlamalar, hukuki olarak yanlış. Sadece İstanbul icraatlarıyla İmamoğlu'nu konuşuyor olsaydık böyle olmazdı, biraz da kendi elleriyle büyük siyasi bir figür haline getirdiler, bir fenomen yarattılar. Seçim tekrarı büyük bir hataydı.

ANKETLER HEP DOĞRU YERE GETİRMEZ

-Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu aday olarak sunduğunda parti içinden kimseden destek yok. anketler bizi illa doğru yere götürmez, Kemal Bey bunu hissetti ve risk aldı. Kamuoyu oylaması da bizi doğru yere götürmeyebilir, Yavaş ile ilgili de risk alındı. Şu anda büyük birleştirici, HDP seçmeninden oy almaz ama Ankara'daki HDP seçmeninden oy alabilir, herkese aynı hizmetleri götürüyor ve çalışkan.

-Genel olarak kamuoyunda CHP'li çevrelerin dışındaki genel hava, Kemal Bey için yıpratıcı oldu. Biz son halka olarak adayı belirleyeceğiz demeselerdi bu kadar yıpratıcı olmazdı ama bu durum, Meral Hanım yıprattı sonucunu çıkarmaz. Son derece iyi niyetle o masada uzun süredir.

-Ben artık 2023 Türkiye'sinde mezhepsel ayrımların olduğuna artık inanmak istemiyorum. Böyle bir algı var ama bunun aşılamayacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. 

-Objektif anket şirketleri zaten görülüyor. Bunu da belirli şirketleri takip ederek nasıl olduğunu anlayabiliyorsunuz. Anketçilerin sadece rakamları vermesi ve üzerine yorum yapmaması gerekir. 

-Babacan da bir liste hazırlıyor, orada Babacan da olacak, kamuoyunda o da mı başka isimlerde mi olacak. Az süreleri kaldı, artık anketlerle belirleneceğini sanmıyorum, kendi aralarında bir mutabakata varacaklar.

ADAYLIĞINI TARTIŞMAK ERDOĞAN'A YARAR

-Muhalefetin Cumhurbaşkanının adaylığı ile ilgili izlediği politika yanlış, hukuken olabilir ama siyaseten Erdoğan'ı yeniden engel konulan biri haline getirmek onun faydasına olacaktır. Yeniden Erdoğan'ın önüne bir engel çıkarılıyor diye düşünülür. Kaldı ki, İYİ Parti ev sahipliğindeki toplantıda çıkan sonuç bildirgesinde bir aday ismi beklerken yine gündemi Erdoğan'ı çıkardılar. Muhalefet, topu iktidarın kalesine atıyor, bu da çok yanlış.

-Ben seçimden önce bir sistem değişikliği yapılsın demiştim. Allah korusun. Ben Türkiye'nin yine de siyasi tartışmaları olgunlukla yürütebileceğine ikna ettim. Biz, bu süreci de iyi bir şekilde yönetebiliriz.

_Erdoğan'ın şansı hala çok yüksek. Muhalefetin şansı bir iki ay öncesine kadar daha yükseltti ama iktidarın attığı adımlar ve muhafazakar seçmene yönelik adımlar, iktidarın şansını yeniden artırdı.

-6 parti de farklı farklı şeyler vaat edecek ve Ekrem Bey de var, o farklı bir şey söylemez ama çelişen ifadeler kullanabilirler. Meydanlarda kendi seçmenlerine hitap edecekler, bir noktadan sonra herkes kendi çizgisine uygun konuşacak. Partilerin söyledikleri birbirlerine uymayabilir. Güneydoğu'da DEVA'nın ağırlığı var gibi görünüyor. Orta Anadolu'da kim daha fazla konuşacak, bu şekilde bir çalışma yaptılar mı? Bunu da bilmiyoruz.

ZAFER PARTİSİ, BATILI ANLAMDA İLK AŞIRI SAĞ PARTİ

-Zafer Partisi'nin tek bir amacı var, göçmen karşıtlığı. İlk defa Türkiye'de Batılı anlamda bir sağ parti kurdular. Şimdi Paludan'ı görüyoruz, öyle bir hareketi var, Fransa'da, İtalya'da örnekler var. Bire bir aynı, Türk milliyetçiliği böyle bir şey değil, etnik temelli olmama iddiasında. Bu tam anlamıyla Batı'nın aşırı sağının Türkiye'ye uygulanmış hali. Orada kızıp, burada aklayamayız onu bunu görmek lazım. Türkiye'ye gelen Suriyelilerin gayri resmi kovulmasını vaat etmek kabul edilemez. Paludan'ın Müslümanlara yönelik tavrı neyse Zafer Partisi'nin göçmenlere yönelik tavrı da o. Göçmenlerle ilgili bir entegrasyon çalışması hazırlamadılar. 

GÖÇMENLER, TOPLUCA GERİ GİDEMEZ

-Ne demek Şam'a git, bu kadar üsten bakıcı bir dil. Çok da güzel bir şehir aslında. Göçmen politikalarının yanlışlığından kaynaklandı. Türkiye'yi bu konuda çok insani buluyorum ama daha iyi kontrol edilmeliydi. Bu kadar büyük göç hareketlerinde böyle büyük bir dönüş dünya tarihinde görülmemiştir. İnsan unsuru unutuluyor, biz burada insanlardan bahsediyoruz. Türkler, Almanya'ya gittiğinde biz iş gücü istemiştik onun yerine insanlar geldi denilmişti, büyük bir özeleştiri de bu. 

-İstanbul'da milyonlarca Suriyeli var, hangimizin Suriyeli arkadaşı var, hangimiz Suriyeli tanıyoruz. Burada paralel bir dünya var ve biz hepsini aynı torbaya atıyoruz. Çok farklı hikayeler var. Elbette sorun çıkaranı geri gönderelim, onu kimse istemez. Bu kötü algılarla savaşmak gerekir. Tarih boyunca bu kafatası söylem, kendisini hep böyle vaatlerle öne çıkardı.

-Yurt dışına çıkan varlıklarımızı geri getirme komitesi kuracaklar ama bu, nasıl olacak, bunu da açıklamaları gerekir. İş gücü gittiyse, Türkiye'deki çekinceleri dolayısıyla sermaye götürdüyse onlar geri gelebilir ama Türkiye'den giden ne, onun altını doldurmamışlar ama neyin geri geleceğini belirtmemişler. 

-Medyada kadın olmanın zorluğunu da avantajını da yaşadım. Kadınlar, haber alma ve birilerine ulaşma konusunda size daha nazik davranıyorlar. Yorumcuların çoğu erkek ama güzel meslektaşlarımızın, kadınların göz önünde olması gerektiğine inanıyorum. Kadınlara hep bir cam duvar konuldu, ben Nurcan Akat ile çalıştım tek kadın genel yayın yönetmeniydi. Gazete diye bir şey kalmadı ama hala erkekler, genel yayın yönetmeni daha çok. 

-Kadınlarla ilgili vaatlerde bulundular ama sahneye de bir kadın çıkarın. Partilerde kadınlar da var, çok değerli isimler de var ama genel olarak siyaset deyince aklımıza yüzde 90 erkekler geliyor. 

-Yıllarca Akşam Gazetesi'nde köşe yazdım, 'bir ara Meclis açılış günlerinde kadın vekiller, şıklıklarıyla göz doldurdu', denilirdi. Bununla ilgili her sene üşenmeden yazı yazardım, kadın olunca neden sadece kıyafetten bahsediyorsunuz derdim. 

RASİM'LE ÇOK FARKLI KARAKTERLERİZ

-Rasim'le çok farklı karakterleriz, çok orijinal çıkışları olabiliyor ama müthiş bir zeka ve entelektüel birikime sahip, tam bir kitap kurdudur. Sürekli okur. Bu kadar fazla düşünmek ve okumanın getirdiği çok yaratıcı patlamalar da oluyor. Bunu doğru bulmadığımı söylerdim, başlarda bunu yapmaması için bazı müdahalelerde bulunuyordum ama artık öğrendim ki, kimse kimseyi şekillendiremez, bu konudaki reflekslerimi geride bıraktım. Rasim stratejisi ve ustalığı var. 

-Çocuklar daha küçük, 9 buçuk yaşındalar. Biri teknolojiye çok düşkün ama hala mangalar, animeler de falan. Çok Türkiye gündeminde değil ama yine de o yaşta bile siyaseti biliyorlar. Trump kaybettiğinde kutlama yapmışlardı, iktidar kim, muhalefet kim biliyorlar. Ama henüz Twitter'a gelmediler. 

-Oyunculuk konusunda iddialı olabilirim. Adam mısın? adında bir filmde rol aldık. Adından belli daha. Ben de sırf dırdır etmeyeyim diye bana da rol verdiler, yapabileceğimin en iyisini yaptım ama beni en kötü kadın oyuncu olarak seçtiler.

BEN LİBERAL DEMOKRATIM

-Ben, her zaman liberal demokrasiden yanayım, AK Parti, Erdoğan çok önemli şeyler yaptı, bunlar ikna edilemez, bunları destekledim ve sonuna kadar da desteklerim. AB ve açılım sürecini desteklerim. Bakıyorum ve iki tarafın da doğru ve yanlışlarını görüyorum. Ben iktidarı çok ağır da eleştiriyorum. Kimseye yaranma gibi bir derdim yok. Şu an bütün partilere eşit mesafede durmaya çalışıyorum. Türkiye de şu anda gerçek liberal demokrat bir parti yok. Altılı Masa da biraz siyasetsizlik de oluyor. Babacan'ın bu konuda zaman zaman değerli çıkışları oluyor. 

-Anketlerde yüzde 1 bile alamayan partilerin oturup düşünmeleri lazım. İYİ Parti'de ağırlıklı olarak milliyetçi bir tabanı var. Cumhur İttifakı 40'ın üzerinde, hala İYİ Parti ve CHP'nin toplamı hala AK Parti ve MHP'yi yakalayamadı. HDP, yok sayılmaktan bıktık diyor. Hala onların oyu belirleyici. Altılı Masa, belki aday çıkarmayıp Kılıçdaroğlu desteklenebilir diye düşünmüş olabilir ama mevcut yönetim buna da karşı. HDP yönetimi üzerinde Demirtaş'ın etkisi yok sama HDP tabanında hala etkisi var. 

-İlk 40 yaşıma geldiğimde, ben küçükken 40'lara teyze derdim. Birazcık kulağa genç gelebiliyor, 30'lu yaşlar. Çocukken baktığım o 40'lardan çok farklı. Birçok şeye dikkat ediyorum ama her şeyi de yiyorum. Spor yapıyorum düzenli olarak. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Haber Global TV

buket aydın Buket Aydın Haber Global Buket Aydın Yüz Yüze Nagehan Alçı Kemal Kılıçdaroğlu iyi parti Cihan Paçacı