Bu kar kuraklığa çare olur mu?

Pandemi, anayasa tartışmaları, Türkiye-Yunanistan arasındaki gerginlikler derken Türkiye’nin önemli gündem maddeleri arasında olan kuraklık bu konuların gölgesinde kaldı.

İstanbul karla oturup karla kalkıyor. Yağış ne kadar sürecek? Trafik kaç gün daha böyle gider? Bunlar herkesin kafasındaki sorular. Haber Global Meteoroloji Editörü Bünyamin Sürmeli, yağışların bugün ve yarın da devam edeceğini belirterek şu açıklamalarda bulundu:

Yağışlı ve soğuk hava sistemiyle gelen yağış neredeyse bitmek üzere. Ancak bugün ve yarın biz kar almayı sürdüreceğiz. Çünkü “deniz etkisi” etkisini göstermiş durumda. Hava açıyor ve ardından bir kar dalgası daha geliyor. Bugün içerisinde hava aralıklarla açıp kapanacak. Yarın yine aynı şekilde yağış devam ederken üzerine bir de fırtına eklenecek. Yarın fırtınanın daha da kuvvetleneceğini düşünürsek, ağaçların kırılmasıyla karşılaşabiliriz.

Tarihin en kurak dönemlerinden birini geçiren İstanbul, 2021 yılının sonbahar aylarında kuraklık riski ile karşı karşıya kalabilir ve bu noktada kar yağışları oldukça kritik. Yağışlar ayrıca barajlar için de hayati derece önem taşıyor. Son günlerde yağan kar, kuraklık için ne anlama geliyor? Buharlaşma etkisi ne demek? İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan ve İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ile kar yağışlarının kuraklığa olan etkisini konuştuk. 

'SICAK BİR ŞUBAT'

Dr. Deniz Demirhan’a göre birkaç günlük kar yağışları İstanbul’un kuraklık sorununa çözüm değil. Geçmiş yıllara göre ‘sıcak’ bir şubat ayı geçirdiğimizi ifade eden Demirhan, “Şubat ayında 17 dereceyi gördük. Dolayısıyla buharlaşma da çok yüksek. Önümüzdeki Perşembe günü sıcaklıkların artmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Karın beklenenden çabuk buharlaşması kuraklık riskini artırırken Profesör Doğanay Tolunay karın barajlara etki etmesi için önce erimesi, ardından toprağa sızması daha sonra da barajlara ulaşması gerektiğini aktarıyor.

Tolunay, son günlerdeki yağışlar ile barajların doluluk oranının yüzde 50’nin üzerine çıktığını fakat yine de baraj doluluk oranlarının son 10 yılın en düşük ikinci dönemini geçirdiğini anlatıyor.

Geçmiş yılların 15 Şubat tarihleri kıyaslandığında İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 47.20 ile son 10 yılın en düşük ikinci seviyesinde.

KAR YAĞIŞI BARAJLAR ÜZERİNDE YAĞMUR SUYUNDAN DAHA MI FAYDALI? 

Profesör Doğanay Tolunay, barajların dolması ve beslenmesi açısından kar yağışlarının yağmura göre çok daha etkili olduğunu ifade ediyor. Tolunay, yağmurla birlikte yağışların toprağın üstünden akarak yer altına geçmediğini fakat özellikle baraj havzalarına yağan karın yavaş eridiği zaman, tamamının toprağa girdiğini ve bunun yer altı sularını beslediğini aktarıyor. Tolunay, "Özellikle baraj havzalarına yağan kar, yavaş yavaş eridiği için tamamına yakını toprağa giriyor. Neredeyse hiçbir şekilde su kaybı olmadan toprak içinden sızarak barajları besliyor." değerlendirmesinde bulundu.  

Dr. Deniz Demirhan yeraltı sularının beslenmesine dikkat çekerek, kar suyunun önemini şu sözlerle aktarıyor: "Kar eğer toprak alana yağarsa, toprak yüzeyinde uzun süre kalması sebebiyle yeraltı su kaynaklarını destekler. Fakat yağmurun böyle bir etkisi yoktur. Yağmur suyunun da bir kısmı toprak tarafından alınır ancak büyük bir kısmı akışa geçer ve yine kanalizasyonlara karışır. Aslında bahar aylarında yağan hafif yağmurlar toprağımız için çok faydalı. Yağmur çok şiddetli olduğu zaman, bazı bölgelerde toprağımızın verimli kısmını bile alıp götürebiliyor." 

 İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan

SU DEPOLARI

İstanbul’da kuraklık riskini artıran diğer bir sorun ise apartmanların önemli bir bölümünde su deposu bulunmaması. Son yapılan yasa çalışmaları ile artık yeni binalarda su deposu bulundurmak zorunlu olacak.

Demirhan, “Binalarda atık su kullanımı yağmur suyundan veya kar suyundan elde edilecek. Çünkü şehir suyunu, yani içmemiz gereken suyu, atık su olarak kullanıyoruz. Oysaki bizim bu suyu içiyor olmamız gerekirdi. Böyle olunca bu suyun yarısını atıyoruz. Bu da bizim 'su fakiri' olma yönündeki yolculuğumuzu hızlandırıyor. Halbuki biraz daha şehir suyumuzu içmeye kullansak ve yağmur suyunu da atık su olarak kullansak ülkemiz için çok daha avantajlı olacaktır.” açıklamasında bulunuyor.

'KURAKLIK UZUN VADEDE İNCELENMESİ GEREKEN BİR KONU' 

Dr. Demirhan, Türkiye'nin yıllardır kuraklık süreci içinde olduğunun altını çiziyor. Her yağmur ve kar yağışından sonra konunun gündeme geldiğini anlatan uzman isim düzenli olarak su tasarrufu alışkanlığı kazanılması gerektiğini vurguluyor. 

 Profesör Doğanay Tolunay

'MART VE NİSAN AYINDAKİ YAĞIŞLARA MUHTACIZ' 

Yakın zamanda tarımsal faaliyetlerin hareketlenmeye başlayacağını söyleyen Prof. Dr. Tolunay ise sözlerini şu şekilde noktalıyor: "Ülkemizde, özellikle Ege ve Akdeniz’de, önümüzdeki 15-20 gün içerisinde tarımsal faaliyetler hareketlenmeye başlayacak. Bu bölgelerdeki kar yağışının, toprağın su biriktirmesine ve ekim için olumlu şartlar oluşmasına katkısı olacaktır. Ancak yine de bunun çok yeterli olmadığını, özellikle mart ve nisan aylarında da yağışların olmasına muhtaç olduğumuzu da belirtmek gerekir."

İLGİLİ HABER

Ekrem İmamoğlu'ndan kuraklık açıklaması

Kaynak: Web Özel