Bu ilimizde bir fay kırılırsa hepsini tetikler: 7.4'lük deprem üretebilir!
Türkiye'de yeni yapılan bir araştırma Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolundaki fayların etkisi altında olan kentimizde deprem riskine dikkat çekiyor. 7 büyüklüğünden yüksek deprem yapma riski olan 3 büyük fay bu kentin altından geçiyor. Bunlardan en dikkat çekeni 2500 yıldır uykuda olanı..
Türkiye'de yeni yapılan bir araştırma Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolundaki fayların etkisi altında olan Bursa'nın deprem riskine dikkat çekiyor.
Bursa Türkiye'nin en kalabalık ve en fazla ihracat yapan kentlerinden biri. Kentte birden fazla fay bulunuyor.
Paleosismoloji, yer bilimi (jeoloji) ve deprem biliminin (sismoloji) bir alt dalı ve geçmişte meydana gelmiş depremleri inceliyor. Son dönemde yapılan farklı araştırmalar kentin deprem riskine ışık tutuyor.
Tarihsel kayıtlar Bursa'da 1850'lerde yıkıcı iki deprem yaşandığını gösteriyor.
Depremlerin büyüklüğünü ölçen aletler 1900'lerden önce icat edilmemişti. Bu tarihten önce yaşanan depremlerin büyüklükleri tam olarak bilinmiyor.
Diğer yandan tarihi depremlerin spesifik olarak hangi fay hattındaki hareketlerle gerçekleştikleri de kayıt altına alınmış değil.
Bursa'da 2024 yılında yayımlanan bir araştırmayla yeni bir fay hattı keşfedildiği ve bu fayın 7 ya da üzerinde deprem üretme potansiyeli olduğu iddia edilmişti.
Uzmanlar tarihi kentin büyük bir deprem için bir an önce hazır olması gerektiği uyarısında bulunuyor.
BBC Türkçe'ye konuşan araştırmanın ortak yazarı Munzur Üniversitesi Yer Bilimleri ve Mühendisliği bölümünde Doç. Dr. Taylan Sançar, yaptıkları paleosismolojik araştırmalar neticesinde İnegöl fayının yaklaşık 2500 yıldır uykuda olduğunu bulduklarını belirtiyor.
Doç Dr. Taylan Sançar, "Eski depremlerin nerede olduğunu bulmak bize sadece zamansal olarak bu fayın deprem üretme aralıkları konusunda bir fikir vermiyor" diyor ve ekliyor: "Aynı zamanda mekansal olarak da hangi fayın kırılıp kırılmadığı konusunda bilgiler veriyor."
Sançar, tarihsel depremlerde hangi fayların kırılıp kırılmadığının ilgili yöntemlerle test edilmesi, denetlenmesi ve doğrulanması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, bu alanlarda şehirleşme politikalarının soru işareti taşıdığını söylüyor.