Kılıçdaroğlu CHP grup toplantısında konuştu!

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

Sayın Ecevit'in gönlümüzdeki yeri hiç değişmeyecek. 

15 Temmuz şehit ve gazilerinin hakkını ve hukukunu sonuna kadar arayacağım. Onlar vakıf kurdular, 309 milyon lira para topladılar. Vakfın telefonu ne, yöneticileri kim, hiçbiri belli değil. Hakkı, hukuku sağlayıncaya kadar mücadelemiz sürecek. Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum, birileri rahatsız oluyor. 

Eren Erdem 490 gün hapiste kaldı, yargı bağımsız değil, ülkede demokrasi yok, gizli tanıklarla istedikleri kişileri hapse atabiliyor, istedikleri zaman serbest bırakıyorlar. 

Hava Harp okulu öğrencilerinin velileri aramızda, onların da hakkını savunacağız. Bazı gazeteci arkadaşlarımız serbest bırakıldılar, hapiste düşünce suçlusu olmaz. Herkesin düşüncelerini özgürce dile getirdiği bağımsız bir Türkiye'den yanayız. Osman Kavala'nın da bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. 

Kayyum atayarak görevden alıyorlar, suçluysa hakimler var, ne gerekçeyle atanıyor bilmemiz lazım. Ankara, Balıkesir, Bursa Büyükşehir Başkanı görevden alındığında da demokrasiye darbedir dedik. Yerlerine kayyum atanarak kelepçe vurup 10 saat ayrı ayrı yerlerde tutulması asla doğru değildir. Farklı düşüncelerde, siyasi görüşlerdeyiz. Ben de bayrağımı, vatanımı seviyorum, onlar da sevmek zorundalar. Demokrasiyi sadece kendimiz için değil, bizim gibi düşünmeyen insanlar için de istemeliyiz.

RTÜK diye bir kuruluşumuz var, çok iyi imkanları var, aldıkları aylık olağanüstü. Her partiden aldıkları oya göre üye seçilir. Bizden de Faruk Bildirici vardı. Gitti baktı ki, RTÜK Başkanı yasalara aykırı gelir sağlıyor. Dolayısıyla bunun doğru olmadığını, atanması gereken kurumlardan istifa etmesi gerektiğini dillendiriyor. Dillendirdiği için RTÜK yönetiminden 6 kişi Faruk Bildirici'nin üyeliğini düşürüyorlar. Parlamentonun üstündeki gücü görüyor musunuz? Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Sanıyorlar mı ki sonra gelen üyeler aynı fikri gütmeyecek? Faruk Bildirici yargıya başvurdu bakalım yargı nasıl karar verecek.

15 Temmuz sonrası bir kişinin adını çok dile getirdim, o da Adil Öksüz. 15 Temmuz günü Kazan'a arsa bakmaya gittiğini söylüyor, herkese kelepçe takılıyor, bir kişiye takılmıyor. Herkesin cep telefonu toplanıyor, Adil Öksüz'ün iki cep telefonu ve GPS'i var. Bunu defalarca sordum, ifadesi dahi alınmadı. Götürülürken, sıra Adil Öksüz'e gelindiğinde sırayı kesiyorlar. Adil Öksüz'ün kayınpederini, kayınvalidesini hepsini buldular, Adil Öksüz'ü bulamadılar. 15 Temmuz darbe girişimi Adil Öksüz yakalanmadan aydınlığa kavuşturulamaz. Adil Öksüz'ü kaçıranların tamamı serbest bırakıldı, avukatlar, yazarlar çizerler, aydınlar, hava harp okulu öğrenciler içeride. 

Sayın Binali Yıldırım Başbakanken kendisine sordum, o GPS'leri hangi kurum üretti, nasıl verildi buna bakacaksınız dedim. 251 şehidimiz, 2 binin üzerinde gazimiz var, bu olay aydınlanmayacak da hangi olay aydınlanacak? Devletin kurumları onu takip etmiştir, adım kadar eminim. Bunların aydınlığa kavuşması lazım, zaten zaman içinde kavuşacak. 

Üreten bir toplumda işsizlik olmaz, çocuklar yatağa aç girmez. 10 binlerce çiftçi var, kendi mal varlığını eşinin, üçüncü bir kişinin üstüne geçirip ben iflas ettim diyen çiftçi var, intihar eden çiftçi var. Seçim öncesi geldiler, televizyonlara çıktılar, 'deponun yarısı sizden, yarısı bizden' dediler. Seçim bitti, ortada traktör var ama hacizli.