İngiltere'nin büyük koku problemi nasıl çözülür?

İngiltere'nin büyük koku problemi nasıl çözülür?

İngiltere'nin kanalizasyon sistemi uzun yıllardır bu nüfusu kaldırmıyor. Denizlerin kirliliğinden dolayı sahiller sıklıkla kapatılıyor. 19. yüzyılın ortasından beri ülke bu soruna tam anlamıyla kalıcı bir çözüm bulabilmiş değil.

Bugün dünyanın pek çok büyük ülkesi kentlerinin gelişmiş altyapı sistemleri ile övünür. Batı başkentlerinde metroların yaklaşık 100 yıllık bir tarihi var. Sanayileşmiş ülkelerdeki pek çok kentin kanalizasyon tarihleri de eskiye dayanıyor. İngiltere’nin en büyük altyapı sorunu ise kanalizasyonlarında yaşanıyor. Ülkedeki pek çok plaj zaman zaman ‘kirlilik gerekçesiyle girilemez’ uyarıları ile dolu. Uzmanlara göre bunun pek çok sebebi var ama önce filmi biraz geriye saralım.

Londra modern zamanların ilk sanayileşmiş metropolüydü. 1858 yılında şehrin nüfusu öyle bir hale gelmişti ki kanalizasyon bu kapasiteyi kaldırmıyordu ve dayanılması güç bir koku etrafı sarmıştı. Bu olaya “Büyük koku” ismi verilirken İngilizler o tarihten bu yana Ada’daki kanalizasyon sistemlerine yatırım yapmaya başladılar. Joseph Bazalgette ismi verilen bir mühendisin kurduğu yeni yer altı tünelleri sorunu çözdü.

TEK BORUDAN İKİ BORUYA

Bazalgette sistemi daha sonra Viktoryen İngiltere’nin tamamına uygulandı. Bu sistemde evlerden ve iş yerlerinden çıkan atıklar tek bir borudan kanalizasyon şebekesine akıtılıyordu. 1960’lı yıllarda kanalizasyon iki borulu sisteme döndü. Bugün tüm İngiltere’de 100 bin kilometre uzunluğunda kanalizasyon borusu döşenmiş durumda.

İngiltere’deki Hertfordshire Üniversitesi’nde ekoloji alanında çalışmalar yürüten bilim insanı Veronica Edmonds-Brown, Bazalgatte sisteminin artık amacına uygun olmadığını, bu kapasiteyi kaldıramadığını belirtiyor. Ülkenin dört bir yanında kanalizasyonlar, denizlere ve nehirlere boşaltılıyor. Güneydeki Wembury kasabasında sahiller bu kirlilik sebebiyle yılın önemli bir döneminde kullanılamıyor. Bilim insanı eskiden böylesine durumların 50 yılda bir görülen seller sonucu olduğunu söylerken artık olağan bir hale geldiğinin altını çizmekte. İklim değişikliği İngiltere’deki yağışların eskisinden şiddetli hale gelmesine sebep olmuş.

İngiltere ve Galler 1980’li yıllarda kanalizasyon sistemlerini liberal ekonomi politikaları doğrultusunda özelleştirdi. Kimilerine göre bu sebepten kanalizasyon sistemleri yıllar içerisinde gerekli yatırımı almadı.

Son yıllarda dalgalarıyla meşhur İngiltere’de sörf ile ilgilenen vatandaşlar da kirlilikten bir hayli şikayetçi. Bazı vatandaşlar kanalizasyon şirketlerini mahkemeye verdi. Balıkçılar da isyanda.

İngiltere'nin büyük koku problemi nasıl çözülür? - Resim : 2
Hull şehrinden bir afiş. *İngiltere'nin kanalizasyonunun yüzde 25'i Humber'e (Humber Nehri) gidiyor. Fotoğraf: Shutterstock

NEHİRLERİN YÜZDE 15'İ TEMİZ

Çevre Bakanlığı’nın değerlendirmesine göre ülkedeki nehirlerin sadece yüzde 15’i temiz. Bakanlık yine de ülkede denize girmenin güvenli olduğunu düşünüyor. Kirliliğin geçmiş yıllara göre daha yüksek çıkmasının sebebinin daha fazla data toplanıyor olmasına bağlıyorlar. Kanalizasyona Karşı Sörfçüler isimli sivil toplum örgütü 2030 yılına kadar denize dökülen atıkların yüzde 90 oranında azalmasını istiyor, öte yandan 200 yeni alanda denize girilebilecek su kalitesi talep ediyorlar.

Çevre Bakanlığı denizleri kirleten kişilere karşı hapis cezası dahi verilebileceğini anımsatıyor. Bazı mühendisler yağmur suları ve kanalizasyon sistemlerinin ayrılması gerektiğini düşünüyor, kimilerine göre bu bir çözüm değil. Kanalizasyon sistemlerinin yenilenmesini kimin finanse edeceği de bir sorun. Özel şirket mi yoksa halkın vergileri mi sistemi yenilemeli?

TEMİZ SU BİR SORUN

Muhalefetteki İşçi Partisi, Muhafazakar hükümeti suçlarken yaşananları ‘kanalizasyon skandalı’ olarak yorumluyor. Çevre Bakanlığı temiz su kaynakları hakkında da uyarılarda bulunurken bunun 20 yıl içerisinde İngiltere için önemli bir problem doğuracağını düşünüyor.

Kanalizasyon ülkede önemli bir problem olmaya devam ederken, su işletmesi Thames Water’ın patronu Sarah Bentley’in işi kabul ettiği sırada aldığı 3.1 milyon poundluk ‘hoş geldin ikramiyesi’ İngiltere basını tarafından sıkça masaya yatırılmıştı. İskoçlar kanalizasyon idaresinin başındaki isme yılda 270 bin pound ödüyor.

Kaynaklar: The Washington Post, The Atlantic, İngiltere Parlamentosu