Gözler şimdi bu ailelerde... | Gazilik ve şehitlik unvanı talep ediyorlar
Görev sırasında yaralanmasına karşı gazi sayılmayan 20 binden fazla kişi hala gazilik, evladını askerdeyken kaybeden 10 bine yakın aile de şehitlik unvanı talep ediyor. 1992'de nöbet tuttuğu sırada yaşamını yitiren er Nurhan Gürol'un şehit sayılması gözlerin bu kişilere dönmesine neden oldu.
İstanbul'da 27 Şubat 1992'de nöbet tuttuğu sırada fenalaşarak yaşamını yitiren er Nurhan Gürol'un, 31 yıl sonra şehit sayılması gözleri 'gazi sayılmayan gaziler' ile görev sırasında şehit düşüp, 'şehitlik unvanı' alamayanlara çevirdi. Türkiye'de terörle mücadele sırasında yaralanmasına karşın gazilik unvanı bekleyen 20 bin kişi, çocuğu için şehitlik unvanı bekleyen 10 bin aile bulunuyor.
Bahse konu kişilerin durumu, 27 Şubat 1992'de nöbet tuttuğu sırada İstanbul 66. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda fenalaşarak yaşamını yitiren er Nurhan Gürol için mahkemeden çıkan karar sonrası yeniden gündeme geldi.
Görevi sırasında hastalanıp solunum yetersizliğinden dolayı vefat eden Gürol'un ailesi oğullarının 'vazife malulü' yani 'şehit' sayılması talebiyle SGK'ya başvuru yapmış ancak olumsuz cevap alınca, şehitlik unvanı için yargı yoluna gitmeye karar vermişti.
Yıllar süren hukuk mücadelesi, geçtiğimiz günlerde Ankara 7. İdare Mahkemesi'nde sonuçlandı. Açılan dava kapsamında askerlik görevinin icrası sırasında meydana gelen ölümün askerliğin sebep ve tesiri ile gerçekleştiği kabul edilerek, Nurhan Gürol'un şehit olduğuna hükmedildi.
Şehit Sayılmayan Şehit Aileleri Derneği Başkan Yardımcısı Nuray Vural mahkemeden çıkan karar sonrası yaptığı değerlendirmede, benzer mağduriyeti yaşayan 10 bine yakın şehit yakını olduğunu söyledi. Vural, "Evladımı 20 Ocak 2016'da Diyarbakır'da kaybettim. Kaza kurşunu sonucu yaşamını yitirdiği tespit edilen evladımın şehit sayılması için 6 yıl mahkemeden çıkacak kararı bekledim. Neyse ki Türk yargısı oğlumun şehit olarak sayılması gerektiğine hükmederek, bize kahramanlık madalyası takılmasına karar verdi" dedi.
Kendi durumunda olan ailelerin yardımına koşmak için dernek kurduklarını aktaran Vural, "Evladı askerlik yaptığı sırada görev yerinde vefat eden, kaza kurşunu veya sağlık sebepleriyle ölen 10 bine yakın aile şehitlik unvanı verilmesi için sırada bekliyor. Birçok aile maddi sebeplerden dolayı mahkemeye bile başvuramıyor. Sesimizin duyulması, hiç olmazsa evlatlarımızın kahramanlığını gösteren şehitlik madalyalarının verilmesi en büyük dileğimiz" diye konuştu.
Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği Sözcüsü Ertuğrul Gazi Demir ise, terör saldırılarında yaralanmış ancak yüzde 40’ın altında maluliyeti bulunan güvenlik görevlilerinin malul gazi olarak kabul edilmediğini belirtti. Demir, şunları söyledi:
“Türkiye’de 20 bin yaralı terör gazisi, vücudunda mermi veya şarapnel taşımasına hatta parmaklarını kaybetmesine rağmen yüzde 40’ın üstünde malul olmadığı gerekçesiyle gazi kabul edilmezken, sosyal hak ve yardımlardan yararlanamıyor. Yıllarca mücadele verdik ve gazi olduğumuzu ispat etmek için kapı kapı dolaştık. Çocuklarımıza bırakacağımız bir gazilik madalyası olmasını ve öldüğümüzde ay yıldızlı bayrakla defnedilmeyi istiyoruz."
Türkiye’de terörle mücadele sırasında yaralanan, vücudunda şarapnel parçası kalan ve buna rağmen gazilik unvanı alamayanların mağdur olduğunu sözlerine ekleyen Demir, "Aslında bize söz verilmişti. Bizim yaşadığımız mağduriyet Meclis komisyonuna kadar geldi ancak bir türlü beklediğimiz karar çıkmadı. Seçimden sonra beklediğimiz hakların Meclis'ten geçmesi en büyük dileğimiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar da kaza kurşunu veya sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenlerin de görev şehidi sayılması gerektiğini dile getirerek, "Gazi sayılmayan gazilerin mağduriyeti de giderilmeli” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, gazilik veya şehitlik unvanı için hukuk büroları aracılığı ile mahkemeye başvurulurken, dava açılmasını gerektirecek kriterler uygun bulunduğunda, yargı süreci başlatılıyor. Gazi olan veya görev sırasında vefat eden kişilerin, tüm evrakları avukatlar aracılığı ile mahkemeye iletiliyor.
Türkiye Harp Malulü Gaziler-Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Işık ise, "Mevcut yasa ve kanunlar yıllar öncesine dayanan çalışmayla yapıldığından günümüz teknolojisi şartlarına uygun değil. Mahkemesi devam eden birçok mağdur var ancak süreç çok hızlı ilerlemiyor" dedi.
Kaynak: Web Özel