Genç seçmen oranı neredeyse aynı... | Peki bu kez ne farklı?
Birçok siyasetçi gençlerin oyuna talip. Partiler uzun süredir bu konuda ayrı bir çaba sarf ediyor. Fakat veriler incelendiğinde son yıllarda genç seçmenin ülkedeki seçmenler içindeki payının pek değişmediği görülüyor. Peki bu seçimlerin gençlerini, önceki seçimlerin genç seçmeninden farklı yapan ne?
Yakın tarihin en kritik seçimlerinden birine sayılı günler kaldı. Yüksek Seçim Kurulu bu seçimlerde ilk kez oy kullanacak seçmen sayısını 4 milyon 904 bin 672 olarak açıkladı. Seçimlerin ikinci tura kalması halindeyse 47 bin 523 ilave yeni seçmen oy kullanacak.
Z kuşağının 2023 seçimlerindeki tutumu yıllardır gündeme gelmekte. Partiler, bu seçimlerde belki de hiç olmadığı kadar çok, gençlere yönelik seçim vaadi dile getiriyor. Birçok parti, kampanyalarını birkaç senedir genç seçmeni yakalamaya yönelik hazırlıyor. O zaman soralım: 14 Mayıs seçimlerinde oy verecek genç seçmeni önceki yılların genç seçmeninden farklı kılan noktalar neler?
GENÇ SEÇMEN ORANI DEĞİŞMEDİ
YSK'nın verilerine göre yapılan hesaplamalarda, 12 Haziran 2011'de düzenlenen 24. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde gençlerin (18-24 yaş) toplam seçmenler içindeki oranının yüzde 15,56 olduğu görülüyor. 1 Kasım 2015'teki 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde ise gençlerin toplam seçmene oranı yüzde 15,51 olarak karşımıza çıkıyor. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise bu oran yüzde 14,22.
YSK, bu seçimlerde 18-24 yaş arası kaç seçmenin oy kullanacağını henüz açıklamadı. Ancak TÜİK'in 2022'ye ait adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına bakıldığında bu sayının 9 milyon 106 bin 550 olduğu görülüyor. Yani 14 Mayıs 2023 seçimlerinde gençlerin toplam seçmen içindeki payı yaklaşık yüzde 14,19. Bu oranlara bakıldığında genç seçmenin toplam seçmene payında çok büyük değişiklikler göze çarpmıyor.
📌 12 Haziran 2011 Seçimleri:
Toplam seçmen: 52 milyon 758 bin 909
Genç seçmen: 8 milyon 209 bin 745
📌 1 Kasım 2015 Seçimleri:
Toplam seçmen: 56 milyon 922 bin 717
Genç seçmen: 8 milyon 830 bin 140
📌 24 Haziran 2018 Seçimleri:
Toplam seçmen: 59 milyon 367 bin 469
Genç seçmen: 8 milyon 442 bin 667
📌 14 Mayıs 2023 Seçimleri:
Toplam seçmen: 64 milyon 191 bin 285
Genç seçmen: Yaklaşık 9 milyon 106 bin 550
'SAYISAL TANIMLAMA HER ZAMAN TUTMUYOR'
Siyaset bilimci Prof. Dr. Emre Erdoğan bu konudaki değerlendirmesine, gençler olarak tanımlanan yaş grubundaki toplumsal farklılıklara değinerek başlıyor. Erdoğan, gençleri yaşla tanımlamanın yanı sıra, özelliklerine göre de tanımlamanın önemine dikkat çekiyor. Gençliğin genelde çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, “Kişi mesela oy kullanabiliyor ama öte yandan çalışmak, bir ev kurmak, çocuk sahibi olmak da bir yetişkinlik göstergesi” diyerek 18-24 tanımının her zaman geçerli olmayabildiğini söylüyor.
Bazı bölgelerde yükseköğretime devam oranının yüzde 40'larda olduğunu kaydeden Erdoğan, eğitime devam etmeyen kadınların büyük çoğunluğunun iş hayatına katılmadığını aktarıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“Örneğin 22 yaşında veya öncesinde evlenen genç kadınla, ailesinden harçlık alarak üniversitede eğitime devam eden kadın aynı değil. Ya da çocuk yaşta yasadışı olarak çalışmaya başlayan 22 yaşındaki erkekle, üniversiteden mezun olup aile evinde işsiz yaşayan 22 yaşındaki erkek de aynı gençliği yaşamıyor. Yaşam şekilleri farklı. Hayata katılan gençler, oy kullanırken ebeveynlerinden farklı bir tutum sergileyebilir.”
Erdoğan, aynı etnik gruba mensup gençlerin kentte ve taşrada yaşamasının, zengin ya da yoksul olmasının da farklılıklara yol açtığını dile getiriyor ve “Gençlik dediğimiz şey homojen değil” ifadesine yer veriyor.
PANDEMİ, EĞİTİM VE EKONOMİK DURUM
Bahse konu farklılıklar pek çok coğrafyaya ya da döneme uyarlanabilir. Peki 2023 Türkiye'sinde 18-24 yaşındaki gençlerde diğer kuşaklara göre farklı olan ne? Mesela, 12 yıl önce 2011 seçimlerinde ilk kez oy kullanan seçmenle 14 Mayıs'ta oy kullanacak seçmen arasında hangi açılardan farklılıklar mevcut?
Prof. Dr. Emre Erdoğan, bu yaş grubunu ebeveynlerinden farklı kılan en büyük unsurların teknolojiye aşinalık ve yabancı dil bilme olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu kuşağın ebeveynlerinin önceki kuşaklara göre daha fazla eğitimli olduğunun altını çizen Erdoğan, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:
“Türkiye'de 80'lerden sonra yükseköğretimin yaygınlaşmasının bu tür bir etkisi oldu. Şu an 18-24 yaş arasındaki bir gencin annesinin lise ve üstü mezunu olma ihtimali yaklaşık yüzde 20; bir önceki kuşakta bu oran yüzde 5'ti.”
Bu gençlerin bir diğer ortak noktasının ise pandemi yaşamaları olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bu yıl 18 yaşında olan genç, pandemi başladığında 15 yaşındaydı ve bu çocuklar 1.5-2 yıl kadar uzaktan eğitim gördüler. Arada çok büyük farklılıklar var” demekte.
2011 seçimlerinin ülkede ekonomik büyümenin olduğu ve siyasi krizlerin çok fazla yaşanmadığı bir dönemde yapıldığını anımsatan Erdoğan, 2011'den bu yana gençlerin yaşam şeklinin çok değiştiğini sözlerine ekliyor.
Kaynak: Web Özel