Fırsatlar da var, riskler de! 2025 terörü bitirme yılı mı?

İmralı'da bir süredir yapılması beklenen görüşme yılın son günlerinde gerçekleşti. "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda Irak ve Suriye'de askeri seçenekleri masada tutan Türkiye, terör örgütünün hem yurt içinde hem de yurt dışında tamamen tasfiye edilmesi amacıyla çok yönlü adımlar atıyor. 2025 yılı başlarken; Türkiye'nin terörle mücadelede önünde bulunan fırsatları ve riskleri Haber Global Web Özel için değerlendiren güvenlik ve terör uzmanları yeni başlayan sürecin hassasiyetine dikkat çekiyor. BAU SAM Başkanı, güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar son derece dikkatli olunması gerektiğini belirterek şu değerlendirmeleri yaptı:

İYİ YÖNETİLMELİ

"Terörist başı Öcalan'la ilgili bir durumun başladığını görüyoruz. Bu riskli aktör, örgütün Türkiye'de, Irak'ta, Suriye'de değişik eksenlere angaje olan ayaklarını nasıl etkiyecek? Bununla birlikte İran'ı nasıl etkileyecek? Avrupa'da terör örgütü varlığının nasıl etkileneceği konusu da var. Bu Türkiye ve coğrafya için aradığımız sonuçları mı üretecek yoksa istikrarsızlığın büyüdüğü bir sürece mi dönüşecek? Astarı yüzünden pahalı olmaması için durumun çok iyi yönetilmesi gerekiyor. Çünkü geçmişte çok ağır bedeller ödediğimiz bir tecrübemiz var. Cumhuriyet tarihinin en büyük isyan girişimi olarak tanımlanması gereken 'Meskun mahal çatışmaları' adı altında olaylar yaşadığımız bir dönem var."

ÇOK TUZAKLI BİR DURUM

"Tek aktör üzerinden yürütülecek bir durum değil. Son derece karmaşık, çok aktörlü, çok alanlı, çok zamanlı, çok katmanlı, çok devletli ve çok tuzaklı bir durum. İşe ilginç bir şekilde kavramlardan başlamak gerekiyor. Duruma sözde 'Kürt Sorunu' diyorlar. Bunu kabul ederseniz, golü en baştan yersiniz. Siz 'Türk Sorunu' olursunuz ve arkadan diğer etnik, dini, mezhebi, ideolojik, meşrebi sorunlar devletinize, vatanınıza üşüşür."

NE VERECEĞİZ?

"Şimdi olası riskleri sadece Güneydoğumuzdaki meskun mahaller üzerinden değerlendirmemek gerekiyor. Başta İstanbul olmak üzere YPG/PKK'nın etkileyebildiği büyükşehirlerdeki sosyolojik tabanı hesaba katmak gerekiyor. Bunların daha şimdiden yabancı basında konuşulmaya başladığını görüyoruz. Aman dikkat! Öcalan üzerinden PKK/YPG ile ilgili bir arayış var. Ama bununla birlikte PKK'nın da, Öcalan'ın da bir arayışı ve hesabı var. Öcalan'ın açıklamasında 'süreç, demokratik bir dönüşüm için kıymetli bir kılavuz olacaktır' deniyor. Demokratik dönüşüm ne demektir? Üniter devlet olmadığı kesin. PKK'lıların da kendilerine göre hesapları var, onların patronları var. Trump'ın gelişi ile yeni bir şeyler bekleniyor. ABD ile jeopolitik koz ve inisiyatifler altında işbirliği yapılabilir mi? Olursa Türkiye’den ne isterler, Türkiye bunun karşılığında ne alır? Bu işbirliğinin ilk şartı PKK terör devletinin kurulmasının engellenmesi olmalıdır." 

TRUMP NET DEĞİL

YPG/PKK meselesinin artık yeni Suriye yönetiminin iç meselesi haline geldiğini belirten güvenlik uzmanı Ünal Atabay da şu değerlendirmeleri yaptı:

"Yeni Suriye yönetimi tehdidi ortadan kaldıramadığı taktirde Türkiye operasyonu istediği zaman yapar. Şimdi bu noktadayız. Suriye'nin yeni yönetimi Savunma Bakanlığı'nın bünyesi altına alınabileceğini söylüyor. Bunun arka planı henüz net değil. Kolluk gücü olarak alabilirsiniz, Lağvedip Savunma Bakanlığı içerisinde bir güç olarak alırsınız. Ancak özerklik ya da otonomi gibi bir özelliği olmaz."

"Suriye'de başka Kürt oluşumlar da var. Kütleri YPG temsil etmiyor. ENKS adlı oluşum var. Arap, Süryani unsurlar var. Buradaki yapı yeniden düzenlenip, Türkiye'ye tehdit olmaktan çıkarılırsa Türkiye de durumu yeniden değerlendirecektir. Donald Trump geldikten sonra Suriye'de ABD askeri varlığının devam edip etmeyeceğini ise bilmiyoruz."

[email protected]

Kaynak: Web Özel