Esenyurt'taki tekel bayi saldırısı... Türkiye günlerce bu vahşeti konuşmuştu! Mahkemedeki savunmaları şoke etti
İstanbul Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayi saldırısıyla ilgili 10 sanığın yargılanmasına başlandı. Olayı gerçekleştiren sanıklardan Tarık Özer, "Öldürme kastım yoktur, ben kardeşimi ve oğlumu korumak için ateş ettim" dedi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı fezleke üzerine Esenyurt'taki tekel bayisinde 2 kişinin öldüğü, 1 kişinin yaralandığı silahlı kavgadaki şüpheliler hakkında 25 Aralık 2023'te iddianame hazırladı.
İddianamede, Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer hakkında Yunus Emre Erzen'e yönelik "Tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis, Batuhan Bayındır'a karşı "Kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezası, Yusuf Erzen'e yönelik ise, "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ayrı ayrı 20 yıla kadar hapis, 6136 sayılı kanuna muhalefet ve 3 kişiye karşı "Silahla birden fazla kişi tarafından tehdit" suçlarından 11'er yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep edildi.
İLK DURUŞMA BAŞLADI
Türkiye gündemine oturan saldırının ilk duruşması bugün başladı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses Görüntülü ve Bilişim Sistemi(SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duşmaya tutuksuz sanık Adem Kılıç, Ercan Topçu, Hüsamettin Ahmetoğlu, şikayetçi Cantürk Erzen ve taraf avukatları katıldı.
"OĞLUMUN VURULDUĞUNU DÜŞÜNEREK O ANKİ HALLE HEDEF ALARAK AYAĞINDAN VURMAK İSTEDİM"
Tutuklu sanıklardan Tarık Özer savunmasında, şunları söyledi:
"Cantürk Erzen’i 2015 yılından beri tanıyorum. Kendisiyle ticari ilişkim ve arkadaşlığımız vardır. Olaydan 3-4 ay önce 70 bin ton demir aldılar. Karşılığında çek verdiler. Çeklerden birini ödediler diğerini ödemediler. 625 bin liralık çek için ödeme emri gönderttim. Olay günü şirketimden marinaya gittim. Orada kardeşim murat ve arkadaşlarım geldi. Akşam saatlerinde Cantürk Erzen sosyal medya hesabından benim gönderdiğim ödeme emrini paylaşarak küfürlü sözler söylemiş. Bende kardeşim Murar Özer’e gösterdim bu paylaşımı. Sonra kalktık kardeşimle birlikte giderken çevremizden arkadaşlarımız aradı Cantürk Erzen’in paylaşımlarını söylediler. Bende onu takmadığımı söyledim. Oturduğumuz sitenin önüne geldiğimizde gelen telefonlar artınca bizde Cantürk Erzen'i bu paylaşımları kaldırması için kardeşim Murat aradı. Cantürk telefonu açmadı dönüşte yapmadı. Tekel bayiisinde olduğunu düşünerek gidip konuşmak istedik. Tekel bayiisine girince 3 kişi vardı. Yunus ve Yusuf Erzen’i tanıyordum. Batuhan Bayındır’ı tanımıyordum. Servet bizimle gelmedi. Kim haber verdi onu da bilmiyorum. Paylaşımları görüp gelmiş olabilir. Biz Yunus Emre’ye babasını sorduk oda ‘ne yapacaksın babamı’ diye karşılık verdi. Kardeşim Murat’ta ‘baban bize hakaret etmiş çağır gelsin konuşalım’ dedi. Sonra kardeşimle Yunus Emre Erzen’de sürtüşmeye başladı. Bende Batuhan Bayındır’la Yusuf Erzen’i kavganın büyümemesi için kollarımı açarak engelledim. Ben sırtım dönükken silah sesi duydum. Oğlumda 'baba baba' diye bağırınca kardeşimin vurulduğunu gördüm yerdeki kanlardan. Oğlumun seslenişini duyunca oğlumun vurulduğunu düşünerek o anki halle hedef alarak ayağından vurmak istedim. Yunus Emre'nin silahını bırakması için ayaklarından vurmak için ateş ettim".
"DOLAPLARA ATEŞ ETTİM"
"Yusuf Erzen eli belinde üzerime doğru gelince 2-3 el bacağına doğru ateş ettim. Tekrar döndüğümde elindeki silahı bırakmayınca ben tekrar ayağına bir el ateş ettim. Sonra kardeşim beni tutup dışarı çıkartırken arkamızdan ateş etmesinler diye rast gele dolaplara ateş ettim. Benim orada öldürme kastım yoktur, ben kardeşimi ve oğlumu korumak için ateş ettim. Kardeşimi tedavi için hastaneye bıraktık. Sonra eve gidip üstümü değiştirmek için arkadaşım Adem evime yakın bir yere bıraktı. Büyükçekmece'deki eve geçtim, oraya oğlum Azat geldi. Oğlumla orada teslim olmak için konuştuk. Rast gele bir binanın önünde birinden telefonu istedim polisi aradım kendimi ihbar ettim. Polisler geldi bizi götürdü sonrada tutuklandık. Ben silahımı olay günü arabada bırakmıştım. Ben oraya gidip öldürme yaralama kastım yoktu. Olay bir anda kendiliğinden gelişti. Oğlumun ve kardeşimin öldürüldüğünü düşünerek o anki korku ve panikle haraket ettim. Benim Yunus Emre Erzen’i öldürme kastım yoktu. Batuhan Bayındır olay anında yere düştü. Bayındır, Yunus Erzen’le karşı karşıyaydı. Yunus’un yere düştüğü anla Batuhan’ın yere düştüğü an aynıdır. Benim Batuhan’ın ölümüyle alakam yoktur. Batuhan’ın Yunus’un silahından çıkan kurşunla öldüğünü düşünüyorum. Bayındır ailesiyle ailem tarafından görüşme yapıldığını, arabuluculuk süreci yürütüldüğünü biliyorum. Ailemde Bayındır ailesiyle uzlaştıklarını, helalleştiklerini söylediler."
“OLAYDA BİZİM MAĞDUR OLMAMIZ GEREKİRKEN ŞİMDİ BURDAYIZ"
Sanıklardan Murat Özer savunmasında, “Ben Cantürk Erzen’i 2009 yılından beri tanırım. Bir husumetim yoktur. 2022 yılına kadar ilişkimiz devam etmiştir. Benim yaptırdığım bir binanın işlerinide kardeşimle aynı sektörde olmalarına rağmen Cantürk’e verdim. Cantürk’le kardeşim arasında bir demir ticareti olmuş benim haberim yoktu bundan. 1 milyon 300 binlik bir çek vermiş Cantürk, bunun bir çekini vermiş diğer çeki ödememiş. Kardeşimde diğer çekin ödenmesi için oğlunu ve kendisini aramış. Ben olay günü Marina’da otururken Cantürk abimin ona gönderdiği evrakı paylaşarak küfürler etmiş. Kardeşim bana gösterince şaşırdım. Cantürk’ün telefon numarasını sildim ve marinadan kalkarak evime geldim. Abimle aynı sitede oturuyoruz. Abiminde arkamdan siteye geldiğini gördüm. Bu durumu konuştuk, yarın sabah daha detaylı konuşalım dedim. Sonra Cantürk Erzen’i aradım ama açmadı. Abimde Cantürk’ün tekel bayiisinde olabileceğini söyledi. Ben isteksiz olmama rağmen abim tek gitmesin diye beraber gittik. Biz uzlaşı sağlamak için oraya gittik. Yolda giderken Azad Özer’in dürümcüde olduğunu öğrenince onuda aldık giderken. Yolda Servet Özer’i aradım paylaşımlardan bahsettim. Servet Özer’i ben gelmesi için aramadım teklifte bulunmadım. Tekel bayine gittiğimizde içerde 3 kişi vardı. Yunus Emre Erzen’i tanıyordum. Yunus Emre’yle samimi bir ilişkimiz vardı. Yunus Emre içeri girince tavırlı, agresif cevaplar verince birde gözüyle arada silahına bakıyordu. Alkol bardağını gördüm. Ben kendisinin bize ateş edeceğini düşündüm. Sonra Yunus Emre’nin omzuna elimi koyarak babanı çağır dedim bana sert ve kinayeli cevap vererek elimi itekledi. O sırada silahı alıp bizi vuracaktı. Ben kendi ruhsatlı silahım vardı. Benim Yunus Emre’ye zarar verme isteğim yoktu. Orada tesadüfen elime geçen şişeyle kafasına vurdum ona engel olmak için. Yunus Emre’ye engel olamadım, silahını tutmasam beni vuracaktı. Yunus Emre yerde bir kaç kez ateş etti. Ben abimin olay yerinde ateş ettiğini bile bilmiyordum. Silahının olup olmadığınıda bilmiyordum. İzlediğim görüntülerde Azat beni korumaya geliyor, Azat istese benim silahımı alıp vurabilirdi ama zarar vermek istemedi. Abim silah kullanmayan insan o an benim ve oğlunun vurulduğu düşüncesiyle panikle ateş ediyor. Ben engel olmaya çalıştım dışarı çıktık. Hastaneye gittim. İddianamede kan gütmeden bahsedilmiş. Biz kan gütmedik. Onların düğününe cenazesine gittik. Bizim olayda öldürme kastımız yoktu. Olayda bizim mağdur olmamız gerekirken şimdi burdayız. Olay günü ayağım kırılsaydı oraya gitmeseydim. Keşke Cantürk o küfürleri paylaşmasaydı" ifadelerini kullandı.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede 28 Temmuz 2023'de saat 23.30 sıralarından meydana gelen tartışma ve ateşli silahla ateş edilmesi sonucunda Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır'ın hayatını kaybettiği anlatıldı. Olay günü şüpheli Murat Özer ve Tarık Özer'in, Cantürk Erzen aleyhinde avukatları aracılığıyla icra takibi başlatması üzerine Cantürk Erzen'in şüpheliler Samet Özer, Murat Özer ve Tarık Özer'e yönelik yaptığı paylaşımda, "Lan şerefsizler ben paranızı mı? Vermedim bana dava açıyorsunuz. Beni bu saatten sonra siz öldürürsünüz bu da yapabilirseniz yazdığı kaydedildi. Paylaşım sonrasında Murat Özer, Tarık Özer, Azat Özer ve Servet Özer ile birlikte Cantürk Erzen'i aramak için Tekel bayine gittiği anlatıldı. Şüphelilerinin Tekel bayine gittiğinde dükkan içerisinde Yunus Emre Erzen, Yusuf Erzen ve iki ailenin husumeti ile alakası olmayan Batuhan Bayındırın olduğu kaydedildi. Şüphelilerin Cantürk Erzen ile görüşmek istediği, Yunus Emre Erzen'in ise babasını çağırmak istememesi nedeniyle tartışmanın başladığı fezlekede yer aldı. Sözlü tartışma esnasında Yunus Emre Erzen'in kasanın altında bulunan silahı alarak Murat Özer'in ayaklarına iki el ateş ettiği, daha sonrasında silahlı olayın meydana geldiği kaydedildi. Olay sonrasında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır'ın hastanede hayatını kaybettikleri belirtildi. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda Yunus Emre Erzen'in vücudunda 9 adet mermi girişi olduğu, Batuhan Bayındır'ın vücudunda ise 2 adet mermi girişi olduğu yer aldı.
"ERKEKSEN DÜKKANA GEL PARANI AL"
Fezlekede Batuhan Bayındır'ın ailesinin maddi ve manevi tazminatlarını aldıkları gerekçesiyle şikayetinden vazgeçtiği ancak Yunus Emre Erzen'in ailesinin şikayetinin devam ettiği anlatıldı. Fezlekede bilgi sahibi olarak beyanı alınan Tarık Özer'in eşi Yadigar Özer, eşinin demir tüccarı olduğunu ve 20 gün önce ticaret yaptığı bir kişinin çekini ödemediği, bu nedenden dolayı icraya verdiği, bu kişinin whatsapp'dan hakaret içerikli paylaşımlar yaptığını, "Erkeksen dükkana gel paranı al" şeklinde mesaj attığını söyledi.
SULH YAPMAK İÇİN GİTTİK
Şüpheli Murat Özer'in savunmasında özetle, müşteki Cantürk Erzen'in ağabeyi Tarık Özer'e borcunu ödememesi üzerine Tarık'ın Cantürk'ü icraya verdiğini, bu sebeple olay günü Cantürk Erzen'in Whatsapp'tan hakaret içerikli durum paylaşımı yaptığını, kendilerinin de sulh yapmak için Cantürk Erzen ile konuşmak istediklerini söyledi. Özer savunmasının devamında tekel bayisinde Yunus Emre Erzen'in agresif şekilde davranması üzerine sakinleşmesi için elini omzuna koyduğunu, Yunus Emre'nin elini ittiğini ve kasanın altındaki silaha yöneldiğini, bunun üzerine silahı almaması için kendisini engellemek için Yunus Emre'yi ittiğini ve kafasına içki şişesiyle vurduğunu, Yunus Emre'nin kasanın altından silahı alarak kendisinin ayaklarına doğru 3-4 kez ateş ettiğini ancak 2 kurşunun ayağına isabet ettiğini, diğer şüphelilerin kendisine yardım etmek ve Yunus Emre'yi engellemek için müdahale ettiklerini, olayda kendi silahını kullanmadığını ifade etti.
SANIKLAR İÇİN İSTENEN CEZALAR
İddianamede, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer'in, Yunus Emre Erzen'e yönelik "tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Batuhan Bayındır'a yönelik "kasten öldürme" suçundan müebbet, Yusuf Erzen'e yönelik "tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Sanıkların ayrıca, "kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etmek veya patlayıcı madde kullanmak" suçundan 6’şar aydan 3’er yıla kadar, “ruhsatsız silah bulundurmak suçundan da 1’er yıldan 3’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Erdal Adıyaman, Ercan Topcu, Vedat Erkin, Nimetullah Özer, Hüsamettin Ahmetoğlu'nun da "suçluyu kayırma" suçundan 6’şar aydan 5’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları gerektiği belirtildi.