Enkaz altındakiyle sürekli konuşmak neden önemli? | Bilinç, moral ve hastalık...

Enkaz altındakiyle sürekli konuşmak neden önemli? | Bilinç, moral ve hastalık...
Enkaz altındaki bir depremzedeye ilk müdahale yapılıyor. Fotoğraf: AA

Merkezi Kahramanmaraş olan depremler sonrası arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor. Çıkarma çalışmalarında ekipler enkaz altındakilerle olabildiğince konuşmaya, onlarla sohbet etmeye çalışıyor. Peki bu durumun faydası ne? Hangi durumlara afetzedeye sorular soruluyor?

Türkiye, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem ile sarsılırken depremler 10 ilde büyük yıkıma yol açtı. Arama-kurtarma çalışmaları sürüyor ve depremlerin üzerinden 100 saatten fazla geçmesine rağmen sevindirici haberler gelmeye devam ediyor. Arama-kurtarma ekiplerinin afetzedeye ulaşınca hastaya sorular sorduğunu görüyoruz. Peki bu sorular afetzedenin bilincini açık tutmak için mi soruluyor? Bu işlem hangi durumlarda yapılıyor?

Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu, afetzedenin bilincini açık tutmanın muayene amaçlı yapıldığını söylüyor. Rodoplu, "Nasılsın, iyi misin, neredesin' sorularına karşı taraf mantıklı yanıt mı veriyor, nerede ve hangi günde olduğunu biliyor mu bunlara bakılır. Biz buna yer, tarih oryantasyonu deriz" değerlendirmesini yapıyor.

Dr. Rodoplu, afetzede mantıksız yanıt veriyorsa, konuşması anlaşılmıyorsa, nerede olduğunu bilmiyorsa nörolojik bir sorunun olabileceğini söylüyor ve "Kafatası ya da beyin sapı yaralanması olabilir" diye belirtiyor. Afetzedenin verdiği bir cevapla bile iç organlarının ve kan dolaşımının düzgün çalıştığının anlaşılabileceğini belirten Rodoplu, sözlerini şöyle sonlandırıyor:

"Afetzedenin verdiği yanıtlara göre de puanlama yaparız. Buna 'Glasgow coma scale (Glasgow koma skalası)' deniyor. Hastaya dokununca tepki verirse hasta puan alır, sesli yanıt verirse puan alır. Bunun gibi tetkikler sonucu aldığı puanlara göre hastanın genel durumunun nasıl olduğuna karar veririz."

Enkaz altındakiyle sürekli konuşmak neden önemli? | Bilinç, moral ve hastalık... - Resim : 1
Sağlık ekipleri afetzedelerin bilinçlerinin açık olup olmadığını kontrol ediyor. Fotoğraf: AA

'KONUŞARAK BİLİNCİ AÇIK TUTAMAZSINIZ'

Acil Tıp uzmanı Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu ise, bilinci açık tutmaya çalışmanın hastayı hayatta tutma konusunda bir etkisi olmadığını söylüyor. Karcıoğlu "Hasta ciddi anlamda sıvı kaybı, tansiyon ve şeker düşmesi gibi nedenlerle bilincini kaybediyorsa, bilincini açık tutmaya çalışmanızın çok ciddi bir etkisi olmaz" diyor. "Sizin vereceğiniz uyarı ile bilinç durumu çok fazla değişmez" ifadelerine yer veren Karcıoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Bilincinin açık olup olmadığı konusunda tereddüt yaşanan hastalara bu şekilde uyarı vererek biz bilinci kontrol ederiz. 'Adın ne', 'nerede oturuyorsun' vesaire gibi sorularla bilincin ne durumda olduğunu, açık olup olmadığını anlamaya çalışırız. Yoksa 'Siz o kişiyle konuşmazsanız kişi ölecek' gibi bir yaklaşım mantıklı değil. 'Uyanık kal, uyanık kalmazsan ölürsün' meselesi biraz şehir efsanesi."

Dondurucu soğukta enkaz altında kalan afetzedelerin hipotermiye (vücudun ısı kaybetmesi) girme riskine de değinen Karcıoğlu "Hareketli olursanız hipotermiye karşı korunmuş olursunuz, bir kişiyi konuşturmak onu hipotermiye karşı korumaz" diyor. 

'KAZAZEDEYE ÜMİT VERME AÇISINDAN ÖNEMLİ'  

ATUDER Başkanı Prof. Dr. Başar Cander afetzedenin bilincini açık tutmaya çalışmanın afetzedeyi tutmak, ona güç vermek için yapılan bir uygulama olduğunu söylüyor. Cander "Kazazedeyi enkaz altından çıkartırken iyi bir diyalog içinde olmanız gerekebiliyor. Mümkün olduğunca diyalog içerisinde olmak kazazedeye ümit vermek açısından önemli" diyor. Cander sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Tıbben 'Biz onu konuşturursak şuuru kapanmaz' diye bir şey yok. Ancak vücudun direncini arttıran şeylerden biri de ümitli olmak ve vazgeçmemektir. Afetzedeye umut vermek için bunun yanında kişinin yer tespitinin tam olarak sağlanması için arama-kurtarma ekibi tarafından afetzede ile diyalog kurulmaya devam ediliyor."

Psikolog Gökhan Arayıcı da enkaz altının klostrofobik bir ortam olduğunu söyleyerek, "Yıkıntıların arasında kalanların nefesi daralır ve en büyük yaşayacağı duygu umutsuzluk olur" diyor. Afetzedenin etraftaki yıkımın boyutundan muhtemelen habersiz olduğunu söyleyen Arayıcı, "O anda afetzede sadece 'Bu kadar süre oldu niye bana yardım eden yok' diye düşünür ve öfke duygusu devreye girer, zaman geçtikçe de çaresizlik ve umutsuzluk artar" diyor.

Yardım ekiplerinin kişi ile iletişim kurmasının çok önemli olduğunu dile getiren Arayıcı, "Enkaz altındaki kişi ile iletişim halinde olmak psikolojik açıdan ona destek sağlar, ona umut verir" demekte.

[email protected] 

Kaynak: Web Özel

Afetzede deprem kahramanmaraş Hatay