Döner Almanya'yı nasıl değiştirdi?
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'ın ilk Türkiye ziyaretine 60 kiloluk dönerle katılmasının yankıları sürüyor. 1990'ların başında Türk dönerinin Alman toplumunu nasıl dönüştürdüğünü araştıran Alman sosyolog Eberhard Seidel'ın çalışması, dönerin Almanya'da ırkçılığa karşı etkili olduğunu anlatıyor.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Türkiye ziyaretine; yanında getirdiği 60 kiloluk Türk döneri ve Almanya'da ünlü bir Türk dönerci olan Arif Keleş'le birlikte başladı. Tarabya'daki Alman Büyükelçiliği rezidansında davetlilere döner keserken, "Hiçbir fast food Almanya'da döner kadar satılmıyor" diyen Steinmeier, dönerin artık bir "Alman milli yiyeceği" olduğunu söyledi. Steinmeier'in dönerli ziyareti diplomatik bir jest olmanın ötesinde Alman toplumunda sosyal bir gerçekliğe işaret ediyor. 1990'lı yılların başında "Doner. Eine Türkisch-Deutsche Kulturgeschichte" (Döner. Bir Türk-Alman Kültür Tarihi) adlı sosyolojik araştırmasını yayınlayan yazar Eberhard Seidel, Türk dönerinin Almanya'da Türklere karşı ırkçı önyargıların dizginlenmesinde önemli bir işlevi olduğunu vurgulamıştı.
İLK TEMAS
Eberhard Seidel'in araştırmasını hazırladığı yıllarda Almanya, Türklere yönelik ırkçı saldırılar ve katliamlarla çalkalanıyordu. Ancak Seidel Türk dönerinin sıradan Alman'ın zihin dünyasında büyük bir değişikliğe yol açtığını fark etmişti. Seidel bu durumu, "Döner Almanlar için yabancı bir kültürle ilk temas oldu. Dönerci Türkler, Almanlara, ilk kez yabancıları mülteci ya da sığınmacı dışında bir rolde görme fırsatını verdi" sözleriyle anlatmıştı.
İLK DÖNERCİ BURSALI MI?
Bugün Türk döneri Avrupa'nın her yerinde tüketiliyor. Sadece Almanya'da 18 bin dönerci olduğu tahmin ediliyor. Türklerin sahibi olduğu döner zincirleri Avrupa genelinde yüksek satış rakamlarına ulaşıyor. Döneri Avrupa'ya kimin taşıdığı kesin olarak bilinmiyor. Seidel'in aktardığına göre Avrupa’daki Türk Döner Üreticileri Derneği, 1972’de Berlin’de Hayvanat Bahçesi İstasyonu’ndaki büfesinde döner satan Kadir Nurman'ın ilk dönerci olduğu görüşünde. Eberhard Seidel ise 1969 yılında Baden-Württemberg Eyaleti’nin Reutlingen kentinde Bursalı bir Türk'ün döner sattığı bilgisine ulaşmış. Ancak meçhul Bursalı dükkanına ruhsat alamadığı için sadece bazı sokak şenliklerinde döner satabilmiş.
ÖNCE ELİT YEMEĞİYDİ
Eberhard Seidel çalışmasında Türk dönerinin 1960 yılında 'Bosporus‘ adlı bir restoranın menüsünde yer aldığını ancak ekmek arası değil tabakta servis edildiğini belirtirken İmparatorluk zamanında, Berlin'in Charlottenburg semtindeki bir Türk restoranında döner yapıldığını ifade ediyor. Ancak döner hızlı tüketilen bir sokak yemeği olarak Almanların gündemine 1970'li yıllarda geliyor.
İŞÇİLER ARASINDA SEVİLDİ
Dönerin toplumun alt tabakaları arasında yayıldığını belirten Seidel ilk ortaya çıktığı yerin ise Berlin-Kreuzberg olduğunu vurguluyor. İçinde et, patates ve yeşilliklerin bir arada yer aldığı yiyecek uygun fiyatıyla Alman işçilerinin vazgeçilmezi oluyor. Seidel göçmenlerle Alman işçilerinin ve öğrencilerinin bir arada yaşadığı Neukölln, Ruhr, Tübingen, Freiburg, Würzburg gibi kentlerde Türk dönerinin hızla yayıldığını ifade ediyor.
KRİZ DÖNERE YARADI
Dönerin Türkler için bir sektör olarak ortaya çıkmasında ise 1970'lerin ortalarında yükselen kriz etkili oldu. Almanya misafir işçi alımını durdurdu. Geçimini sağlayacak bir yol bulamayan Türklerin ise geri gönderilmesi tartışılmaya başlandı. Türkler bunun üzerine Almanya'da küçük çaplı ticarete yönelmek zorunda kaldı. Döner ise en çok tercih edilen ticaret aracıydı. Bu durum dönerin Almanya'da gıda ticaretini düzenleyen kurumların gündemine girmesini sağladı. Döneri pek tanımayan Almanya 1989 yılında Berlin Gıda Birliği aracılığıyla hijyenden satışına kadar kapsamlı standartlar oluşturdu. Döner artık Almanya'daki Türkleri tanımlayan bir kartvizit haline gelmişti. Başta ırkçı önyargılarla "geri kalmış kültürün yemeği" olarak kodlanan döner zamanla Almanların vazgeçilmezi oldu.
[email protected]
Kaynak: Web Özel