Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Ne gerekiyorsa yaparız
İdlib'deki gerilim ile ilgili açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "9. gözlem noktasını başka yere taşıma gibi bir niyetimiz yok" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"İdlib’te sükunetin sağlanması için Rusya ile görüşmelerimizi sürekli yapıyoruz. En son Bangkok’ta Lavrov’la bu konuyu enine boyuna ele almıştık. Esasen İdlib, Suriye’nin geleceği bakımından kritik bir konu. Özellikle rejimle muhalefet arasında devam eden Astana müzakereleri, her an kuruluşunu açıklayabileceğimiz anayasa komisyonu gibi, tutuklulukların, zorla alıkonulan insanların değişimine benzer güven artırıcı adımların atılması bakımından önemli bir konu. Dolayısıyla burada ateşkesi sağlamamız lazım. Rejim, siyasi çözüme fazla inanmadığı için askeri çözümü zorlamaya başladı. Burada rejimin garantörü kim? Rusya ve İran. Özellikle Rusların, ‘Oralardan taciz geliyor’ açıklaması doğru değil. Zaten menzil bakımından da son derece uzak.
İdlib için atabileceğimiz adımları da konuşurken, bu saldırıların ancak burada bir felakete yol açabileceğini anlatıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Tüm dünyaya da bu konuda çağrıda bulunuyoruz. Burası Suriye’nin geleceği bakımından ve siyasi çözüm bakımından da önemlidir. Bizim 9’uncu gözlem noktamızın güvenliğini sağlayacak bir konvoyumuza yakın bir yerde dün biliyorsunuz bir taciz ateşi oldu. Ve üç sivil öldü, 12 sivil yaralandı. Bu saldırıdan sonra Rus muhataplarımızla temasa geçtik. Genelkurmay Başkanımız muhatabı ile telefonda görüştü. Gerek olursa yine Sayın Lavrov ile ben görüşürüm. Yeterli olmazsa Sayın Cumhurbaşkanımız da gerekli olduğu zaman Sayın Putin’le görüşüyor.
"Gözlem noktasını taşıma niyetimiz yok"
Ama şu anda Ruslarla her düzeyde temaslarımız var. Hem dünkü saldırıyla ilgili hem de İdlib’de genel bir sükunetin sağlanmasıyla ilgili temaslarımızı sürdürüyoruz. Dünkü konvoyumuzun da görevi 9’uncu gözlem noktamızın güvenliğini sağlamak. Bu 9’uncu gözlem noktaları da yine Rusya ve İran ile Astana’da yaptığımız mutabakat çerçevesinde oluşturulmuştur. Bunu başka bir yere taşımak gibi bir niyetimiz de yoktur. Görevini sürdürecek. Arkadaşlarımız gerekli tedbirleri alıyor. Sahada istihbaratımız da mevcut. Rejimin de ateşle oynamaması gerekiyor. Biz kendi askerimiz ve gözlem noktalarımızın güvenliği için ne gerekiyorsa onu yaparız. Bu konudaki kararlılığımızı da herkes biliyor. Ama o noktaya gelmeyi de arzu etmeyiz. Bir an önce siyasi noktalara odaklanmamız lazım. Üçlü toplantı, Rusya, Türkiye ve İran liderler zirvesi Eylül’de gerçekleşecek.
ABD'ye Münbiç uyarısı
Güvenli bölge konusunda hareket merkeziyle ilgili ABD’den uzmanlar gelmeye başladı. Askerlerimizle bu konuda bölgede çalışmalar devam ediyor. Diğer taraftan güvenli bölgenin oluşturulmasıyla ilgili iyi bir başlangıç olduğunu söyledik. ABD’nin ikinci bir Münbiç sürecini işletmesine müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’yi bir taraftan oyalayarak diğer taraftan terör örgütlerine silah vermesi, işi zamana yaymasını bizim tolere etmemiz mümkün değil. Teknik konularda müzakerelerimiz devam ediyor. Anlaştığımız konular var, anlaşamadığımız yani farklı düşündüğümüz konular var. Ne yaptığımız ve ne yapmak istediğimiz açısından tüm konularda anlaştık dersek doğru olmaz. İyi bir başlangıç derken bunu söylüyoruz. Farklı düşündüğümüz alanlarda tabii ki müzakeremizi sürdüreceğiz. Olur olur, olmazsa da bizim zaten orayla ilgili kendi planlarımız var oraya girme konusunda. Hazırlıklarımız da sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları da net, hiçbir tereddütümüz olmaz.
"PKK ve YPG konusunda kırmızı çizgimiz var"
Sizin birlikte çalıştığınız ülkelerin başkalarıyla da başka angajmanları olabilir. Hiçbir itirazımız olmaz. Ama hele hele NATO’da müttefik olduğumuz bir ülkenin bir terör örgütüyle müttefik olması kabul edilemez. Zaten bizim de şu anda mücadele ettiğimiz budur. Güvenli bölge dahil tüm çabalarımız buradaki terör yuvasını ortadan kaldırmaktır. Bu konuda da kararlıyız. Zaten niye Rusya rejimin garantörü oldu. Çünkü rejimle münasebetleri var, birlikte çalışıyor. İran da aynı şekilde Astana’da rejimin garantörü oldu. Her ne kadar biz rejimi meşru olarak görmesek de, temasını doğru bulmasak da siyasi sürece ulaşma konusunda onların rejimle olan temasının faydalarını da görüyoruz. Evet PKK ve YPG konusunda kırmızı çizgimiz var. Ama herkes diğer ülkelerle veya rejimlerle ilişki içinde olabilir. Faydası da dezavantajları da olur. Bizim amacımız bunları avantaja çevirmek."