Devlet Bahçeli'den 'erken seçim' açıklaması
Devlet Bahçeli: "Türkiye'yi erken seçime sürükleme kara propagandasına kulak asılmayacak, milletvekili seçimleri 2023 Haziran'da yapılacaktır."
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teşkilatlara genelge gönderdi.
Genelgede şu ifadelere yer verildi;
"Aziz Dava Arkadaşlarım,
Ülkemiz 1 Haziran 2020 itibariyle “Yeni Normal” ismiyle takdim ve tarifi yapılan bir dönemin içine girmiş, güçlü ve güven verici bir gelecek istikametinde harekete geçmiştir.
Yaklaşık 2,5 aydır sosyal ve ekonomik hayatı muhtevasına alan kısıtlayıcı tedbirler bugünden geçerli olmak üzere yumuşamaya, tesir hızını yavaşlatmaya başlamıştır.
Elbette gelişmeler umut ve memnuniyet vericidir.
Sadece Türkiye değil, tüm dünya bulaşıcı nitelikli habis bir virüsün baskı ve kuşatmasına maruz kalmıştır.
İnsan ve toplum sağlığını güvenceye almak amacıyla, hastalığın yayılım hızını frenlemek maksadıyla hayatın biteviye akışı mecburen durmuş, beşeri ilişkiler, ticari ve ekonomik irtibatlar, ülkeler arası diyaloglar askıya alınmıştır.
Misal olarak, 2019 yılında 18,6 trilyon dolar düzeyindeki küresel ticaret hacminin bu yıl içinde yüzde 15 ile yüzde 32 arasında daralacağının tahmini,
bununla bağlantılı ekonomik büyüme oranlarında küçülme öngörüleri yaşananların ezcümle özetidir.
Avrupa Birliği’nde kısa çalışma ödeneğinden istifade eden çalışan sayısının 50 milyon düzeyinde olması, Hindistan’da 140 milyon insanın işini kaybetmesi küresel tsunaminin boyutunu göstermesi bakımından sarsıcıdır.
Ayrıca dünya genelinde ilave 305 milyon insanın işsiz kalacağının değerlendirilmesi hastalığın neden olduğu zincirleme sorunlardan sadece bir kısmının tespit ve tefsiridir.
Yalnızca ABD’de işsiz sayısı 40 milyon dayanmışken, işsizlik oranının da yüzde 3,5’den yüzde 14,7’ye fırlaması pek çok sosyal ve siyasal sıkıntıyı tetiklemiştir.
25 Mayıs 2020 tarihinde, ABD’li bir polis memurunun sırf derisinin renginden dolayı bir insanı boğarak öldürmesi bu ülkede dehşet ve şiddet olaylarının perdesini kaldırmıştır.
Malum ırkçı cinayet sosyal ve ekonomik tepkilerle birleşip ABD’nin 16 eyaletiyle 25 şehrine sirayet etmesi, bir isyan ve itiraz dalgasının günbegün büyüyerek Okyanusun karşı kıyısına hâkimiyet kurması hakikaten ibretlik sahnelere vesile olmuştur.
ABD ilk kez kendi coğrafyasında, kendi insanları eliyle zor duruma düşmüştür.
İşyerleri ateşe verilmiş, caddeler savaş alanına dönmüş, Beyaz Saray korumaya alınmış, şiddet eylemleriyle yağma ve talan huzur ortamını mahvetmiştir.
Bunun sonucunda ordu sokağa inmiştir.
Biz hiçbir ülkenin güdümlü ve kontrollü kaos çemberine alınmasını hoş görmeyiz, bunu da arzulamayız.
Dileğimiz ABD’de sağduyunun ve sükûnetin ağır basması, uzlaşmanın öne çıkması, barış havasının egemen olmasıdır.
Ancak ABD’nin samimi ve dürüst bir muhasebeye, karanlık sicilini aklayacak, temize çıkaracak, hatta insanlığa bir özrü çok görmeyecek dirayete fazlasıyla ihtiyacı olduğu da inkar ve ihmal edilemez bir gerçektir.
On yıllar boyunca farklı coğrafyalar üzerinde kanlı oyunlar kurup kaos ihraç eden, bilhassa Ortadoğu’da zulmü ve zorbalığı politik bir argüman olarak kullanan bu ülke geçmişini dikkatle gözden geçirmelidir.
KOVİD-19 salgını süresince Türkiye’nin ABD başta olmak üzere 60’a yakın ülkeye tıbbi malzeme ve maske yardımı insani ve vicdani dayanışmanın iftihar edilecek numunesidir.
Hastalığın neden olduğu ağır can kayıpları, panik ve ölüm korkusu bütün dünyayı vurmuştur.
Her ülke içe kapanmışken Türkiye ileri çıkmış, atılgan ve aktif bir siyaset takip ederek kendi adından onurla bahsettirmiştir.
Türk milleti hiçbir ülkenin iç kargaşa ve karmaşasına bel bağlayarak bundan siyasi, diplomatik ve ekonomik güç devşirmeye teşebbüs ve tenezzül etmemiş, bundan sonra da etmeyecektir.
Nitekim milli ahlak ve asalet gelişigüzel oluşmamış, oluşmayacaktır.
Soylu davranışın icap ve iradesi vardır, bunu da Türk milleti aynısıyla tatbik etmiştir.
Türkiye karamsarlığı alt ederken, yardım bekleyen her ülkeye de elini uzatmıştır.
Salgın günleri Türkiye’nin merhametli tavrını, müşfik tarzını, müstesna vasfını bir kez daha göstermiş, bir başka ifadeyle pekiştirip tescillemiştir.
İnsan hakları sözcülüğü yapan, medeniyet ve demokrasi ahkamı kesen ülkelerin ne hallere düştükleri, nasıl acıklı ve acul durumlara sürüklendikleri vicdan sahibi herkesin bildiği bir husustur.
Türkiye KOVİD-19 salgınından mütevellit çok boyutlu krizi başarı ve basiretle yönetmiştir.
Bunu hazmedemeyenler ise mümtaz gelişmelere utanmadan kulp takmışlardır.
Zorlu süreçte, özellikle sağlık, kamu düzeni ve ekonomi cephesinde hiçbir gevşeme ve gecikmeye müsaade edilmemiş, imrenilecek stratejilerle temin edilmiş yüksek mücadele akıl ve sabırla yürütülmüştür.
Tarımsal üretim, doğrudan destek, imalat sanayi, tedarik ve dağıtım zincirleri vasıtasıyla halkımızın ve ekonominin ihtiyaçları karşılanmıştır.
Çok şükür KOVİD-19 salgını engellenmiş, inişe geçmiştir.
Felaketin dizginlenmesi için devlet-millet dayanışması hayranlık uyandırmış, özlemle beklenen milli birlik ve beraberlik duygusu kuvvetle uyanışa geçmiştir.
Bugünden sonra salgın günlerinin telafisi en iyi şekilde sağlanacaktır.
Hayatın normalleşmesiyle birlikte milletimizin gıda, sağlık ve moral ihtiyaçları sürekli tahkim ve takviye edilecektir.
Kaldı ki beklentimiz ve ümidimiz öncelikle bu şekildedir.
Sağlık altyapısının güçlü oluşu, bu zamana kadar yapılan yatırımların isabet derecesi, sağlık personelimizin fedakar ve kahramanca çalışması, güvenlik güçlerimizin takdir ve tebrik edilecek gayretleri, hükümetin milli ve müessir duruşu, milletimizin eşsiz destek ve duası salgının kontrol altına alınmasında başlıca faktörlerdir.
Buna rağmen, KOVİD-19 salgınının yayılıp Türkiye’yi zaafa uğratmasını hayal edenlerin varlığı da esef ve endişe verici seviyelere ulaşmıştır.
Şehir hastanelerinin nasıl yapıldığını sorgulayan, ekonomiyle ilgili konularda yalan yanlış ithamlarda bulunan, yapılanı yıkmak için bahaneler imal eden icazetli ve ipotekli siyasetçilerin bir kaşık suda fırtına koparma telaşları köksüzlüklerinin ispatı olmuştur.
Türkiye batsa, milletimiz buhrana düşse bunlar havalara uçacaklardır.
Vaka ve vefat sayısı denetim sınırlarından taşsa bunların göz pınarlarından sevinç yaşları dökülecektir.
CHP, KOVİD-19 salgını döneminde ahlak, haysiyet ve mensubiyet imtihanından çıkamamış ve sınıfta kalmıştır.
Çirkef dedikodularıyla, aslı astarı olmayan çirkin beyanlarıyla, hükümeti kötü gösteriyim derken Türkiye’ye kast etmesiyle gerçek niyet ve hedefini tekraren deşifre etmiştir.
CHP-HDP-İP küfran-ı nimet içinde ülkemizin karşı kutbunda buluşmuşlar, FETÖ-PKK’ya el sallayıp devamlı kur yapmışlardır.
Hatta Türkiye’nin salgına yenilmesini, bundan siyasi ikbal çıkarmayı içten içe dileyecek kadar siyaseten parçalanma yaşamışlardır.
Türk milleti her şeyin farkındadır.
Üstelik fazilet ve ferasetiyle karanlık senaryoları yırtıp atmıştır.
CHP ve zilletin diğer ortakları baltayı taşa vurmuşlardır.
Hastalıkta iktidar arayan, sokak aralarında gelecek planlaması yapan, demokrasiye, tarihsel ve milli haklara sırt çeviren bu zelil siyaset devşirmelerinin milletimiz nezdindeki itibarları artık sıfırlamıştır.
İnanıyorum ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muazzam imkan ve iradesiyle devasa bir sorunu geride bırakmak üzere olan ülkemiz, yeni hükümet sisteminin kökleşip güçlenmesiyle kronik bütün meselelerini de zaman içinde çözecektir.
Bugünden geçerli olmak üzere başlayan “Yeni Normal” sürecinde, partimizin siyasi ilkeleri, savunduğu milli değerleri daha bir önem kazanacaktır.
Vatandaşlarımızın temizliğe özen göstermeleri, maske takmaları, sosyal mesafeyi korumaları hastalığın muhtemel ikinci dalgasının önüne de Allah’ın izniyle geçecektir.
Bu kapsamda olmak üzere, parti teşkilatlarımızın aşağıda maddeler halinde ifade edilen “İşbu Genelge” hükümlerine aynen riayet ve dikkat etmeleri gerekmektedir.