DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan: Her ittifak tek bir aday çıkarmalı

Ali Babacan Haber Global
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan: Her ittifak tek bir aday çıkarmalı

Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programının bu haftaki konuğu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu. Gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulunan ve Cumhurbaşkanı adayı belirlemek için erken olduğunu belirten Babacan, "Her ittifak tek bir aday çıkarmalı" dedi.

Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programının bu haftaki konuğu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu.

ELEKTRİK ZAMMI VE KILIÇDAROĞLU'NUN 'FATURAMI ÖDEMEYECEĞİM' AÇIKLAMASI

Babacan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Bu kadar yüksek elektrik ve doğal gaz fiyatlarını bir şekilde protesto etmek anayasal hak. Vatandaşlarımızın olan bitene tepkisini göstermesi olağan. Türkiye böyle bir şey yaşamadı. Petrol fiyatları benim bakan olduğum dönem 20 dolardı. 7 buçuk kat arttı. Bu artışı nasıl vatandaşlara aktaracağımızla ilgili sürekli toplantı yapardık. Maliyet artınca illa ki fiyatlar artıyor. Sorun şu an döviz kurundaki artış. A'dan Z'ye her şeyin maliyetini arttırdığı gibi elektrik fiyatlarını da artırmış durumda. Dolar kurunda yüzde 90'lık artış var. Normalde dünyadaki enerji fiyatları ve enflasyona paralel bir artıştan söz ediyoruz aslında. Ancak MB ile ilgili çok büyük yanlışlar yapıldığı için her şeye zam geliyor. Sorunun özünde dolar kurunun artması var. Bunun da tek sebebi kötü yönetim. MB'nin bağımsızlığını kaybetmesi. 

Doğal gazda hane halkına normal tarifeden daha düşük bir tarife uygulanıyorsa bu elektrik için de yapılabilir. Şu andaki hükümet ülkede rezerv bırakmadı. Ne kadar yedek akçe varsa biriken MB'de yine sıfırladılar. Kara gün için ayrılan akçelerin tamamı sıfırlandığı ve MB rezervleri düşürüldüğü için... Sübvanse edecekler ya da vergi düşürecekler. İkinci bir enflasyon dalgasına da hazır olmak gerekiyor. Tek tek atılmış adımlarla bu mümkün değil. 

BU DÖNEMDE ÖDEMEYENLERİN ELEKTRİĞİNİN KESİLMESİ ÇOK ZOR

Elektrik faturasını ödemeyince bunun yaptırımlarından biri aylık üzerine eklenen geç ödeme cezası ve birisi de kesmek. Şu an elektrik kesilebilecek mi ben emin değilim. İnsanların evlerinde kullanılan temel ihtiyaç malzemelerinin haczedilmesini engelledik. Böyle bir icra iflas yasası varken borcunu ödemeyenlerin elektriğini kesmeleri çok zor. Bu kadar fiyat arttıktan sonra bu oran daha da artacak. Temel ihtiyaç diye buzdolabı alınamazken elektriği nasıl keseceksiniz? Bu konu Sayın Erdoğan'ın önüne gelecek o da gönlünde ne koparsa... Fiyatlar bir miktar geri çekildiğinde, fiyatlar düştü ve Erdoğan'ın ismini yan yana okuyacaksınız. Kur düştüğünde Erdoğan düşürdü oldu, elektrik fiyatlarında da aynı algı yaratılacak. Erdoğan ne zaman bir elektrik faturası gördü? Komşusu yok. 

Şu anda vergileri indirme baskısı var. Vergi açığını MB'den finanse edilecek bazı operasyonlar yapılıyor. Ya MB kaynaklarına daha çok ihtiyaç duyulacak ya da daha çok borçlanılacak. Piyasaya borçlanmak için çıktıklarında da faizleri yükseltecek. MB'ye talimat veriyor faizleri düşür diye ama. Eylül ayında hazinenin borçlanma faizi yüzde 17 iken çıkmış yüzde 25'e. Daha çok borçlanmak için bu faiz daha da yükselecek. Bu konulara nokta atışı çözümler üretilmesi lazım. Türkiye doğal ve petrol ithal eden bir ülke olarak bütün bunlarla üretilen ürünlerin fiyatları arttı. İşin için de döviz kurlarının patlatılması var. Aralık ayında 17 milyar dolarlık 9 milyar doları gizli sattılar. 

MB'nin bilançosu ortada. MB, aralık ayında döviz sattığının cevabını bankacılar verecek. MB'nin net döviz pozisyonu nasıl bu hale geldi. Bu döviz satışıyla ilgili. Bunun 9'u gizli saklı gerisi de alenen satıldı. MB, bunu ilan etti, döviz satıyorum dedi. Ekonomiyle ilgili atılan adımların çoğu yanlış. 

40 sene önce denenmiş işe yaramamış metotları getirip yeni geliştirilmiş gibi ortaya koyuyorlar. Türkiye'de kronik yüksek enflasyon dönemi başlamış döneminde. 1990'lı yıllarda olduğu gibi. Bunu düşürmek için ekonomi yönetimi bilim ve akademi ışığında olmalı. Yapamazlar artık, o sınırı aştılar. İçeriden bildiğimiz için zamanında ekibimizle birlikte ayrıldık. Yanlışlar büyüdü, ülke kötüye gitti. Hiçbir şey yapmazsak bunun büyük sorumluluğu olacak dedik. DEVA Partisi'ni kurduk. Hızla partimiz büyüyor, çok iyi gidiyor. Teşkilatımız büyüyor, eylem planları hazırlıyoruz. Seçimden sonraki ilk günden sonraki işleri tartışıyoruz. Kültürel sebepli enflasyon denildiyse bu Avrupa'ya 'siz anlamazsınız, biz böyle yüksek enflasyonla yaşarız' demek böyle bir şey olamaz. Bu hükümetin iş tutuş tarzı ve bu zihniyetle bu enflasyon düşmez. 

DÖVİZ KURUNUN SABİT KALACAĞINI TAAHHÜT ETTİLERSE PİYASA BUNU TEST EDER

Londra'da kuru burada tutacağız diye bir taahhütte bulundularsa kimse buna güvenmez. Bunu piyasa fesheder. Böyle açık bir rakam telaffuz ettilerse piyasa bunu test eder ve ifade eden seviye yıkılır geçer. Yakında nasıl yeni bir dalga ile karşı karşıya kalacaklarını görürüz.

EKONOMİ SADECE EKONOMİ POLİTİKASIYLA DÜZELMEZ

Şuna üzülüyorum Türkiye'nin milli geliri 3 bin 600 dolardan 12 bin 500 dolara çıkarken, enflasyon tek haneye inip de paradan altı sıfır attığımızda hiç mi bir şey öğrenmediniz? Kopya bile mi çekmediniz ya?Türkiye'de paradan 6 sıfır atıldığındaki dönemden hiç mi kopya çekmediniz? 6 yılda dolar kuru, nasıl 1 buçuktan 1.30'a indi. Biz aynı dönemde enflasyonu düşürdük. O dönemde sadece ekonomi politikalarıyla yapılmadı. AB'ye girme süreci vardı. Kopenhag kriterleri karşılandı. Müzakereler başladı. Sadece ekonomi de değil demokraside, hukukun üstünlüğünde de çok fazla aşama kaydedildi. Sadece ekonomik adımlarla ekonomi düzelmez. 

Türkiye son 20 yılda dönem dönem bazı konularda çok başarılı oldu. Dürüst ve işinin ehli kadrolar işin başındaysa ortak akılla kararlar alındıysa o dönemde Türkiye çok başarılı olmuş. MB'nin görevden alınması, o dönemdeki mevzuat buna izin vermiyorlar. Kişiyi görevden alma yetkisini Cumhurbaşkanı'ndan aldılar. O da mevzuat değişti artık MB Başkanını görevden alabiliyorum dedi. Eskiden bu mümkün değildi. MB'ye ilişmesine asla izin vermedik. Cumhurbaşkanının zaten hukuki yetkisi de yoktu. Özelikle 2014 2015 yıllarında çok büyük talep vardı. Görevden almak yoktu ama istifaya zorlanabilirdi. Süreyya Serdengeçti böylece 5 yıl görevde kaldı. Hiç kimseye dokunmadık. Sonra Durmuş Yılmaz Başkan oldu. Aldırmayın, sen bağımsızsın, görevinin gereğini yap dedik. Ona da 5 yıl dokunmadık. Erdem Başçı'ya neler yapıldı. MB politika faizi yüzde 6'yken vatana ihanet dendi. Onu da tuttuk. Bu büyük bir mücadeleydi. Yaptıklarımız değil bir de yanlışlara müdahale etme mücadelesi verdik. O yüzden Türkiye başarılı oldu. MB bağımsızdır, asıl görevi fiyat istikrarıdır. Hükümetin istihkam ve kuruluş politikalarını destekler. 

AKŞENER'İN "TÜRKİYE, AK PARTİ İKTRİDARINDA DİKKATE DEĞER BİR BAŞARI HİKAYESİ YAZAMADI" AÇIKLAMASI

Tabii, geçmişi uzun uzun konulabiliriz. Bugünkü basın toplantımızda yarınlarla ilgili 119 maddelik eylem planımızı açıkladık. Tarım Eylem Planımızı, Afet Yönetim, Sosyal Yardım Eylem Planları bunları açıkladık. Ekonomik büyümenin nasıl yüksek teknolojiye dayalı olması gerektiğiyle ilgili eylem planları. 11 sene bu ülkenin ekonomisinin yönetiminin başındaydım. Uygulama tecrübesi çok farklı bir şeydir. 2003-2020 çok uzun bir dönem. Her bir dönemin ayrı değerlendirilmesi lazım. İhracat yüzde 15 arttı, rekor kırdık diyorlar. Daha önceden katlaya katlaya gitmiş. Arkasında üretim, yatırım, sermaye girişi var. Türkiye 12 bin dolar milli gelir seviyesini gördü.

Askeri harcamalar ekonomik büyümeyi destekleyen bir harcama değildir. Bunların doğrudan ekonomiye etkisi ihmal edilir seviyededir. Çok zayıf bir bağlantısı vardır. Önemli olan dış operasyonların ülkenin istikrarına katkısı. Eğer istikrara katkı sağlarsa onun ekonomiye getirdiği fayda çok daha büyük olur. Dışardaki operasyonlar çıkarlarımız gereği değilse o zaman içerideki istikrara zarar verir. Güvenlik harcamalarında mutlaka iç istikrara huzura katkısı nedir ona bakmak gerekiyor. Yapılan iş ülkenin itibarını arttırıyorsa, uluslararası toplum da bunu takdir ediyorsa bu döner ülkeye ekonomik fayda bile sağlayabilir. Bu meselelere hep istikrar, uluslararası itibar ve hukuk açısından bakmak lazım. Üzerimizdeki baskı savaşa girelim ekonomi bozulmasın baskısıydı. Burada ekonomi bozulur diye savaşa girelim, ama girmememiz faydalıysa girelim ve artı eksisini görelim. ABD'den destek hikayeleri de vardı, ben de destek verecekleri intibası oluşmadı. Sonra tezkere oylandı ve geçmedi. Mart tezkeresiyle ilgili olanda hayır vardır, diyorum şu anda. 

 Karşılıklı bağımlılık, ülkeleri birbirlerine bağımlı hale getirmek faydalı bir şeydir. IMF ile ortak olarak oturduk. Onlar bizden 5 milyar dolar istedi. Şimdi gidiyorlar BAE'ye. Hükümetin ifadesi 15 Temmuz'u desteklediler. Bu ülke gerçekten desteklediyse nasıl bunları devlet töreniyle karşılarsınız? Bir haftada yaktıkları parayı BAE'den aldılar. Belki de düşman üretmeye ihtiyaçları vardı o zaman. Hiçbir şey demediler çünkü hesap verme hissi yok. 

İlk kez 2009'da istifa dilekçemi sordum. 2011 seçimlerinde başarının verdiği aşırı özgüven, güçlü lider alıyor götürüyor zaten ülkeyi.. O dönemden sonra böyle olduk. 2014-2015 imar rantları, inşaattan şikayet ettiğim, sanayiye kaynak akmadı. Kamu özel ortaklığı sonraki bir şey. Bu kadar uzun süre içerisinde her dönemi kendi içerisinde değerlendirmek ve yarınlara da bakmak lazım. 

2016 15 Temmuz'u yaşadık, o dönemde çekilmiş bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan var. Bir de bir terör örgütü var. O dönemde demokrasinin yanında olmayı görev bildim. Kılıçdaroğlu da Yenikapı mitingine gitti. 

EKONOMİ EYLEM PLANI'NDA 'ÖZELLEŞTİRME'NİN YERİ NE?

100 tane şirket aynı şeyi üretiyorsa bir de devletin onu üretmesi saçma. Enerji dağıtım şirketleri kendi bölgelerinde tekel. Kendi bölgesinde tekelse o şirketin çok dikkatli denetlenmesi ya da hiç özelleştirilmesi lazım. Özelleştirildikten sonra tekel durumuna düşen firmanın hiç özelleştirilmemesi lazım. Özelleştirdikten sonra rekabet var mı, yoksa tekel mi oluşturuyorsunuz. elektrik şirketlerinde özelleştirme doğru uygulansaydı şu anda bir sorun çıkamayabilirdi. Yap-işlet- devret modelinde hastanelerin olmasına karşıyız çünkü gelir üretmiyor. 

YASTIK ALTINDA 5 TON ALTIN OLDUĞU SÖYLEMİ

Güven olursa bu çağrılara karşılık olacaktır. Dönem dönem sisteme altın girdiğini görmek mümkün. Bankalarda kiralık kasalarda döviz ve altın bir üst kata çıkıp da bankaya mevduat olarak yatsa ülkeye kaynaktır. Ama kiralık kasaya girmesinin nedeni zaten güvenlik. Şu anki hükümet, ağzıyla kuş tutsa güven oluşturmaz. Anaysa Mahkemesi'nin kararlarına saygı duymuyorum, diyen bir hükümetin olduğu ülkede asla güven oluşturamazsınız. Türkiye'nin hukuk ve adalet sisteminde güveni oluşturmadan ekonomiyi düzeltme şansınız yok. Her gün iyi ki DEVA Partisi'ni kurmuşuz diyoruz, şu an hükümetin plan program yapma olayı yok. 

5 Eylül 2021 tarihinde orta vadeli ekonomik programda 2024 için 10,30 dolar kuru. Şimdi böyle bir hükümet böyle bir program anlayışı, mümkün değil yapamazlar. 

En son seçim 2018'de oldu. Bu dönemde muhalefet hazırlıksız yakalandı. Baskın seçimdi. Onlardan birkaç ay önce erken seçimden bahsetmek vatana ihanettir diyordu. Bahçeli'yle konuştular, erken seçim lazım, denildi. Yasal düzenleme yapıldı, o dönemde MHP AK Parti ittifak oldu, bu tarafta 4 partiden oluşan bir ittifak meydana geldi. İttifaktayız diye seçime girdiler ama ayrı ayrı cumhurbaşkanı adayı çıkardılar. O biraz baskın seçimdi. Ortak adayla gidilmeliydi. İttifak halinde girecek partilerin ortak bir aday olması lazım. O dönemde Abdullah Gül olmasını istedik. Önümüzdeki seçimlerde ben hata marjı görmüyorum. Mutlaka kazanmak ve açık farkla kazanmak lazım.

BU SEÇİMİ AÇIK FARKLA ALMAK GEREKECEK

2019'da İstanbul'un birinci tur seçiminde 10 bin farkla İstanbul'u mu vereceğiz dedi. 200 bin sandık kuruluyor, bunlara sahip çıkmak gerekecek. Bazı sandıklarda kontrol kurulamazsa yapılacak kasıtlı müdahaleler seçim sonucunu etkileyebilir. Ufak farklar olursa müdahaleyle o farklar kapatılabilir. Ne olursa olsun açık farkla bu seçimi almak gerekecek. İstanbul'da gördüğümüz için bunu söylüyoruz. Seçimden önce güzel bir strateji hazırlarsak, vatandaş güvenirse bu olur. Bu güveni oluşturmak en önemli ödevimiz sonuçta. İkna edici ve iyi çalışılmış çözümleri vatandaşın önüne koymak en önemli ödevimiz. 

2018 seçimlerine kadar sandığa müdahale ile ilgili bir kanaat bende yoktu. Böyle bir şey bizim değerlerimizde olamazdı. Buna inanırdık. Ama 2018 seçimlerinde olduktan sonra olduğunu duyduk. Farklı lojistik yöntemlerle seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik bazı şeyler duyduk ve bunların gerçek olma ihtimalinin olduğunu da düşünüyorum açıkçası. 2011'de de konuşulmadı. Hem Genel Başkan hem de Cumhurbaşkanı şapkası var bu büyük bir güç. 

Bahçeli'nin Erdoğan'la ortaklığı bana mecburi gibi geliyor, bundan çok memnun olduğunu düşünmüyorum. Bahçeli'nin kara ortak zarara karışmama durumu vardı. MHP'li bir bakan Bahçeli'nin bir bakanı olmadığı için de kimse Bahçeli'ye gelip sormuyor. 

6 LİDER 12 ŞUBAT'TA NE KONUŞACAK?

 

Partiler arasındaki çalışmada bazı başlıklar var. Bunları sistematik bir şekilde değerlendirmeyi önemsiyoruz. 6 siyasi partinin birlikte çalıştığı parlamenter sistem çalışması var. Eylül ayında 6 partinin temsil edildiği bir masa kuruldu. Farklı farklı çalışmalar tek bir çalışma haline getirildi. Şimdi hedef kamuoyuna duyurulması. Bu önemli bir başarı.6 parti tam mutabakatla parlamenter sistemle ilgili her şeyde tam mutabakat oluştu. En son bize sunulan metinde biz mutabıkız. Bu birinci konu. Parlamenter sistem çalışması bir hedef. Önümüzdeki ilk seçim mevcut sisteme göre yapılacak. Mevcut sisteme uygun yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşkanı olacak. Ülkeyi parlamenter sisteme geçene kadar ülkeyi nasıl yöneteceği de çok önemli bir konu. Seçilen kişinin, tek imzayla istediğimi yaparım, demesini uygun görmüyoruz. Bugünden konuşmazsak bunlar ileride hep ihtilaf sebepleri olabilir. Bunu yazılı bir metin haline getirmesi ve 6 partinin mutabakatını sağlamamız gerekiyor. 

ŞU ANDA İTTİFAKTA DEĞİLİZ

Şimdi bir sol ittifak kuruluyor, HDP'nin de içinde olduğu. Bizim aldığımız bilgilere göre, o çalışma yürüyor. Böyle bir şey olacak. Geniş bir siyasi mutabakat zeminiyle olması gerektiğine de inanıyoruz geçiş sürecinin. Önce 6 parti bir konuşalım diyoruz. Ortak çalışma konusu haline getirilmesini ben önerdim. Geçiş dönemiyle ilgili de bir hazırlık yaparsak mutabakatların olacağını düşünüyorum. Erdoğan, belki başkanlık ile seçimi kazanamazsa belki tekrardan parlamenter sisteme de dönmek isteyebilir. İttifak olacaksa ortak aday olmasını uygun görüyoruz. Şu anda ittifakta değiliz. Ağızdan söz bir defa çıkar, kültürümüz öyle. Sözün ağızdan çıkmamız için emin olmamız lazım. Geçiş sürecindeki mutabakatı önemsiyoruz. İttifaktan bahsedeceksek bir ilkeler ve değerler metnine ihtiyacımız var. Bir ortak idare koymamız lazım. Parlamenter sistem bir hedef. Hepsinin bir programı var. Birlikte seçime gireceklerse ortak değerler ve ilke sistemine ihtiyaç var. 

SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRA TEKRAR SEÇİME GİDİLMEMELİ

İttifak seçim öncesi konu. sonrasında biraz koalisyon oluyor. Artık farklı başlıklarda ülke ortak yönetilirken politikaların ortaklaştırılması ile ilgili konu. Biz açıkçası baştan ne kadar detaylı çalışılırsa seçimden sonra o kadar hızlı çalışılacağını ve artık vatandaşların çok tahmin edecek gücü olduğunu sanmıyorum. Seçim olacak diye vatandaşlar tahammül ediyor. Bize, hadi ne yapacaksınız dediklerinde, "Hazırlık yapmamız lazım" demememiz lazım. AK Parti bile artık kendi başına gidemiyor seçime. Ancak MHP'yi yanına alarak seçimi kazanabildi. Bu şu andaki sistemin teşvik ettiği bir konu. İlki parlamenter sistem, geçiş sürecinde ülke nasıl yönetilecek, ilke ve değerler, seçimden sonra koalisyonun ortak değerleri. Bunlar olmasa da olur biz kendi başımıza yürüyecek. Gönül arzu eder ki geniş bir mutabakat ile yürüsün bu işler. Diyelim ki seçim oldu, bir süre sonra parlamenter sisteme geçtik o anda ülke yeniden seçime gidecek mi, yoksa tamamlayacak mı? Dediğimiz arada bir seçimin daha olmaması. Ben oyumu kullanıyorum, siz gereğini yapın, der vatandaş.

ÜYELERİMİZİN SADECE YÜZDE 30'U DAHA ÖNCEDEN AK PARTİ'YE OY VERMİŞ İNSANLAR

Parlamenter sistem çalışmaları bizim için büyük bir sınavdı. Farklılıklar illa ki olacak. Şu an 120 bin resmi üyemiz var. Bu üyeler üzerinde 3 tur anket yaptık. Sadece yüzde 30'u AK Parti'yi oy vermiş insanlar. Biz DEVA Partisi olarak kendimizi AK Parti'den kopanlar diye konumlamadık. Bizim AK Parti'nin alt kümesi gibi bir durumumuz yok. Topyekün herkesi bir torbaya doldurmak çok doğru değil. Şu anda siyasi partilerin birlikte çalışacağı bir demokrasi alanı yok şu anda. Önce hep beraber bunu bir inşa edelim. Şu anda son taslakta mutabıkız. Önce ittifak olacak ise ortak bir aday mı yoksa ayrı ayrı bir aday mı çıkaracağız.

HER İTTİFAK TEK BİR ADAY ÇIKARMALI

Bizim kararımız her ittifakın tek bir aday çıkarması. İsimler üzerinden yapılacak tartışmaların çok faydalı olmayacağını düşünüyoruz. Herkes kendi içinde çalışır. Ortak aday iradesi varsa kimin aklında hangi aday varsa konuşulur, geri plan diplomasisi yapılır. Türkiye ile AB arasındaki bütün müzakerelerin başında oldum. Bütün G20 sürecini ben yönettim. Şu anda aday konuşması için erken. Bu kadar erkenden tartışılırsa bugünkü zihniyetten çok da farklı olmayacağını düşünüyorum. Bu konularda hiç görüşmedim ve yorumda bulunmadım. Cumartesi günü böyle bir konunun gündeme gelmesini ben çok yanlış görürüm. İşi basamak basamak sağlam adımlarla götürmek gerekiyor. Biz böyle yürümeyi seviyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin kuruluş tüzüğünü ihlal ediyor. 

SEÇMENİN 3'TE 1'İ DEVA PARTİSİ'NDEN HABERSİZ

Yüzde 10 seçim barajını geçeceğini bilseydiniz sorusuna anketlerde, yüzde 24 oranında 'veririm' cevabı verilmiş. Bizden haberdar olan, ne yaptığımızı anlayan, az çok kadromuzu tanıyan vatandaşlardan destek iyi. Henüz DEVA Partisi'nden henüz habersiz vatandaşlar var. Seçmenin 3'te 1'i DEVA Partisi'nin varlığından habersiz. Anketleri gördükçe biraz hayret ediyorum. Biz Genel Merkez olarak bir anket yaptırmadık. İstanbul için seçim yaptık. Bir desteğin sayısal boyutu bir de kalite boyutu var. Desteğin oranı yüzde 25 olabilir ama kalitesi düşmüş olabilir. Bu destek, daha kötüsünden korktukları için verdikleri bir destek. Daha iyisi beklentisiyle Erdoğan'a destek veren vatandaşların sayısı çok düşük. Kalitesi çok düşmüş durumda. Bunlar bu işi çözer kanaati oluşunca kitlesel kopuşlar meydana geleceğini düşünüyorum. 

Eğer ki herhangi bir ittifakta olmazsak ben DEVA Partisi'nin doğal cumhurbaşkanı adayıyım. Bu işin tabiatında yok yani. Her partinin de genel başkanı doğal bir cumhurbaşkanı adayı. Bir isim üzerinde ve kazanacak bir isim üzerinde uzlaşılması gerektiğini düşünüyorum. 

İŞÇİ EYLEMLERİ

Destek illa ki gitmekle olmaz. Sonuç alınır alınmaz ayrı mesele. Protestoların ve barışçıl gösterilerin anayasal hak olduğunu söylüyoruz. Boğaziçi protestolarında öğrencilere DEVA Partisi rozetini takmamalarını bunun davasını etkileyeceğini söyledik. Öğrenci hareketi olarak kıymetli, DEVA Partili olduğunuzu biliyorlar ancak bunun bir parti eylemi olduğunu söylerseniz bunun davayı değersizleştireceğini söyledik. 

EKONOMİK KRİZ DERİNLEŞMEZSE EKONOMİ 6 AYDA DÜZELMEYE BAŞLAR

Ekonomi Eylem Planında 119 tane madde var. Eğer ekonomik kriz bu mertebede devam ederse, bu kriz ortamından ülke 6 ayda çıkar. Çünkü  2001-2002 krizi çok zordu, 2 yılda çözebildik. Türkiye üzerindeki küresel krizin etkilerini çözmemiz 6 ay. Bugünkü krizin şu andaki mertebesini 6 ayda çözülebilecek durumda görüyoruz. Şu anda Türkiye'nin sanayi yapısı gelişti. Kiralık ve yastık altı kaynaklar, dünyada çok fazla kaynak var. 

 

 

 

 

Kaynak: Haber Global TV

Haber Global izle Haber Global canlı izle Ali Babacan Ali Babacan haberleri Deva partisi DEVA Partisi haberleri Siyaset Özel Haber Global