Cumhurbaşkanı Erdoğan Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Büyük Finali'ne katıldı: Kıyamete kadar ruhların şifası olacak

HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gündem haberleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Büyük Finali'nde konuştu. Erdoğan "Müslümanlar olarak bugün Kur'an'ın rehberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz" ifadelerini kullandı. Programa İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Büyük Finali'nde konuştu.

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:

Kur'an sözlerin en güzelini cemeden mukaddes bir kitap olarak Müslümanlar tarafından asırlardır okunarak ezberlenerek huşu ile dinlenerek dillerde kulaklarda kalplerde hanelerde muhafaza edildi gök kubbemizde yankılandı. İnşallah kıyamete kadar da Kur'an gönüllerin kulakların ve ruhların şifası olmaya devam edecektir. Son günlerini idrak ettiğimiz mübarek Ramazan ayının feyzi ihsanı ve keremi katlayarak artıracağına inanıyorum inşallah biz de işte bugün burada olduğu gibi bu yağmurdan nasiplenmenin gayretinde olacağız. Kur'an-ı Kerim'in nuru ilk vahyi indiğinde Hira'dan dalga dalga yeryüzüne yayılarak insanlığın selametini rahmete ve berekete vesile oldu bu ilahi çağrı karanlığı aydınlığa korku ve çaresizliği ümide hüznü de sevince tebdil eyledi. Sadece iyi bir kul değil aynı zamanda iyi bir Müslüman çok iyi bir insan olmayı Kur'an'ı Kerim'den ve yürüyen Kur'an olan Hazreti peygamber aleyhissalatü vesselam efendimizin örnek hayatından öğrendik.

Müslümanlar olarak bugün Kur-an'ın rehberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Dünyanın dört bir yanında İslam beldelerinin çoğunda kan gözyaşı ve istikrarsızlık hâkim. Etnik mezhep buralarda duyduğumuz ve kabine temelli gerilimlerin en çok yaşandığı yerlerin başında İslam ülkeleri geliyor komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen bir peygamberin ümmeti olmamıza rağmen gelir adaletsizliğin yaygın olduğu ülkeler maalesef bizim inanç coğrafyamızda bulunuyor. Bir tarafta insanların refah ve bolluk içinde yaşarken hemen öte tarafta milyonların açlık ve kıtlığın pençesinde kıvranmasının hiçbir makul izahı olamaz kardeşlerim. Elbette bize medeniyetimize ve inandığımız değerlere zıt olan bu tablonun sorumlusu sadece Müslümanlar değildir.

BATILI ÜLKELERE TEPKİ

Küresel emperyalist güçlerin İslam dünyası üzerinde oynadığı oyunların yaşadığımız bu sıkıntılarda önemli payı vardır. İslam ülkelerinin sahip olduğu altının petrolün madenin ve diğer yeraltı ve yer üstü kaynaklarının rantını o zenginliklerin asıl sahipleri değil eski sömürgeci güçler yemektedir.

Afrika'dan Asya'ya pek çok bölgeye baktığımızda bu sömürü çarkın nasıl kurulduğunu ve nasıl işletildiğini rahatça biliyoruz. Savaş ve çatışma bu araçların en başında yer alıyor bakınız çok açık söylüyorum bugün Suriye'yi, Yemen'i Libya'yı, Sudan'ı, Filistin ve daha nice İslam toprağını kana bu çatışmaların gerilimlerin zulümlerin gerisinde bu sömürü düzenini devam ettirme planları vardır. Kimi zaman demokrasi getirme kimi zaman terörü ve gerilimi bitirme kimi zaman ülkeyi kalkındırma kimi zaman barışı ve istikrar sağlama velhasıl her defasında farklı bir maskenin arkasına gizlenerek oynanan oyunun gayesi zenginliklerin talan edilmesidir. Ne yazık ki bunda çoğu zaman başarılı da oldular işte sizler de görüyorsunuz komşumuz Suriye 13 yıldır kaos ve kargaşadan bir türlü çıkamadı Libya'da Yemen'de hala huzur ortamı tesis edilemedi Sudan da milyonlarca insan yerini yurdunu evini terk etmek zorunda kaldılar Filistin'deki işgal zülüm ve katliam politikaları ise üç çeyrek asırdır artarak devam ediyor.

"ARTIK KELİMELER DAHİ KİFAYETSİZ KALIYOR"

Kardeşlerimizin tam 180 gündür maruz bırakıldıkları zulümü ve soykırımı anlatmaya artık kelimeler dahi kifayetsiz kalıyor. Kardeşlerim, atalarımız yitik kaybedildiği yerde aranır demişler yüzleştiğimiz sorunlar için sadece başkalarını suçlamak kabahati sürekli başkasında aramak şüphesiz kolaya kaçmak olacaktır. İslam ve insanlık düşmanlarının tüm bu krizlerdeki paylarını sorgularken kendi hatlarımızı kendi kusurlarımızı da açık yüreklilikle kabul edeceğiz Kur'an-ı Kerim Kerim'in ve sünnet-i seniyyenin rehberliğinden ayrılmamamızın bağlarımızın zayıflaması da karşımızdaki bu vahim tablonun oluşmasında etkili olduğunu biliyoruz. Şunu kabul etmemiz gerekiyor; Kur'an'ın emir emirleriyle aramıza mesafe koydukça bizi biz yapan bizi hasımlarımıza karşı güçlü kılan hasletlerimizi de kaybetmeye başladık. Öyle ki bir duvarın tuğlaları gibi olması gereken kardeşliğimiz zayıfladı birliğimiz bozuldu dayanışmamız sarsıldı muhabbetimiz azaldı.

İslam coğrafyasında yaşanan karışıklıkların üstesinden dayanışma ile çıkılabilir. Kardeşlerimize sahip çıkacağız, birbirimizi sevecek gözetecek birbirimizin hakkına hürmet göstereceğiz. Paylaşmanın bereketini dayanışmanın gücüne tüm kalbimizle inanacağız kardeşimize akrabalarımıza komşularımıza sırtımızı asla dönmeyeceğiz yetimin başını okşayacak, öksüzün elinden tutacak ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalacağı dini mezhebi veya etnik farklılıklarımızı Allah'ın kudretin bir tecellisi Rabbimizin bir ayeti olarak görüp birbirimize saygıyla yaklaşacağız.

Finale Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, YÖK Başkanı Erol Özvar, TRT Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile çok sayıda davetli katıldı. ​​​​​​​