Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tutuşmayın, saati gelince bu kapılar açılır

"Kadife eldivenimizdeki demir yumruğumuzu göstermekten asla geri durmayacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği'ne seslendi: "Tutuşmayın… Vakti, saati gelince bu kapılar da açılır. Haydi bakalım yüz binleri bir de siz ağırlayın."

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni'nde konuştu. 

"Uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. Yedi düvel adeta saldırıyor. Biz de yedi düvele karşı dimdik ayakta duruyoruz" diyen Erdoğan, "2. Dünya Savaşı'nda 50 milyon kişinin ölümünden sorumlu olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Yeni kaymakamlarımıza görev yerlerinde ve tüm meslek hayatlarında başarılar diliyorum. Kaymakam ifadesi yönetim sistemimizde temel devlet görevlerinden biridir. Kaymakam anayasamıza göre ilçelerde cumhurbaşkanı adına görev yapan en yüksek devlet görevlisidir. Kaymakamlık müessesi de Osmanlı Devleti'nden devralınmıştır. 

Kaymakamlarımız bekar veya evli şoförün yanına oturmalı kamyonete erzak mı koyacak kışın kömür mü koyacak hepsini yüklemeli ev ev dolaşmalı. Kapıyı çalmalı veya içeriden gelen sese kulak vermeli. Kim geldi dendiğinde de kaymakam demeli. Bununla siz cumhurbaşkanınızın orada gören gözü duyan kulağı olmalısınız.

"GEREĞİNİ YAPTIK, YAPIYORUZ"

Uluslararası bir mücadelenin içindeyiz. 7 düvele karşı dimdik ayaktayız, ayakta durmaya da devam edeceğiz.  Suriye ile 911 kilometre sınırı olan Türkiye olarak tacizlere sessiz kalamayız. Gereğini yaptık, yapıyoruz, yapacağız. 

2. Dünya Savaşı'nda 50 milyon kişinin ölümünden sorumlu olanların bize insanlık dersi vermeye kalkmalarını acı bir tebessümle karşılıyoruz. Türkiye'nin insani yaklaşımını zaaf olarak değerlendirenlere kadife eldivenimizdeki demir yumruğumuzu göstermekten asla geri durmayacağız.

2015’te G20 zirvesinde dünya liderlerine güvenli bölge teklifini sunduk. Suriye’de güvenli bölge bugün gündemimize girmedi. Güvenli bölge Obama döneminde gündemimize girdi.

"VAKTİ GELİNCE BU KAPILAR AÇILIR"

Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Suriye’de uçuşa yasak bölge teklifi yapıyor. Biz bu teklifi Suriye’nin dört bir yanında yüz binlerce masum insan, rejimin ve diğer güçlerin savaş uçaklarının bombardımanları altında can verirken gündeme getirmiştik. Oluk oluk kanın aktığı o günlerde kimse bu teklife dönüp bakmamıştı. Şimdi Türkiye, Suriye’yi terör örgütlerinden temizleyip asıl sahiplerinin dönüşüne hazır hale getirirken birden bu tür konular akla geliyor.

AB’nin sonu işte bu samimiyetsizliği ve ikiyüzlülüğü yüzünden gelecek. Avrupa’dan yükselen buram buram riyakârlık kokan sözlerin bizim nezdimizde zerre kadar kıymeti yoktur. Kapıları açarız dediğim zaman tutuşuyorlar. Tutuşmayın, vakti saati gelince bu kapılar da açılır. Haydi bakalım yüz binleri bir de siz ağırlayın. Bu iş nasıl oluyormuş sizleri de bir görelim. Paranız var, güçlüsünüz ama Yunanistan’a 100 kişi gidince denizden hemen bizi telefonla arıyorsunuz. Ya burada 4 milyon var 4 milyon. Buna sesiniz çıkmıyor.

"KAYNAĞI ORTADAN KALDIRMA STRATEJİSİNE GEÇTİK"

Yıllardır gösterdiğimiz tüm çabalara rağmen Suriye krizi çözülmek bir yana DEAŞ adı altında bir örgütün de sahaya salınmasıyla iyice içinden çıkılmaz bir hale geldi. Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin bir süre sonra ülkemizi hedef almaya başladıklarını da gördük. Bir yandan sınır bölgelerimizdeki şehirlerimiz taciz edildi, diğer yandan büyük şehirlerimizdeki PKK ve DEAŞ canlı bomba eylemleriyle canımızı yaktı.

Tabii bu saldırıların son 6 yılda ülkemizde ardı ardına patlak veren bir çok hadisenin bir parçası olduğunu da biliyorum. Karşımızdaki bu tablo üzerine terörle mücadelemizde ve bağlantılı olarak bölge politikalarımızda köklü bir değişim kararı aldık. Ülkemize yönelen tehditleri sınırlarımızda ve sınırlarımız içinde değil, doğrudan kaynağında ortadan kaldırma stratejisine geçtik. Irak’tan Suriye’ye kadar Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının yaşandığı her yerde bu doğrultuda kritik adımlar attık.

"795 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ"

Harekat bölgemizin üçte ikisine yakın bölümünü sadece 9 günde ele geçirdik. Şu ana kadar kontrol altına aldığımız bölge 4 bin 220 kilometrekareye ulaştı. Elbette bu kolay bir başarı olmadı. Teröristlerin sınır şehirlerimize attıkları havanlar ve füzeler sebebiyle 20 sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Suriye tarafında teröristlerle yapılan çatışmalarda 7 askerimizle birlikte, bizimle birlikte mücadeleye katılan Suriye Milli Ordusu’ndan 96 kardeşimiz de şehit oldu. Ayrıca 90 askerimiz ile 369 Suriye Milli Ordusu mensubu kardeşimiz de yaralandı. Teröristlerden etkisiz hale getirilenlerin sayısı 795’i buldu.

SURİYE'DE YENİ ANAYASA SÜRECİ

Terör örgütleri veya rejimi kullanarak süreci sabote etmeye kalkacak herkesi dünya kamuoyuna ifşa edeceğiz. Uluslararası toplumun bunca vakittir iki terör örgütünün anlaşmalı şekilde kurguladığı bir şantajın oyuncağı haline dönüşmüş olması maalesef çok acıdır. Hele hele koca devletlerin bu trajik oyunu ciddi ciddi sahiplenmeye kalkmaları çok daha acıdır. Türkiye'nin 9 Ekim saat 16.00'da başlattığı Barış Pınarı Harekatı bu şantaj ve tiyatro sahnesini yıkmış ve hakikatleri ortaya çıkarmıştır. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin sağlanması ancak bu sürecin başarısıyla mümkündür. Aksi takdirde ne Şam yönetimini kimse muhatap alır ne de ülkedeki kaos sona erer.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kaymakamlık Kursu