'Çok partili hayata geçişten bu yana...' | Türkiye'de seçim sistemi kaç kere değişti?

14 Mayıs Seçimleri Türkiye Yüksek Seçim Kurulu
'Çok partili hayata geçişten bu yana...' | Türkiye'de seçim sistemi kaç kere değişti?
Seçim sistemleri verilen oyların değerlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Fotoğraf: Shutterstock

Türkiye 13. Cumhurbaşkanı'nı ve 67'nci Hükümeti'ni belirlemek üzere 14 Mayıs'ta sandığa gidecek. Peki, bugüne kadar vatandaşlar hangi seçim sistemleriyle sandığa gitti? Türkiye'de seçim sistemi kaç kere ve nasıl değişti?

Türkiye Cumhurbaşkanı'nı ve parlamentoyu seçeceği seçimlerin sath-ı mailine girdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra ikinci seçim gerçekleşecek. Siyaset gündemi yoğun. İttifaklar, Cumhurbaşkanı adayları, ortak aday gibi gelişmelerle seçim tablosu yavaş yavaş netleşiyor. Türkiye kritik bir seçime doğru gün sayıyor. Ülkemizde seçim sistemleri dönem dönem değiştirildi. Peki yakın tarihimizde seçim sistemi kaç kere değişti?

Seçim sistemleri, kısaca verilen oyların değerlendirilmesi yöntemi olarak ifade edilebilir. Ülkemizde seçim sistemleri tarihi, çok partili sisteme geçişin yaşandığı 1946 yılında başlıyor ancak tek parti döneminde de Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Meşrutiyet döneminden beri (1877) “iki dereceli” seçim sistemi mevcuttu.

Dokuz Eylül Üniversitesi Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Hakkı Uyar, Türkiye'nin seçim sistemlerinin kabaca 3 döneme ayrıldığını belirtiyor. Birincisini, 1877-1943 yılları arasındaki 2 dereceli seçim sistemi olarak ifade eden Uyar, bu dönemde vatandaşların milletvekillerini değil, milletvekillerini seçecek kurulu seçebildiğini aktarıyor.

1946'DAN SONRA YENİ SİSTEM

1946 yılında tek parti dönemi sona erdi. Çok partili ilk seçimlerden 27 Mayıs 1960'a kadar “Liste Usulü Çoğunluk Sistemi” uygulandığını vurgulayan Uyar, sistemi şu şekilde açıklıyor:

“Karşı partiden bir oy daha fazla alan, bölgedeki tüm vekilleri alıyordu. Örneğin, İzmir bölgesindeki X partisi Y partisinden bir oy fazla aldığında bölgedeki tüm vekilleri de alabiliyordu. Bu sistemle yapılan seçimlerin ardından tek partili hükümetler kuruldu.”

Uyar, bahse konu sisteme örnek olarak 1950 seçimlerini gösteriyor. 1950 seçimlerinin Cumhuriyet tarihinde tek dereceli olarak düzenlenen ve birden fazla partinin katıldığı ikinci milletvekilliği seçimi olduğunu anımsatan Uyar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Liste Usulü Çoğunluk Sistemi nedeniyle, oyların yüzde 55'ini alan Demokrat Parti, kazandığı 416 milletvekiliyle TBMM'nin yüzde 85'ini elde ederken, buna karşın CHP yüzde 40 oy oranıyla kazandığı 69 milletvekiliyle TBMM'nin ancak yüzde 14'ünü elde edebildi.”

1960'tan bu yana ise bölgelerdeki seçmen sayısının çokluğuna göre temsiliyetin arttığı "d'Hondt" isimli nispi seçim sistemi uygulanmakta. Siyaset Bilimci Prof. Dr. Emre Erdoğan, d'Hondt Sistemi'nin sadece 1965 ve 1969 seçimlerinde kullanılmadığını hatırlatarak, temsili seçim sisteminin partilerin aldıkları oy oranında temsil edilmeleri anlamına geldiğine işaret ediyor.

'Çok partili hayata geçişten bu yana...' | Türkiye'de seçim sistemi kaç kere değişti? - Resim : 1
Ülkemizde 1960'tan bu yana ise "d'Hondt" isimli temsili seçim sistemi uygulanmakta. Fotoğraf: AA

Erdoğan, d'Hondt Sistemi'nde seçim bölgesi büyüdükçe temsiliyetin de o kadar yükseldiğini dile getiriyor. “Türkiye'de seçmen sayısı ve seçim bölgeleri 1987'de daha azdı ve seçim bölgeleri de küçüktü, bu sistem ciddi bir sorun yarattı” diyen Erdoğan, 1987 seçimlerinde ANAP'ın yüzde 34 oy oranı ile yüzde 54 temsil hakimiyet sağlayabildiğini vurguluyor.

YÜZDE 10 BARAJI

Türkiye'de, yüzde 10 barajının uygulandığı ilk genel seçim ise 1983'te yapıldı. Yüzde 10 barajı kuralına göre, bir partinin milletvekili çıkarabilmesi için ülke genelindeki oyların en az yüzde 10'unu alması gerekiyordu.

Prof. Dr. Hakkı Uyar, 2002'de AK Parti'nin iktidar olduğunu anımsatarak, seçimlerde yalnızca iki partinin yüzde 10 barajını aşmasının TBMM'de temsil edilmeyen oy oranının da rekor düzeye çıkmasına neden olduğunu kaydediyor.

“AK Parti geçerli oyların yüzde 34,3'ünü alarak birinci parti çıktı. CHP ise oyların yüzde 19,4'ünü aldı” ifadesine yer veren Erdoğan, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez geçerli oyların yüzde 46'sı Meclis dışında kaldı” diye konuşuyor.

7 Haziran 2015'teki genel seçimlerde hiçbir partinin TBMM'de çoğunluğu elde edememesinin ardından Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir yılda ikinci genel seçim yapıldığını kaydeden Uyar, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:

“AK Parti, 7 Haziran'da çoğu oyu aldı ama tek başına iktidar olamadı. 2018'de de yüzde 50 barajı getirildi, bu sistemin zafiyeti de yüzde 50+1e dayanması.”

Emre Erdoğan da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra iktidar partisinin barajı geçmesi halinde ittifakların da geçebildiğine vurgu yaparak, “Meclis'teki sandalyeler ise önce ittifak partilerine sonra da ittifak partileri içerisine dağıtılıyordu. O ittifaklardaki toplam oylar, büyük partileri de kayırıyordu” diyor.

6 Nisan 2022'de getirilen sistemde barajın yüzde 7'ye inmesiyle sandalyelerin ittifaklara dağıtılmadığının altını çizen Erdoğan, ”Şu andaki sistem barajı baypasladı diyebiliriz” ifadeleriyle sözlerini sonlandırıyor.

Kaynak: Web Özel

14 mayıs ittifaklar seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi