CHP lideri Kılıçdaroğlu: Mutfaklarda yangın var
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin ciddi sorunları var ekonomide. Açık söylemek gerekirse mutfaklarda yangın var. Fiyatlar artıyor ve herkes birbirini suçluyor" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Devlet planlama ile yönetilir, ihtiyaçlar belirlenir. İhtiyaçlar sınırsızdır, kaynaklar sınırlıdır. Ekonominin temel felsefesi sınırsız ihtiyaçlar ile sınırlı kaynaklar arasında dengeyi oluşturmaktır.
Üniversite okuyan kardeşlerimize sesleniyorum, sizleri işsiz bırakan düzeni değiştirmeyi ahdettik. Her gencimiz üniversiteyi bitirdiğinde güzel bir ortamda iş bulacak ve çalışacak. Bu düzeni değiştireceğiz. Bu düzeni değiştirmenin yolu sizlerden geçiyor. 6 milyon 300 bin genç sandığa gidecek ve oy kullanacak. Kendi geleceğiniz için oy kullanın.
"ÖĞRETMEN, ÖĞRETMENDİR"
Eğitime gerekli önemi, desteği verdik mi? Öğretmenin sorunlarını çözemediyseniz, ülkenin sorunlarını çözemezsiniz. Gelecek kuşakları yetiştirecek olan o öğretmenlerdir. Sizi bu toplumun en saygın kişisi yapma konusunda elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. İtibarlı bir meslek haline getireceğiz öğretmenliği. 3600 ek göstergeyi oyalamadan vereceğiz. Sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmen vs... ayrımcılığı tamamen bitireceğiz. Öğretmen, öğretmendir. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bütün öğretmenlere bir maaş ikramiye vereceğiz. Okullardaki öğretmen açığını bitireceğiz. İkili eğitim ve birleştirilmiş sınıf uygulamasına son vereceğiz. Köy okullarını tekrar açacağız.
Ferhat ile Şirin'i buluşturur gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız. Bunları bütün öğretmen arkadaşlarımın hafızalarının bir yerinde tutmasını istiyorum çünkü, geliyor gelmekte olan. Hepsini yapacağız. Hep haksızlıklara karşı durduk. Haksızlık karşısında susmamız gerektiğini öğretmenlerimiz öğretti bize. Adalet duygusunu güçlü tutmanın yolu haksızlığa karşı toplumun direnç göstermesidir. Bunu yapmamız gerekiyor. Bu ülkede çok şey oldu.
"CUMARTESİ ANNELERİ 26 YILDIR..."
Adaleti öğrendik evet. Haksızlığı öğrendik evet ama demokrasiyi de güzelliği de öğrendik. Anneler için evlatlarının ne kadar değerli olduğunu öğrendik. Cumartesi Anneleri tam 26 yıldır haklarını arıyorlar. Evlatlarını arıyorlar. Bari mezar yerini gösterin diyorlar. Çoğu anne bunu görmeden hayata veda etti. Bunlar anneliğe yakışır asalet içinde, sessizce Galatasaray Meydanı'nda her cumartesi oturarak evlatlarını istediler. Tam 699 hafta. 700. hafta baskı kurdular, dövdüler ve gönderdiler. 'Yasaya aykırı gösteri yaptıkları' için. Mahkemeye verdiler. Elbette Cumartesi Anneleri haklı ama Diyarbakır Anneleri de haklı. Hiçbir anne evladının elinde silahla terör örgütüne katılmasını istemez. O anneleri de anlamamız, acılarını paylaşmamız gerekiyor. Anne annedir. Ayıcılıktan değil kucaklamadan söz ediyorum.
"FİYATLAR ARTIYOR, HERKES BİRBİRİNİ SUÇLUYOR"
Türkiye'nin ciddi sorunları var ekonomide. Açık söylemek gerekirse mutfaklarda yangın var. Açlık, yoksulluk sınırı altında aylık alanlar nasıl geçinecekler? İktidar halcileri suçluyor. Hal esnafıyla konuştum. Dediler ki, 'Tarımsal üretimde girdiler çok pahalı. Gübre, ilaç, tohum, sera malzemeleri pahalı. Çiftçilere destek verilmiyor, var olan destekleri de toprak sahiplerine veriyorlar. Kasanın fiyatı, domatesten daha pahalı. Bu çiftçi, üretici ne yapacak? Biz komisyoncuyuz alacağımız ücret yüzde 8. Bizim fiyatları artırma gibi bir şey yapamayız. 55 milyon ton tarımsal ürün üretiliyor, 29 milyon tonu kayıt dışı. Biz suçlanmak istemiyoruz. Nakliye masraflarından iktidarın haberi yok. Yol, mazot, yağ parası maliyeti etkiliyor. Üretimin paraya çevrilmesinde en garanti yer hallerdir. Bizim en büyük derdimiz bilgi kirliliği. Her türlü denetime açığız, biz kayıt dışı ticareti de engelleyelim dedik. Üretim planlaması yapılması gerekir. Hali kazanan seçimi kazanır' dediler. Birlikte çözeceğiz.
"DENETLEMEYLE, BASKIYLA FİYATLAR DÜŞMEZ"
Marketlerde saat başı etiket değiştiren elemanlar işe başladı. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, satarken zarar ediyor. Yarım saat sonra fiyat değişecek, alığı malın yerine yenisini koyamayacak. Gıda sektörünün bütün bileşenleriyle buluştum. Diyor ki, 'Üretici elindeki malı satmaktan tedirgin. Sattığı an aynı malı alamayacağım diyor. Fiyat artışından ben sorumlu değilim. Hükümetin birinci önceliği üreticiyi korumak olmalı. Üreticiyi koruyamazlarsa açlık kriziyle karşı karşıya kalabiliriz. Bizim sattığımız ürünlerin yüzde 77'si tarım ürünü. Denetlemeyle, baskıyla fiyatlar düşmez. Mal karaborsaya düşer. Eğer tedarik zincirinde kopuş olursa fiyatları kontrol edemezsin' dediler.
Bu çiftçi ne yapacak? Halciyi, marketleri suçluyorsunuz. Dolar arttıkça fiyatlar fırlıyor. Baskıyla mı, terörle mi, hal esnafını terörist ilan ederek mi düşüreceksin? Türk Lirası'nı eriten kim? Sorumluluktan kaçıp, sorumluluğu vatandaşa yüklemeye çalışıyorlar. 'Siz üretimi mi, ithalatı mı finanse edeceksiniz' diye soruyorlar. Yanlış bilgi üzerine doğru planlama yapılamaz. 32 milyon dekar ekilmiyor, çünkü çiftçi zarar ediyor.
ASGARİ ÜCRET
Karnabaharda artış yüzde 124, patateste yüzde 70, yüzde 60-70-80 artış var. Asgari ücret asla bu kadar artmadı. 14 milyon asgari ücretli var. 14 milyon asgari ücretlinin dışında, aylık geliri asgari ücretin 3'te biri kadar 7,5 milyon kişi var. Bu vatandaş nasıl geçinecek?
CHP'li belediyeler kooperatiflerle işbirliği yapıyorlar, büyükşehir marketlerinde bu ürünler satılıyor. Marketlere de bir çağrım oldu; 10 temel ürünlere zam yapmayın, zarar ediyorsunuz ama bu zararınızı tazmin edeceğiz. İktidara geldiğimizde o zararı biz telafi edeceğiz dedik.
Kaynak: Haber Global TV