CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'dan işsizlik eleştirisi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya ile Türkiye'nin aynı nüfusa sahip olduğuna dikkat çekerek "Bizde de milyonlarca işsiz var. Beni üzen temel noktalardan biri, budur. Üniversiteyi bitirmiş, gencecik, pırıl pırıl çocuklar, taşı sıksa suyunu çıkaracak, işsiz ve yurt dışına gidiyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Oditoryumu'nda, meslek odaları, Millet İttifakı bileşenleri, kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlenen toplantıda, siyasetin bir kavga alanı olmadığını söyledi.
Siyasetin halka hizmet olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Vatandaş yetki verir, gelirsiniz bir devleti yönetirsiniz. Devlet olmazsınız, devleti yönetirsiniz. Devlet olmak ayrı, devleti yönetmek ayrı. Siyasi partiler baki değildir ama devlet bakidir. Devlet, hepimizin ortak malıdır." diye konuştu.
Hayatının büyük bir kısmında Maliye Bakanlığında çalıştığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Pek çok başbakan, bakanla çalıştım. Hepsine saygı duyarım. Her birinin siyasi görüşü farklıydı ama her birinin arkasından eğer hayatta değillerse rahmet okuruz, şükran duyarız. Geçenlerde gazetede haberi okuduğumda gerçekten içim cız etti. Süleyman Demirel'in ismi, bir üniversitede kütüphaneye veriliyor. Sonra o kütüphaneden o isim kaldırılıyor. Doğru değil. Bizim bir dönem 'barajlar kralı' olarak seçtiğimiz, getirdiğimiz başbakan yaptığımız bir kişiye en azından bu toplumun minnet duygusu olmalı. Oy verirsiniz, vermezsiniz, o ayrı bir şey ama bir hizmet vermiştir. Dolayısıyla siyaset kurumunu saygın kılmak, toplumdan ayrıştırmamak, toplumu kutuplaştırmamak, düşmanlaştırmamak gibi siyasetçinin temel bir görevi vardır. Bunu yaptığımızda Türkiye'yi büyütmüş oluruz, Türkiye kalkınmış olur."
Kılıçdaroğlu, siyasete girdiği gün eşinin yüzüğü dahil her şeyini servet beyannamesinde yayınladığını ve internet sitesine koyduğunu vurgulayarak, "Siyasete girdim, hiç ek bir mal varlığım olmadı. Aldığımı para, oturduğum yer, çocuklarım, eğitimleri belli. Nasıl oluyor da birileri siyasete girdiğinde zenginleşiyor, köşeyi dönüyor? Rahmetli babam, 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur.' derdi. Doğru duracağız. Siyaset, doğru alan olmak zorundadır." değerlendirmesinde bulundu.
"BİZDE DE MİLYONLARCA İŞSİZ VAR"
Almanya ile Türkiye'nin aynı nüfusa sahip olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Almanya, dışarıdan işçi alıyor. Bizde de milyonlarca işsiz var. Beni üzen temel noktalardan biri, budur. Üniversiteyi bitirmiş, gencecik, pırıl pırıl çocuklar, taşı sıksa suyunu çıkaracak, işsiz ve yurt dışına gidiyor. Umudu orada arıyor. Bir anne ve baba, o çocuğu hangi fedakarlıklarla yetiştirdi, üniversiteye gönderdi, hangi umutları besliyordu? Oğlu, kızı gurbete gidecek. Gurbet acısını kim çekecek? Siyasiler mi? Hayır, umurlarında bile değil. Gurbet acısını anne baba çekecek. O anne baba, çocuğu okuttu, üniversiteyi bitirtti. Çocuk, işsiz, yurt dışına gidecek iş bulmaya. Yine acı çektiriyoruz o anne babaya. Bunu telafi etmemiz, bu acıyı kaldırmamız lazım. O pırıl pırıl evladımız, Türkiye'de çalışmalı, üretmeli, alın teri dökmeli, Türkiye'nin kalkınmasına katkıda bulunmalı. Bunu yapmamız lazım. Yapmadığımızda görevimizi yapmamış oluruz."
Kadına şiddet konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "Kadın, insan değil mi? Niye şiddet olsun kadına? Niye kadınları öldürmeye kalkıyor insanlar? Bunun engellenmesi gerekmiyor mu? Gerekiyor. Yeri geldiğinde söylüyoruz, kadını yüceltiyoruz. Doğru. Bakıyorsunuz, sevgili Peygamberimiz bile demiş, 'Cennet, anaların ayakları altındadır'. Peki cennet anaların ayakları altındaysa niye anaları öldürüyoruz? Niye bu şiddet? " ifadesini kullandı.
"128 MİLYAR DOLAR, 83 MİLYON KİŞİNİN PARASIYDI"
Kılıçdaroğlu, daha önce bir soru sorduğunu hatırlatarak, "Merkez Bankasının 128 milyar dolar parası vardı. Sattılar. Kime sattılar? 128 milyar dolar, 83 milyon kişinin parasıydı. Kime sattınız bu parayı? Çıkın, açıklayın, millet öğrensin. Daha önceden döviz satıldığı zaman açıklanıyordu. Merkez Bankasının internet sitesine konuluyordu, hepimiz de öğreniyorduk. Kaç dolar satılmış, oradan görüyorduk. Soruyoruz, nerede bu para? Kimse cevap vermiyor." dedi.
"FAKİRİN, FUKARANIN, GARİBANIN DOSTUYUM"
Kentte orta ve alt gelirlilerin yaşadığı bir mahallede esnafı gezdiğini, herkesin burnundan soluduğunu, sıkıntılı ve perişan durumda olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
" Esnaf nereden bakana, Cumhurbaşkanına ulaşacak, derdini anlatacak. Ancak bir televizyon kamerasına çıkıp derdini anlatabiliyor. O da kim duyarsa. Çiftçi derdini anlatıyor, kim duyarsa. Ben duyuyorum. Fakirin, fukaranın, garibanın dostuyum. Herkes bunu çok iyi bilsin. Bu ülkede hiç kimsenin inancına müdahale etmem, böyle bir hakkı da kendimde görmem. Herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygılıyım. Allah yaratmıştır, Allah'ın yarattığı kuldur, benim başımın üzerinde yeri vardır. Benim derdim, onun çocuğu işsiz mi, değil mi? O eve ekmek giriyor mu, girmiyor mu? O hanede sorun var mı, yok mu? Huzur var mı, yok mu? Derdim o. Siyasetin derdinin bu olması lazım. Öyle bir noktaya taşıdılar ki toplum, kavga ediyor."
Kılıçdaroğlu, muhtarların hakkını hukukunu her zaman savunduğunu dile getirerek "Her muhtara bir yardımcı personel vereceğim. Muhtarın istediği kişi olacak. 'Vay efendim sen bunu nasıl söylersin.' Niye söylemeyeyim? Vereceğim. Sadece personel değil, bütçe de vereceğim. Muhtarın niye bütçesi yok? Belediye başkanına oy veren vatandaş, muhtara da oy vermiyor mu?" dedi.
Çiftçinin durumuna değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bundan 5 yıl önce 'Bu memleket saman ithal edecek.' deseydim emin olun herkes gülerdi. 'Olur mu kardeşim saman da ithal edilir mi?' denilirdi. Saman, mercimek, mısır, nohut, soya, soya yağı, et, canlı hayvan, yem, fide, tohum, her şey, ithal ediliyor. Bu memlekette toprak mı bitti? Güneş mi yok? Su mu yok? İnsanları mı yok? Hepsi var. Nasıl oluyor da Konya'dan küçük bir devlet Hollanda, yıllık 185 milyar dolar tarım ürünü ihraç eder de devasa Türkiye Cumhuriyeti, 18 milyar dolar. Niçin, günah kimin? Köylüde mi? Hayır. Çitçiyi bu hale getiren siyasetçi."
"LİYAKAT NEDİR ONU BİLECEKSİNİZ"
Kılıçdaroğlu, ülkenin tüm sorunlarını iyi bildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sorunlar çözülür. Elin oğlu kendi sorunlarını çözüyor da biz mi çözemeyeceğiz. Devleti bileceksiniz, devletin saygınlığını bileceksiniz. Liyakat nedir onu bileceksiniz. İşi ehline teslim etmek gerekiyor onu bileceksiniz. Devleti yönetirsiniz. En kolay şey nedir biliyor musunuz? Devleti yönetmek. Diyeceksiniz ki 'Nasıl olur da en kolay şey devleti yönetmek?' Çünkü devlette herkesin hangi görevi yapacağı kanunla belirlenmiş."
Bir siyasetçinin en temel özelliğinin millete hesap vermek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Siyasetçi için millete hesap vermek onurlu bir görevdir. Belediye başkanlarına söyledim. Harcadığınız her kuruşun hesabını belde halkına vereceksiniz. Yeni bir siyaseti, ahlaklı bir siyaseti başlatacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Çığır açacağız, sorunu olan herkesin sorunun çözeceğiz. Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Bizim belediye başkanlarımız bunu yapıyor. Bakın hükümet asgari ücreti 2 bin 800 küsur lira olarak belirledi. Biz 3 bin 100 lira veriyoruz. Biz yeni bir uyanışı başlatmak zorundayız, beraber, birlikte. Eski algılarımızı tamamen kaldırmak zorundayız. Oturacağız, helalleşeceğiz. Bu ülke, hepimizin. Beraber oturalım, bu memleketi aydınlığa çıkaralım. Bir de dürüst bir siyasi partiye, dürüst bir insana yetki verelim. Bakın bu ülke nasıl büyüyor, kalkınıyor."
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.
Kaynak: AA