Candaş Tolga Işık'la Az Önce Konuştum programının konuğu İlber Ortaylı

Haber Global
Candaş Tolga Işık'la Az Önce Konuştum programının konuğu İlber Ortaylı

Haber Global’de yayınlanan Candaş Tolga Işık'la Az Önce Konuştum programının bu haftaki konuğu Tarihçi İlber Ortaylı oldu.

Haber Global’de yayınlanan Candaş Tolga Işık'la Az Önce Konuştum programının bu haftaki konuğu Türk tarihçi, akademisyen, yazar İlber Ortaylı oldu.

Programdan öne çıkanlar:

83 YILLIK ÖZLEM: ATATÜRK

Özlenen şeylerin arkasında başka tahakkuklar var. Türklerin bu klasik Avrupa toplumlarındakilere benzer yapıları vardır. Tarihte büyük adamları hatırlarız. Türkiye'deki kurumlarda bir aksama oldukça bir gerileme oldukça bir Atatürk devri özlemi giderme tarafları vardır. Şu anda Türkiye'de kimse yaşasaydı, haliyle 200 yaşına yaklaşacak bir adamı niye öldü diye özlemez. O çocuklara öğretimde böyle bir şey olabiliyor. Özlenen şeylerin arkasında başka şeyler var. Beklenen şeylerin tahaakkuk edememesi. İyi bildiği şeylerin kötüye gitmesi. Bir takım insanlar, bir takım gruplar ve sınıflar, bizim zamanımızdaki gibi disiplinli, fedakar ve vatansever bir nesil yok artık diyor. Bizim zamanımızdaki gibi laik tutumlu bir toplum ve devlet yok diyor. Şimdi bu demek değil ki eskisi ateistti falan. 

Camiler kapalıydı öyle değil. Bazılarına da sorsan bugün çok cennet olduğunu iddia ediyor. Öyle bir şey de baki değil. Bu özlemler olur. Niye Atatürk özlemi, çok açık... Çünkü Kemalist rejim demek, adı konmuş totaliter bir rejim değil. Bu çok açık. Böyle düşünceler var. Parti gruplarını izliyoruz. Hiç orada söylenmeyecek şeyler söyleniyor. Birlik yok, dünya görüşlerinde, devlet idaresi konularında birlik yok. Bu çok önemli. 

Türkiye'de amatör insanlar her şeye yön vermeye kalkıyorlar. Bu iyi değil. Böyle yanlış yapan insanlar hangi rejim olursa olsun, Batı Avrupa'da dışlanır, alaşağı edilir. Saf dışı bırakılır.

ATATÜRK'ÜN ÖLÜM SEBEBİ SİROZ MU?

Onu çok söylüyorlar. Şunu herkes söylüyor, Atatürk sinirli, biraz sabırsız. Doktor sevmeyen, doktora tahammülü olmayan bir hasta karakter itibariyle. Sağlık kurallarına uymuyor. Atatürk'ün içkisinden ve sigarasından bahsedin. Bizim gibi plastik filtreli sigaralar içmiyor ama içiyor yani paket paket. Onu içen adam iflah olmaz. 

ATATÜRK'ÜN HASTALIĞINDAN ÖNEMLİ MESELESİ HATAY MI?

Evet. Atatürk'ün 1935'ten beri çok hasta olduğu söyleniyor. Uykusu düzensiz, yemesi içmesi düzensiz. Yorgunluk var ve bazı şeylerde de çeekimsizlik söz konusu. Mesela 35 Trakya olaylarının gizlendiği. Bunun kendisinden gizlendiğini sonradan öğrendiği ve kabinede iç çatışmanın bu yüzden çıktığı söyleniyor. Ki bu doğru. Bazı olaylar bunu ispatlıyor. Ağır hastadır. Ve nihayet 38'de aramızdan ayrıldı. 

ATATÜRK HAYATTA OLSAYDI KÖY ENSTİTÜLERİNİ KAPATTIRIR MIYDI?

Köy Enstitüleri'nin açılış projeleri ona geliyor. Kapattırır mıydı? Bilemiyoruz, tahmin etmek zor. Köy Enstitüleri'nin düşmanlığı CHP'nin içinde bir kavmin bir grubun işidir.  Köy enstitüleri yeniden yaşatılabilir mi? Köy bitti, köy mü kaldı ki enstitüsü olsun. Bugün Türk köylüsü hiç eğitim almıyorsa, köy eğitimi. Köy enstitülerinin olmayışı bir mazeret mi? Kimsede kafa yok, solcuda da yok sağcıda da. 

"YUNANİSTAN'DAN AKTÖR OLMAZ"

Doğru. Burada başka bir şeyler var. Oturuyorlar, Yunanlar gelse daha iyi olurmuş diyor. Şeriat öldü diyor. Aptala bak. Yani şeriatın ölüp ölmemesi, o arkadaşın kendi işi. Bu bir düşüncedir. Böyle düşünenler de vardır. Eğer senin kastın yerli idarenin, yerli ordunun, yerli devlet adamlarının seni çok rahatsız ettiği, işgal ordusunun bile bundan daha toleranslı davrandığını iddia ediyorsan sen aktörü yanlış seçiyorsun. Yunanistan'dan aktör falan olmaz. Bu tarihte bilmiyorum ama o tarihte kesin bir Balkan devletidir. Bunlar son derece gaddar milliyetçi devletlerdir. Ve amansızdırlar.

"ATATÜRKÇÜLÜK HANEDAN ÜYELERİNDE BİLE VAR"

Atatürkçülük hanedan üyelerinde bile vardı. Adam, Cumhuriyeti, Cumhuriyetin ilkelerini tanımış. Ben tanıdım bazıları, kesinlikle Atatürk'e laf ettirmezler. Yeni kuşakta 2 tane çıkar. Hanedan üyesi olmayanların arasında 2 bin tane çıkıyor. Ama umumi terbiye odur. Bu bizim paşamızdır, devletimizin reisidir diyor.

İFLAS ETMEYEN TEK DEVLET ADAMI PORTRESİ ATATÜRK

Evet, tüm değil, tek değil onlar iddialı. İflas edenler var. Çok feci şekilde gidenler. Makul ölçekte yaşayanlar var. Kemal Atatürk, Türkiye için kendi iktidarının, kendi sağlığının ötesinde bıraktığı bir miras var. O mirasın adı Mustafa Kemal. Ve o Türkiye, o direniş, o şey anılıyor.  

Bu dirilme çağı çok büyük bir rönesans mıydı? Onu hala tarih gösterecek, bilemezsin. Bir şeylerin değiştiği ve yöneldiği muhakkak. Çok üzerinde durulması gerekir. Efendim eğitim diyor çıkıyor. Eğitim bugün laf mı diye bakıyorsun. Değil gibi görünüyor ama 1930'larda eğitimi insanlar Avrupa'da isteyen insan alamıyordu herkes. 

ATATÜRK'ÜN KIYAFET ŞEÇİMİ

Bu bir devirdir. Bugünün Fransız, Alman, Rus subayı hepsi orta sınıftır. Orta sınıfın böyle kıyafet seçme imkanı yoktur. İstisnaları vardır. Bu beyefendi istediği yerde bir baloya katılabilir. Orada dans da eder, kadınların eli nasıl öpülür, onu da bilir. Kendi kabiliyeti var o ayrı bir şey. Fotoğraf çektirmeyi seviyor ve biliyor. Bu bir sınıfın adamı, iyi yetişmiş bir sınıfın adamı. KEndisi çok zeki ve çabuk kapan biri. Kitaba çok düşkündür. Çok kitap okur çünkü yapacak başka bir şeyleri yoktur. Mutfak düzenlemelerine bakınca, orada çok hoş şeyler görünüyor ama Paşanın onları yediği ya da ne kadar yediği belli değil. Sofra şeylerinde fasulyeden çok bahsedilir. Sarhoş olmuş mudur? Mutlaka olmuştur ama toplum ortasında böyle bir adeti yoktur. Toplum ortasında içki içiyor millete göstere göstere. Bunun bir de üstünde duruyor. Bu böyledir içilir diyor. Bir şeye karar verdiği zaman olur. Bir kere çok konuşan biri değil o belli. Yaptığı planları çok sonradan aktarıyor. Çok azı yazıya aktarılmış. Kimse onun Cumhuriyetçi olduğunu bilmiyor. Tavırlarından çıkıyor. Alman kayzeriyle son derece rahat konuşmuş ve bir ilahi figür olarak görmüyor. 

CUMHURİYET MİLLİ BİR SIR

Onları bilemeyiz, düşünemeyiz, ifade edemeyiz. Fakat bence Harbiye'nin Fransızca okuyan, gizli kitap okumaya meraklı, döneminde sıra arkadaşların çok önemli olduğu dönemlerde bir çok şeyi tartıştıkları açık.

ATATÜRK'ÜN BİLDİĞİ DİLLER 

Atatürk Rumca konuşmaz. Konuşur ama asıl ifade dili Fransızcadır. Almanca kurmayların hepsi ciddi belgeleri okurlar. Başka türlü olunmaz. Buna Fransız ordusu da dahildir. Yunan ordusunda bile almancayı bilenler vardı. Bizde Genelkurmaylarda Fransızca Almanca bilenler vardı. 

ANITKABİR

Bana çok soruyorlar, Anıtkabir'i Menderes tamamladı, çünkü İnönü yapmazdı diye. Oraya başlamışlar. Toprağa gömmediler. Çok beceriksiz de bir mumyalama sistemiyle Etnografya müzesinde tutuyorlar. Toprağa gömülmesi caizdir aslında. Gasilhanesi de öyle istiyordu. 53'te de nakledildi. Onu seyreden bebelerin arasında, babasının omzunda ben de vardım. Hızlandırmışlardır, Harp sonrası bütçe daha açık. Orada kullanılan malzemenin çoğu Türkiye'de yok ve dışarıdan bir şey gelmiyor. İnsanlar ezbere konuşmasa. 

ATATÜRK'ÜN EN BÜYÜK DEHASI NEDİR?

Çok önemli bir şeyi değiştirmekten çekinmiyor. Ama bu deli dolu bir değiştirme değil. Bunun içinde her şey var dirlik yok. Uzun yıllar boyunca solcular bile Gardrop devrimi dediler balo için. Üzerinde çok durduğu konularda vazgeçmesi kolay değildir. Bu çok zor bir şey.

Kaynak: Haber Global TV

Haber Global candaş tolga ışık Az Önce Konuştum İlber Ortaylı son dakika