Binalardaki tadilat hataları, ölüme götürüyor: "Bir delik dahi açılmaması gereken kolonlar kesiliyor"
İçmimarlar Odası İstanbul Şubesi Başkanı Herdem Süer, binalarda gerçekleştirilen ölümcül tadilat hatalarına değindi. İstanbul'da kendiliğinden çöken binalar olduğunu hatırlatan Süer, kritik uyarılarda bulundu.
İçmimarlar Odası İstanbul Şubesi Başkanı Herdem Süer, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerin ardından İçmimarlar Odası yöneticileri olarak bölgeye gittiklerini ve yapılardaki hasarlara ilişkin rapor hazırladıklarını açıkladı.
Süer, binaların taşıyıcı unsurları olan kolon ve kirişlerin kesilmesinin, deprem sırasında binaların çökmesinde önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi.
İzmir, Van ve Elazığ depremlerindeki inceleme ve araştırma sonuçlarını da aktaran Süer, bütün depremlerde kolonları ve kirişleri kesilmiş çöken binalarla karşılaştıklarını belirterek, "En alt katta bir market, kafe veya bir galeri yapıyorlar ve taşıyıcı unsurlara müdahale ediyorlar. Kolonlara bir delik dahi açılmaması gerekirken kolon, kiriş kesilmesine kadar, yani komple yok edilmesine kadar giden süreçleri maalesef gördük." ifadelerini kullandı.
Kartal'da 2019'da çöken Yeşilyurt Apartmanı gibi İstanbul'da kendiliğinden çöken binalar olduğunu hatırlatan Süer, "Şöyle düşünün. Bir yapının dört ayağı var. Birini kestiğiniz zaman o yapının ayakta kalması mümkün olmuyor. Bir binanın altında 10 tane, 20 tane kolon var. Bu kolonlardan bir tanesini bile kestiğiniz zaman o binanın bütün direncini bitirmiş oluyorsunuz. Bu da tabi ki ne kadar dirençli olsa da binanın yıkılmasına yol açıyor." diye konuştu.
Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında mevcut yapıların revizesi sırasında iç mimarlara danışılması taleplerini de dile getiren Süer, yapılarda iç mimari projesinin kullanılması neticesinde maliyetin azalması, ergonomik tasarımların oluşması ve toplum sağlığının korunabilmesi için gerekli olduğunu söyledi.
TADİLATLAR İÇ MİMARİ PROJE İLE YAPILMALI
Beşiktaş'ın Gayrettepe Mahallesi'ndeki bir gece kulübünde 29 kişinin öldüğü yangının tadilat sırasında meydana geldiğine dikkati çeken Süer, şunları kaydetti:
"Buralarda gördüğümüz şey aslında bir iç mimari projenin olmayışı ve iç mimarların kontrolör olmayışı. Gayrettepe'den örnek vermek gerekirse işçi, elinde kaynak makinesiyle çalışıyor ve burada akustik malzemeler alev alıyor. Orada iç mimarın kontrolör olması gerekiyor ki buna müdahale edebilsin. İç mimari projeler olsa belediyeler ruhsat verirken bilecekler, 'Burada şöyle bir proje var, taşıyıcı unsurlara müdahale edilmiş veya edilmemiş' diye bir bilgi sahibi olacaklar. İç mimar taşıyıcı unsura müdahale etmez, etmemesi gerektiğini bilir. Orada nasıl bir yönlendirme yapacağını, süreci nasıl yöneteceğini bilir. Bu anlamda tüm yapıda tadilat projelerinde iç mimari proje kullanılması zorunlu hale gelmesi gerekiyor. Biz bu talebimizi dile getiriyoruz. İç mimari proje olursa hem kent estetiğine hem insan sağlığına daha faydalı bir şehir oluşturabiliriz. Çünkü depremlerde can kayıplarının yüzde 40'ı gibi bir oran kolon, kiriş kesilmesinden oluyor."
İÇ MEKANLAR DA DEPREME UYGUN HALE GETİRİLMELİ
İçmimarlar Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Aslıhan Demirarslan ise binalarda eşyaların doğru bir şekilde sabitlenmesinin önemine dikkati çekti.
6 Şubat depremlerinin şiddetli yıkıcılığına rağmen ayakta kalmış bir apartmanda tabakların bile hareket etmeden kalabildiğini anlatan Demirarslan, şöyle konuştu:
"Adıyaman'da bir apartmanın en alt katında bir züccaciye dükkanında raflar ve hatta raflarda tabaklar bile hareket etmemişti. Hemen yan binada olan tahribat o binada gerçekleşmemişti. Burada tabi ki yapının mimar ve mühendisler tarafından depreme uygun üretilmesi ve yapılması ayrı bir konu ama içerideki sistemin iç mimarlar veya bilinçli kişiler tarafından sabitlenmesi, bunun önlem olarak alınması ayrı bir konu. Bu noktada halkın bilinçlenmesi gerekiyor. Sadece temelin ve binanın yapımının depreme uygun olup olmadığını kontrol etmekten ziyade iç mekanda oluşturacağınız alanda da profesyonel iç mimari destek alınmasını öneriyoruz."