Avrupa'da insanlık dramı: 'Eviniz güvenli artık gidin'
Suriyeli mülteciler bir akşam üstü evlerine gelen yarım sayfa resmi yazı ile neye uğradıklarını şaşırdı. Yıllardır 'ev' belledikleri Danimarka, Şam'ın artık 'güvenli' bir bölge olduğuna kanaat getirip ülkeden ayrılmalarını istedi...
2019 yılında Danimarka devleti tarafından hazırlanan bir raporda Suriye’nin bazı bölgelerinin artık ‘güvenli’ olduğu ifade edildi. Bu rapor üzerine Danimarka hükümeti geçen yıl ülkede zaten sınırlı sayıda olan Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri gönderilebileceklerini belirtmişti.
Danimarka hükümetinin ‘güvenli’ olarak belirttiği yerler arasında başkent Şam ve çevresi de bulunurken son günlerde Suriyeli ailelere resmi olarak ülkedeki 'zamanlarının dolduğu' bildiriliyor.
Danimarka’dan ülkelerine geri gönderilecek Suriyeliler arasında Heba Alrejleh ve Rıdvan Cuma da bulunuyor. Cuma 2013 yılında ülkesini terk ederken önce Mısır’a ardından İtalya’ya gitmiş. İtalya’da Avrupa’ya ayak bastıktan sonra kimi arkadaşlarının Fransa’ya kiminin ise İsveç’e gittiğini söylüyor.
Cuma ise ‘konukseverliğini’ duyduğu Danimarka’dan yana hakkını kullanmış. Kısa bir süre sonra eşi Heba ve şimdi 11 yaşında olan çocukları Aya ve 10 yaşındaki Muhammed de onlara katılmış. Çiftin dört yaşındaki çocukları Lillian da Danimarka’da doğmuş.
'KALICI OLACAKLARINI DÜŞÜNDÜLER'
Aile birkaç yıl Cuma’nın pizzacıdaki işine uzak bir mesafede olan Skive kentine yaşadı. Danimarka’da bir hayat kurmaya çalışırken Hollanda ve Almanya gibi komşu ülkelerdeki Suriyelilerin oturum hatta vatandaşlık alma hakkına bile sahip olduklarını duyuyorlardı. Yakın bir zamanda kendilerinin de bu haklara sahip olacaklarını düşündüler.
Geçen aralık ayında Danimarka’da yerleşik olacaklarını düşünüp Silkeborg şehrinin yakınlarında yeni bir eve çıktılar. Çocuklarının eğitimi bir yandan devam ederken bir gün eve geldiklerinde göçmenlik bürosunun uyarı notu ile karşılaştılar. Notta ülkeyi terk etmeleri gerektiği yazıyordu.
Cuma, “Bu karar yaşam ya da ölüm demekti. ‘Sizi Suriye’ye göndereceğiz’ demek yaşamlarımızı mahvetmek demek” diyor. Cuma, Esad yönetimine karşı protesto gösterilerine katıldığı için ülkeye ayak bastığı anda tutuklanacağını düşünüyor.
'HAYATIM SALLANTIDA'
Çift geri gönderilme kararına itiraz etti, yargı süreci ilerliyor. İç savaşta ilk eşi gözünün önünde öldürülen Heba Alrejleh, Danimarka’ya gelirken hayal ettiği yaşamın bu olmadığını söyleyerek, “Aklımdaki tek şey göçmenlik bürosunun vereceği karar. Şu an ders çalışmaya devam edebilirdim, çocuklarıma odaklanabilirdim. Ama şu an bunların hepsi sallantıda” diyor.
Geceleri kabuslar görerek uyandığını ifade eden Cuma ise Danimarka’nın neden böyle bir karar verdiğine anlam veremediğini şu sözlerle anlatıyor: Danimarka insan hakları noktasında parlayan bir örnek gibiydi. Ama şimdi ırkçılık Danimarka’nın ününü bütün dünyaya karşı mahvediyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Haberglobal.com.tr'den Metin Aktaşoğlu Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin vatandaşlık süreçlerini araştırmıştı?
'İNSANLARI DANİMARKA'DAN KORKUTMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Sivil toplum örgütleri de karara tepkili Danimarkalı mülteci hakları derneği grubu Refugees Welcome’ın (Mülteciler hoşgeldiniz) başındaki isim Michala Bendixen, “Bilerek insanları Danimarka’dan korkutmaya çalışıyoruz, onlara burada sığınma arayan insanları nasıl kötü bir hayat beklediğini söylüyoruz. Onlara ‘burada asla kendinizi güvende hissetmemelisiniz’ mesajı veriyoruz” diyerek sistemi eleştiriyor.
Bendixen’e göre Danimarka’da 2019’da iş başına geçen merkez sol hükümet sağ partilere giden oyları geri toplamak için göçmenlere sert davranmaya başladı. STK sorumlusuna göre hükümet göçmenlere karşı aldığı tedbirleri artırarak toplumun ‘sınırlarını’ test ediyor.
Refugees Welcome’ın (Mülteciler hoşgeldiniz) başındaki isim Michala Bendixen/Fotoğraf: YouTube
2020 yılında Danimarka oturumunu kaybeden 94 Suriyeli mülteci hükümet ile davalık oldu. Bendixen bu insanların 30’unun davalarını kaybettiklerini ifade ederken söz konusu insanların ya geri gönderim merkezine gideceğini, ya saklanacağını ya da kaçak yollardan farklı Avrupa ülkelerine kaçmaya çalışacaklarını söylüyor.
Danimarka Entegrasyon Bakanı Mattias Tesfaye geçen haziran ayında yaptığı açıklamada Suriye’ye dönmek isteyen göçmenlere para yardımı yapılacağını söylemişti. Seyahat ve dört yıllık sağlık masrafları ile birlikte yetişkin başına 23 bin dolar tutarında bir yardım öngörülüyordu. Geçen yılın ortasından şu ana kadar sadece 135 Suriyeli mülteci söz konusu teklifi kabul etti.
‘MÜSLÜMANLARA KARŞI ÖN YARGILAR VAR’
İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü Müdürü Profesör Ayhan Kaya 2005 yılındaki karikatür krizi ve 2004 yılında yönetmen Theo van Gogh’un öldürülmesi olaylarından doları Danimarka’da Müslümanlara ilişkin net ön yargılar bulunduğunu söylüyor.
Şam’ın güvenli bir kent olduğu gerekçesiyle Suriyelileri geri göndermenin tartışmaya açık bir uygulama olduğunu aktaran Kaya, “Uluslararası Göç Örgütü tarafından kriterleri 2007 yılında belirlenen geri gönderme uygulamalarında, gönüllülük ve geri gönderilecek yerdeki güvenliğin tam anlamıyla sağlanmış olması gerekir. Medyaya yansıyan haberlere bakıldığında bu iki kriterin tam olarak karşılanmadığı görülmektedir” değerlendirmesinde bulunuyor.
ALMANYA DA GERİ GÖNDERMİŞTİ
Kaya, 1992 yılındaki Bosna-Hersek’te yaşananların ardından Almanya’ya göç eden 300 bin kadar Bosnalının 1997 yılında bölgenin güvenliği sağlanmayan Bosna’ya geri gönderildiklerini anımsatarak, “Hatta yine hatırlatalım, Almanya’nın bu deneyiminin ardından AB Geçici Koruma Direktifi’nin 2001 yılında yazılı hale getirmiş ve Türkiye’de Suriyelilere ilişkin Geçici Koruma Yönetmeliği’ni 2014 yılında bu direktifi örnek alarak hazırlamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği ülkelerinde geri gönderme eğiliminin giderek artmasını beklediğini söyleyen Kaya, “Bu yıl AB Komisyonu tarafından kaleme alınan Göç ve İltica Paktı içinde geri gönderme pratiğinin ayrıntılı bir şekilde yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla, AB içerisinde geri gönderme konusunda egemen bir siyasal irade bulunmaktadır” diyor.
HUKUK NE DİYOR?
Peki ya hukuki açıdan bir ülkenin sığınma statüsü verdiği insanları geri gönderme kararı almasında süreç nasıl işler? Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevli göçmen hukuku üzerine çalışmalar yapan öğretim üyesi Doktor Neva Öztürk, “1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne Dair Sözleşme ve bu sözleşmenin yerleşik uygulaması kapsamında mülteci statüsünün sona ermesi ve kişinin menşe ülkesine gönderilmesi için ya kişinin yeniden menşe ülkesinin korumasından gönüllü olarak faydalanma yönünde iradesini ortaya koymuş olması ya da o ülkedeki kişiyi sığınmacı hâline getiren şartların tamamen kalkmış olması gerekir” diyerek söze başlıyor.
Danimarka’nın uygulamasını insan hakları hukukuna aykırı olarak nitelendirilebileceğini söyleyen Dr. Neva Öztürk, “Bu bağlamda, Suriye’deki durumun değişmediği ortada iken, Danimarka tarafından, kişilerin statülerinin sona erdirilip menşe ülkeye yollanmaları uluslararası mülteci hukukuna ve insan hakları hukukuna açıkça aykırılık teşkil edebilecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Dr. Neva Öztürk/Fotoğraf: Ankara Barosu
YASAL HAKLARI NELER?
Danimarka’nın Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olduğunun altını çizen Dr. Neva Öztürk, kişinin işkence, kötü muamele ya da yaşam hakkı ihlali ile karşılaşma açısından gerçek bir risk taşıdığı tespit edildiğinde geri gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.
Öztürk geri gönderilme kararı ile karşı karşıya olan bir göçmenin haklarını şöyle özetliyor:
*AİHM’in yerleşik içtihadı, kişinin bu şekilde ülkeden gönderilmesine yönelik bir karara karşı ‘etkili bir başvuru yolu’ bulunmasını da arar.
*Kişinin karara karşı mahkemeye başvurma hakkı bulunmalıdır. Ancak bu tek başına yeterli değildir, mahkemenin etkin bir şekilde kişinin geri gönderme yasağına ilişkin itirazını inceleme yetkisi bulunmalıdır.
*Bu yetkinin kâğıt üzerinde varlığı da tek başına yeterli değildir, pratikte de bu incelemenin etkin şekilde yapılması gerekir.
*Bu yol ekseninde yapılacak inceleme bireyin somut şartları, özelliklerine göre yapılmalıdır. Ayrıca, bu inceleme sonuçlanıncaya kadar kişinin ülkeden uzaklaştırılmaması da gerekmektedir.
*Bu noktada, söz konusu incelemeyi yapacak makamın, menşe ülke bilgilerini etkili şekilde; çeşitli insan hakları raporları, uluslararası organizasyonların verileri ekseninde değerlendirmesi de beklenir.
*Kişi, iç hukuk yollarını tükettikten sonra, AİHM’e başvuruda bulunabilir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Haberglobal.com.tr'den Merthan Sümbelli, Suriyeli göçmenlerin üçüncü bir ülkeye gönderilme tartışmalarını incelemişti.?
Medyaya yansıyanlara göre Danimarka’dan sınır dışı edilmesi gündemde olan Suriyelilerin bir kısmının rejime muhalif olduklarının anlaşıldığını ifade eden Öztürk, “Bu kişileri halihazırda rejimin kontrolünde bulunan bir yere göndermek çok açık bir şekilde uluslararası mülteci hukukunun ihlali anlamına gelir. Üçüncü durum, yani statüsü tanınmış bir kişinin menşe ülkesine değil de üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilmesi durumu ise ancak kişinin kamu düzenini, ülke güvenliğini tehlikeye sokması hallerinde mümkündür.” diyerek sözlerini noktaladı.
*Yukarıdaki makalede yer alan bilgilerin bir bölümü NPR'da Sidsel Overgaard imzasıyla yayımlanan 'In Denmark, Fears Grow Among Syrian Asylum-Seekers As Residence Permits Are Revoked' (Danimarka'da oturma izinleri kaldırıldıkça Suriyeli sığınmacıların korkusu büyüyor) isimli haberden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel