Antidepresan kullanımında büyük artış

Gündem haberleri Sağlık Haberleri Sağlık Yaşam Haberleri Türkiye Çocuk Sağlığı Bilim Haberleri İstanbul
Antidepresan kullanımında büyük artış

Türkiye'de son yıllarda antidepresan kullanan kişi sayısı giderek artıyor. Kullanım yaşı gittikçe düşen antidepresanların pek çok yan etkisi de bulunuyor. Uzmanlar, bu ilaçların reçetesiz asla kullanılmaması gerektiğini belirtiyor. İlacın bağımlılık yaptığı noktasında da farklı görüşler hakim.

Pandemi, savaşlar, enflasyon... Son yıllarda artan antidepresan kullanımının nedenlerinden bazılarını uzmanlar bu sözlerle açıklıyor. Öyle ki, antidepresan kullanım yaşı gün geçtikçe düşüyor. 2013 yılında 37 milyon 258 bin 388 kutu olan antidepresan kullanımı, yüzde 75 oranında artarak 2023 yılında 65 milyon 451 bin 831 kutuya çıktı. Son 10 yılda, ilaç tüketimi 28 milyon 193 bin 443 kutu arttı. Antidepresan ilaçlarını kullanan kişilerin endişelerinden birisi de ilaca bağımlılık olarak biliniyor. Uzmanlar, bu durumu ise yeterli süre ve dozda ilaç kullanıldığında hastalıkta ortadan kalkacağı için "ilaç kullanımı ihtiyacı doğmaz" şeklinde açıklıyor. 

MUTLU DEĞİLİZ

2023 yılı Dünya Mutluluk Endeksi'ne göre de Türkiye 137 ülke arasında 106'ncı sırada bulunuyor. IPSOS’un yaptığı bir araştırma ise Türkiye’de yaşayanların yüzde 61’inin akıl ve ruh sağlığının geçtiğimiz yıla göre daha kötüye gittiğini söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü de koronavirüs salgını öncesinde 1 milyardan fazla insanın ruhsal bozukluklar yaşadığını pandemi sonrasında ise bu sayının yüzde 25 oranında arttığını belirtiyor.

Antidepresan kullanımında büyük artış - Resim : 1
2023 yılı Dünya Mutluluk Endeksi'ne göre Türkiye 137 ülke arasında 106'ncı sırada.

TALEP ÇOK

Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, artan ilaç kullanımı için;  “Akla ilk olarak ruhsal bozukluklarda artış mı var sorusu gelebilir. Bu durum sadece ruhsal bozuklukların arttığı anlamına gelmiyor. Toplumumun ruh sağlığına daha fazla dikkat edip bu konuda yardım alıyor olması ile ilgili bir durum da söz konusu.” dedi.

Antidepresanların, sadece depresyonda değil, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluklarında da kullanıldığını sözlerine ekleyen Hüseyin; "Bu ruhsal bozuklukların hepsinde de stres önemli bir faktör olarak yer alıyor. İşlev kaybına yol açabilecek kadar derin bir ruhsal bozuklukta ilaç kullanılması gerekir. Bozukluk; kişinin işlevselliğini engellediğinde, ikili ilişkilerde sorun yarattığında, sosyal ve akademik alanda işlevselliği bozulduğunda ilaç tedavisi yapılır" ifadelerini kullandı. 

Antidepresan kullanımında büyük artış - Resim : 2
Uzmanlar, her şeyin başının stres olduğunu belirtiyor.

YAN ETKİLERİNE DİKKAT

Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Yağmur Zorbozan ise Amerika’da günde yaklaşık 6 milyon antidepresan verildiğini ve bunların ağrı kesici olarak reçete edildiklerine dikkat çekiyor.

Antidepresan kullanımının kişiye özel olduğunu ve buna psikiyatri hekimlerinin iş birliği ile karar verdiklerine dikkat çeken Zorbozan, "İlaç seçilirken kişinin yaşı, kilosu, mesleği gibi bazı özellikler göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ilaçların en sık bilinen yan etkileri; baş ağrısı, ağız kuruluğu, görme bozukluğu, mide bulantısı ve uyku hali olabilmektedir. Bu etkiler ilaç kullanımının başında yüksek olup zaman içerisinde vücut ilaca alıştıktan sonra yan etkiler ortadan kalkarak etkinlik başlamaktadır. Kişi yan etkileri tolere edemediği durumlarda tekrar birtakım düzenlemeler yapılmalıdır" şeklinde konuşuyor.

AZALTILARAK KESİLMELİ

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk ise, antidepresanların 1950'li yıllarda geliştirilmeye başladığını belirterek, şu uyarıları sıraladı "Bu ilaçlarının etkililiği kişiden kişiye değişir. İlaç mutlaka doktor tavsiyesiyle alınması, takiplerle kontrol edilmeli ve kesilirken dikkatli olunmalı. Antidepresanlar, doktor kontrolünde dört haftalık bir süreç içerisinde azaltılarak bırakılması gerekir. Tedavinin ne kadar süreceği ile ilgili kesin bir süre yoktur, hastaya ve belirtilerine göre değişir. Ancak tedavinin en az 6 ay kadar sürmesi gerektiği kabul edilir.  Birçok ruhsal bozukluğun tekrarlama eğiliminde olduğu unutulmamalıdı."

sibel.gulersoyler@haberglobal.com.tr

Kaynak: Web Özel