Afet bölgesindeki hamileler: 214 bin kadın...
Deprem bölgelerinde önümüzdeki ay içinde 20 ila 24 bin kadının doğum yapması bekleniyor. Depremzede hamilelerin durumu da bölgedeki en ciddi meseleler arasında yer alıyor. Peki depremzede hamilelere nasıl müdahale ediliyor? Bu bölgelerdeki hamile kadınların ihtiyaçları neler?
Kahramanmaraş merkezli depremlerin vurduğu şehirlere insani yardımlar gönderiliyor. Bölgelerde hala arama-kurtarma çalışmaları sonlanmış değil fakat depremzede hamile kadınların durumu da afet bölgelerindeki en ciddi meselelerden biri.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye ve Türk Tabipleri Birliği'nin hesaplamalarına göre, deprem bölgelerinde önümüzdeki ay içinde 20 ila 24 bin kadının doğum yapması bekleniyor.
UNFPA Türkiye'nin resmi web sitesinde yer alan açıklamada, afet bölgelerinde anne sağlığı hizmetlerine ulaşması gereken hamile kadın sayısının 214 bin civarında olduğu bilgisine yer verildi.
Adıyaman'da kurulan sahra hastanesinde hastanenin kurulduğu ilk gün 4 kadın doğum yaptı. Hastanede kadın doğum kliniği mevcut ancak afet bölgelerinde yer alan hastanelerin hamile kadınlara müdahale edebilmesi için daha çok gönüllü kadın doğum uzmanına ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
❝Anne ve bebekler sağlıklı şekilde taburcu edildi❞
— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) February 11, 2023
Adıyaman'da kurulan sahra hastanesinde dört depremzede kadın doğum yaptı https://t.co/5M7zah7zJM pic.twitter.com/AamMXwC9Ca
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Arif Güngören, üniversitede personel eksikliğinden dolayı sadece acil hastalara müdahale edebildiklerini, ayrıca gelen gönüllüler ve yardımların Hatay içinde dağıtımını organize ettiklerini belirtiyor.
Kendisinin de bir depremzede olduğunu belirten Güngören, hastaneye 30. saatte ulaşabildiğini dile getiriyor. “Ulaştıktan sonra kendi kliniğimin organizasyonları dışında, Hatay'da ayakta kalan hastanelerin kadın doğum uzmanı ve personel ihtiyacının gelen gönüllüler içinden karşılanması gibi bir işe giriştim” diyen Güngören, şehir dışından gelen gönüllüleri kurulan sahra hastanesine ve Hatay'ın ilçelerinde faaliyet gösteren hastanelere yönlendirdiğini aktarıyor. Güngören, deprem sonrasındaki durumu ise şöyle anlatıyor:
“Kliniğimizde 4-5 gün 4 asistanla işleri yürüttük, çünkü diğer asistanlarımız enkaz altında kaldı, aralarında yaralananlar ve ölenler oldu. 4'üncü gün bize Etlik'ten 5-6 kişilik bir ekip geldi ve onlar hemen destek oldular. Bir sahra hastanesi ve çadırlar kuruldu, oralarda kadın doğum hizmeti verilmeye çalışılıyor ancak orada da personel az.”
Güngören, ellerinde yeterince sarf (dezenfektan, torba gibi malzemeler ve bisturi ucu gibi cerrahi aletler) malzemesi bulunduğunun ancak şehirdeki diğer hastanelere ve köylere sarf malzemesi ve ilaç gönderdiklerinden ötürü bu stokun azaldığının altını çiziyor.
“Gelen gönüllüler Cuma Cumartesi dönecekler" diyen Güngören, Hatay'a bir iki gün içinde yeni gönüllülerin gelmemesi halinde şehirdeki kadın doğum uzmanı sayısının bir hayli azalacağına işaret ediyor. Güngören, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Hatay'daki bütün hastaneler Sağlık Bakanlığı'nın kadın doğum uzmanı görevlendirmesini bekliyor. Gönüllülerin de bizden habersiz gelmesini istemiyoruz çünkü burada barınma gibi sorunlar mevcut, bunlar daha yeni yeni gideriliyor.”
'ACİL MÜDAHALEYİ YAPIP SEVK EDİYORUZ'
Güngören, “Biz daha ziyade bebeklerin durumuna bakıp, sezaryen gibi acil müdahale gerektirecek bir durum söz konusu değilse hastayı sevk ediyoruz” diyor ve ekliyor:
“Antakya'da neredeyse ayakta bina kalmadı, burada gebelerin düzenli takiplerinin yapılabilmesi mümkün değil. Gebe takipleri buradan ayrılan depremzedelerin gittikleri yeni illerde yapılıyor. Şehir içinde çadırlarda kalan gebelere yardımları AFAD ve UMKE ekipleri yapıyor.”
DOĞUM ÖNCESİNDE VE SONRASINDA SAĞLIK DESTEĞİ
TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi ve Jinekolog Irmak Saraç, kadın doğum kliniklerinin pek çok yerde hizmet vermeye başladığını ama hastanelerin bazı birimlerinin henüz tam kapasite çalışamamasından ötürü yardım organizasyonları yürütüldüğünü aktarıyor. Saraç, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:
“Mesela, kadının evde doğum yapması durumunda kullanabileceği, göbek kordonunu kesebileceği 'temiz doğum kiti' diye bir şey var. Bunların kadınlara dağıtılması ve kadınların doğum sonrasında sağlıkçıya ulaşması için birtakım çalışmalar yapılıyor. Temiz doğum kitini sağlık uzmanları ayarlayıp gönderebiliyor, ihtiyaç listesine yazılabilecek bir şey değil.”
Afet bölgesindeki hamile kadınların, bu tip travmalardan sonra beklenen tarihten biraz erken doğurmasının söz konusu olabildiğini dile getiren Saraç, ayrıca bu bölgelerde gebelik takiplerinin rutin olarak yapılamadığı için birinci basamak hizmetlerin de iyi yürütülemediğini kaydediyor.
Saraç, “Gebelerin takip edilmesi gereken tansiyon hastalıkları olabilir ya da bu kişiler gebeliğe bağlı tansiyon sorunları yaşıyor olabilirler. Afet bölgesindeki gebelerin rutin takiplerinin yapılamıyor oluşu bir problem” demekte.
Kaynak: Web Özel