1923 yılında dünyaya gelen asırlık çınar anlattı: "Mustafa Kemal Atatürk babamızdır, Allah onu bağışlasın" denirdi
Siirt'te yaşayan 100 yaşındaki Zekiye Özer ve Şırnaklı Hanım Çakar ve Fatım Sanrı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla açıklamalar yaptı. Asırlık çınarlar, kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk'ün o dönem "baba" olarak anıldığını anlattı.
Anadolu Ajansının Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "Cumhuriyet'in Çınarları" temalı dosya haberinin dördüncü bölümünde Siirt ve Şırnak'ta yaşayan, Cumhuriyet ile yaşıt kişilerin yaşam hikayeleri anlatıldı.
Siirt'in Eruh ilçesinin Bölüklü köyünde 1 Temmuz 1923'te doğan, 17 çocuğu, 50 torunu olan Zekiye Özer, çocuklarıyla yaşadığı Kooperatif Mahallesi'ndeki evinde AA muhabirine Kürtçe yaptığı açıklamada, fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini söyledi.
Özer, "Hiçbir şeyimiz yoktu. Kıtlık yaşandığında Van'a ve Mardin'in Nusaybin ilçesine gittik. Çok şükür hayatta kalmayı başardık. Babam kuru üzüm ambarında çalışıyordu. Bize bazen de kuru üzüm getiriyordu." dedi.
"KEMAL BABAMIZ"
Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü hiç görmediğini ancak o dönemde adını hep duyduğunu belirten Özer, dedesinin de harbe gittiğini anlattı.
Özer, "O dönem Atatürk ile ilgili 'Kemal babamızdır, Allah onu bağışlasın.' sözleri söylenirdi." ifadesini kullandı.
17 çocuğundan 10'unun hayatını kaybettiğini ifade eden Özer, evlat acısının hiçbir zaman dinmediğini söyledi.
Özer, "O zamanlar doktor yoktu, yollar uzaktı, hiçbir imkanımız yoktu. Çok şükür bugün imkanlar var. Herkes el ele vererek, birlik ve beraberlik içerisinde yaşasın." dedi.
Eşinin de 20 yıl önce vefat ettiğini, çocuklarıyla birlikte yaşadığını dile getiren Özer, Cumhuriyet ile yaşıt olduğunu ve bundan da mutluluk duyduğunu söyledi.
Köydeki bahçesini çok özlediğini anlatan Özer, çocuklarının mezarının da köyde olduğunu kaydetti.
Özer, eskiden düğünlerde söyledikleri Kürtçe bir parçayı da seslendirdi.
"ÇOCUKLARIMIZA, TORUNLARIMIZA AKTARACAĞIZ"
Şırnak'ın Şehr-i Nuh Mahallesi'nde yaşayan, 9 çocuğu, 56 torunu bulunan 100 yaşındaki Hanım Çakar da geçmişte yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
Buğday bulamadıkları için öğüttükleri arpadan ekmek yaptıklarını ifade eden Çakar, "Ailece fakirdik, o zaman herkes fakirdi. Ben vatandaşın ekmeğini pişiriyordum, çamaşırını, yününü yıkıyordum, onlar da 1-2 ekmek veriyordu. O zamanla şimdiyi kıyaslayınca büyük bir nimet içerisindeyiz fakat kıymeti çok bilinmiyor. Devlet bize bakıyor. Allah onlardan razı olsun. Devletimize her zaman duacıyım." diye konuştu.
Hanım Çakar'ın oğlu Sabri Çakar (66) da annesinin geçmişte yaşadığı zorlukları zaman zaman kendilerine anlattığını belirtti.
Çakar, "Annem bize 'Devletinize, vatanınıza, milletinize sahip çıkın.' demiştir. Biz de bunu çocuklarımıza ve torunlarımıza aktaracağız." dedi.
"NE KADAR ŞÜKRETSEK AZ"
Şırnak'ın Balveren beldesinde yaşayan, 11 çocuğu, 71 torunu olan 100 yaşındaki Fatım Sanrı ise geçmişte zor zamanlar yaşadıklarını, 2 keçi ile 10 kişilik ailenin süt ve peynir ihtiyacını karşılamak zorunda kaldıklarını söyledi.
"Buğday süne istilası nedeniyle azaldı. Çok zor ve sıkıntılı zamanlardı. Hayvanı olanlar o zaman en zengin kişilerdi. Şimdi bolluk var çok şükür. Ne kadar şükretsek az." ifadelerini kullanan Sanrı, bunların kıymetinin bilinmesi gerektiğini vurguladı.
Yanında kaldığı oğlunun kendisine iyi baktığını anlatan Sanrı, devletin maaş verdiğini, devlete minnettar olduğunu kaydetti.
Oğlu İzzettin Sanrı da annesinin hakkını ödeyemeyeceklerini belirtti.
Kaynak: AA