Ürünlerde fiyat sabitleme enflasyona karşı nasıl etki edebilir?
Türkiye'nin önde gelen bir zincir marketi bir ay boyunca fiyatları sabitledi. Geçen yıl nisan ayında Macaristan modeli denen fiyat sabitlemenin kanun ile güvence altına alınması tartışılıyordu. Fahiş fiyatlara karşı bu tür uygulamalar enflasyonla mücadelede nasıl bir etki verebilir?
Türkiye’nin ünlü marketlerinden biri, ocak ayı boyunca 1000 üründe fiyatları sabitleyeceğini duyurdu. Söz konusu 1000 ürün hanelerin temel tüketim ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlendi. 30 Eylül 2022 itibarıyla uygulamaya imza atan ŞOK marketlerin Türkiye genelinde 10 bin 141 mağazası bulunuyor.
Yeni yılın ilk ayı ile birlikte piyasadaki endişelerden biri, özellikle asgari ücret zammının ardından market fiyatlarının değişmesi idi. Hatta Ticaret Bakanı Mehmet Muş geçen günlerde, 4 ulusal marketin üst yöneticileri ile görüşmüştü. Bu görüşmeye Migros Üst Yöneticisi (CEO) Özgür Tort, A101 CEO'su Cem Maltaş, ŞOK CEO'su Uğur Demirel ve BİM CEO'su Galip Aykaç da katılmıştı.
Bir marketin 1000 ürünün fiyatının bir aylığına sabitlemesi, akla Macarisan modelini getirdi. Macaristan Başbakanı Viktor Orban geçen kış aylarında, akaryakıt fiyatlarını sabitlemiş, ev kredisi faizlerini de kanunen durdurmuştu. Bu uygulamanın temel sebebi ülkedeki enflasyondu.
'ORBAN: AİLELERİ KORUYACAĞIZ'
Macaristan’da tüketici enflasyonu geçen kasım ayında yüzde 7,4 ile son 14 yılın en yüksek seviyesini görmüştü. Macaristan’da ayrıca 2 milyar dolarlık vergi indirimi, emekli maaşlarının artırılması ve asgari ücrete de zam gibi uygulamalara gitmişti. Orban, “Macaristan’daki aileleri koruyacağız” açıklamasında bulunmuştu. Macaristan’da haneler için elektrik ve doğalgaz fiyatları da bir süreliğine sabitlendi.
Başbakan Viktor Orban’ın planına göre; şeker, un, ayçiçek yağı, tavuk göğüsü ve süt gibi ürünlerin fiyatları 12 Ocak 2022 tarihinde alınan kararla 1 Şubat 2022’den itibaren 15 Ekim 2021 tarihli fiyatlarına sabitlenmişti. Zincir marketlerin birlikte ortak hareket ederek piyasadaki fiyatları manipüle ettikleri iddiasıyla Rekabet Kurumu tarafından 2.7 milyar TL ceza kesilmesi Türkiye’nin gündemine oturmuştu.
EKONOMİK KAYIPLARIN SÜBVANSE EDİLMESİ
Geçen Nisan ayında Türkiye’de de fiyatların sabitlenmesi konusunda yasal bir çalışma yapılması gündeme gelmişti. O dönem söz konusu fiyat sabitleme çalışmasının un, yağ, şeker, bakliyat, bebek bezi ve temizlik maddeleri gibi toplam 20-25 ürünü kapsayacak şekilde düşünülüyordu. Marketlerin bu uygulamadan doğacak ekonomik kayıpları ise devlet tarafından sübvanse edilmesi gündemdeydi.
Türkiye’de en son açıklanan Kasım ayı yıllık enflasyonu yüzde 84.39 olarak gerçekleşti. Gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki artış ise yüzde 102.55 oldu. Gıda enflasyonunu yukarı çeken önemli sebeplerden biri ise enerji maliyetleri. TÜİK rakamlarına göre 2021 yılı kasım ayından 2022 yılı kasım ayına kadar ulaştırma grubunun enflasyonu yüzde 107.03 oldu. Ulaştırma enflasyonun en fazla arttığı kalem.
TÜİK aynı zamanda tarımsal maliyetlerin artışını da takip ediyor. 21 Aralık 2022 tarihinde yayımlanan Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ne göre; Ekim 2022’de, bir önceki yılın Aralık ayına göre tarımsal üretim girdilerindeki fiyat artışı yüzde 134.76 oldu. Tarımsal ürünlerin üretim maliyetlerindeki artışlar incelendiğinde yüzde 196.89 ile enerji ve yağlar giderinin arttığı görülüyor. Petrolün fiyatındaki her 1 dolarlık oynamanın soframıza yansıdığı düşünülebilir.
OSMANLI'DA 'NARH' UYGULAMASI
Osmanlı döneminde de devlet yönetimi artan gıda fiyatlarını engellemek için dönem dönem ‘narh’ uygulamasına giderdi. Bu uygulama ile birlikte açık kamu yararı gereği, temel ihtiyaçları karşılayan mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarına -onları oluşturan etkenlere dokunulmadan- doğrudan müdahale edilerek belirli sınırları aşmasının önlenmesi maksadıyla resmî tavan fiyat belirlenmesi amaçlanıyordu.
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra Unkapanı, Yemiş İskelesi Çardağı, Sebzehane Divanı ve Salhane’ye giderek, narh uygulamalarını denetlediği biliniyor.
‘DENETLEMEYENİ DENİZE ATIN’
Sultan IV Murat, Lehistan seferine çıkmadan önce 27 Nisan 1634 tarihinde Edirne’ye gelmiş. Bu sırada İstanbul’da seda yağın az bulunduğu ve pek pahalı olarak satıldığı padişaha duyurulmuştu. Narh işleri ile o zamanlar kadılar meşgul olurdu. İstanbul kadısı, Kara Çelebizâde Abdülâziz efendi idi. Pâdişah, derhal vazifesini yerine getirmeyen Kara Çelebizâde’nin bir gemiye bindirilerek, adalardan birine götürülüp denize atılması hakkında Bostancıbaşı Duçe’ye bir hattı hümâyun gönderdi. Emir derhal icra edildi.
Fakat, gemi adalara yakınlaşacağı sırada vezir Bayram paşanın yalvarmalarıyla ikinci bir hattı hümâyun gönderilerek, Abdülâziz efendinin denize atılmayıp, Kıbrıs’a sürülmesi emri verildi. Garip bir talih eseri olarak bu ikinci kurtuluş emri, hoca denize atılmadan gerçekleşti.
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin büyük bir bölümü Haberglobal.com.tr'de 7 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan 'Fiyatlarda Macaristan sistemi uygulanabilir mi?' başlıklı derlemeden alınmıştır.
Ek kaynaklar: TÜİK, AA
Kaynak: Web Özel