Yeni Zelanda'da kediler vahşi yaşama bela oldu! Düzenleme çağrısı...

Yeni Zelanda
Yeni Zelanda'da kediler vahşi yaşama bela oldu! Düzenleme çağrısı...

Hem evlerde hem de sokaklarda kedi sayısında patlama yaşanan Yeni Zelanda'da kediler yerli kuşlar için çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Kedilere karşı savunmasız kalan kuşların nesli tehlikeye girerken çevreciler acilen bir düzenleme yapılması gerektiğinin altını çiziyor! Peki plan nedir?

Kediler, geçmişte bir yetiştirici olarak çalışan çevreci Julie Boyd'un hayatında uzun zamandır özel bir yere sahip. Arkadaşlıklarıyla hayatına renk katan Boyd, Yeni Zelanda'nın kuzey adası Aotearoa'nın kırsalındaki Kaipara Flats kasabasında, geniş arazisinde kemirgen avcılığı da yapan kedileriyle özgürce yaşıyor:

“Padme adında yaşlı bir kedim var 17-18 yaşında hiçbir şey yakalamıyor. Ayrıca üç dişi kedim daha var. Ariki ise sonbahar geldiğinde farelerin barınacağını bildiği samanlıkta takılmayı seviyor.”

Aotearoa, ev sahipliği yaptığı 1.4 milyon ev kedisi ile dünyadaki en yüksek kedi sahiplik oranlarından birine sahip.Evlerin en az yüzde 40'ında bir ya da daha fazla kedi bulunuyor. Bölgede aynı zamanda sokak kedilerinin sayısı da milyonlarla ifade ediliyor.

VAHİM SONUÇLAR

Lakin bu çarpıcı tablo vahim bir sonuç da doğurmakta. Ülkenin önde gelen doğal hayatı koruma gruplarından Forest and Bird'ün araştırmaları ve tahminlerine göre; Yeni Zelanda'da sadece kediler yılda yaklaşık 1.1 milyon yerli kuşun ölümüne sebebiyet vermekte. Bu durum bazı türleri yok olma tehlikesine dahi itmekte.

Hatta uçamayan bir kuş türü olan Stephens Adası Çit Kuşu (Lyall's wren) adı verilen türün neslinin, 19. yüzyılın sonlarına doğru adadaki deniz fenerine bekçilik eden bir adamın kedisi tarafından yok edildiği tahmin ediliyor.

Bu hikayeye ve araştırmanın sonucuna rağmen Yeni Zelandalı birçok kedi sahibi, kedilerin vahşi hayvanlar olduklarını kabul ederken kedilere fare ve sıçan avlamaları için güveniyor. Daha önce kediler, hükümetin ada ulusunu kaktüsler, gelincik ve sıçan türlerinin de dahil olduğu zararlılardan kurtarmaya yönelik hazırladığı Predator Free 2050'nin dışında bırakılmıştı. Çevreci gruplar şu sıralar kedilerin de plana eklenmesi gerektiği yönünde çağrılarda bulunuyor.

Boyd ise Predator Free 2050 veya herhangi bir kedi düzenlemesinin sorunu çözeceğine inanmıyor:

“Kediler, ortadan kaldırılması en kolay yırtıcı olarak görülebilir ancak birçok insan için önemli bir rol oynuyorlar. Yoldaş kediler genellikle ailenin bir parçası olarak görülür ve bu bölgelerde ayrıca önemli sayıda kemirgen öldürürler.”

Kea Conservation Trust başkanı Tamsin Orr-Walker ise Yeni Zelanda'nın önümüzdeki 30 yıl içinde yırtıcı sayısını oldukça azaltma şansı varsa, kediler hakkında da ciddi bir tartışma yapması gerektiğini söylüyor:

"Sorun özellikle kedilerle olan ilişkimizle ilgili. Ben kedi karşıtı değilim. Evcil hayvan olarak kedi besleyen çok insan var. Ancak pek çok insan evcil hayvanlarını bir avcı olarak göremez; aslında tüm kediler böyledir.”

AVUSTRALYA ÖRNEĞİ!

Orr-Walker, kedilerin Predator Free 2050 planında dikkate alınmasını ve evcil kedilerle ilgili daha sıkı düzenlemelerin getirilmesini istiyor. Öte yandan Orr-Walker, sahiplerinin kedilerini sahiplendikten sonra ilk üç ay içinde kaydettirmelerini gerektiren, ülkenin belirli bölgelerinde sahipliği hane başına iki kediyle sınırlayan ve geceleri kedi sokağa çıkma yasakları uygulayan Avustralya'yı, daha sıkı bir düzenlemenin nasıl gerekebileceğine dair yararlı bir örnek olarak gösteriyor.

Ağustos 2018'de Yeni Zelanda'nın güneyinde yer alan Omaui köyünde yaban hayatını korumak için kedi beslemek yasaklanmıştı. O dönem kararı yorumlayan Smithsonian Göçmen Kuşlar Merkezi Başkanı Dr. Peter Marra, “Kediler muhteşem ev hayvanları. Ama başıboş halde sokaklara salınmamalılar” diyor ve ülkede köpeklerle ilgili kuralı anımsatıyordu:

“Köpeklerin başıboş halde dışarıda dolaşmasına izin vermiyoruz. Kediler için de bunun zamanı geldi.”

Dr. Marra'ya göre dünya genelinde 63 hayvan nesillerinin tükenmesi, evcil kedi nüfusundaki patlamayla ilişkili. Yeni Zelanda gibi hassas ekosistemleri olan bölgelerde sorun daha ciddi.

DAĞLARDA SAKLANMAYA BAŞLADILAR...

Orr-Walker ise şu anda yetişkin yerli kea kuşuna saldıran vahşi kedilere ilişkin veri topluyor. Ancak başka örnekler de var:

Yeni Zelanda'nın nesli tükenmekte olan alpin papağanı, yaramaz doğasıyla bilinen sinir bozucu bir kuş olmaktan, yükseklerde saklanan ulusal olarak nesli tükenmekte olan bir türe dönüştü ve tahmini nüfusu 3.000-7.000'e düştü.

Doğası gereği, birkaç yarasa türü dışında karada yaşayan memelilerin olmadığı bir yer olan Yeni Zelanda'nın haliyle yerli kuşları, böcekleri, kertenkeleleri ve yarasaları, kedi gibi yırtıcı hayvanlara karşı savunmasız. 2010'da yaşanan bir vakada, vahşi bir kedi, bir haftada Ruapehu Dağı'nda kayın ağaçlarında tüneyen 102 kısa kuyruklu yarasayı parçalamıştı.

Dr. Marra, sorunun kedilerden değil, insanlardan kaynaklandığını söylüyor ve sosyal medyadaki kedi paylaşımlarının evde beslenen kedilerin sayısında patlama yarattığını vurguluyor.

*BBC, The Guardian (New Zealand’s cats are decimating native wildlife – should they be treated as pests?)

Kaynak: Web Özel

Yeni Zelanda