Yeni günah keçisi maymunlar! DSÖ açıkladı...

Brezilya Maymun Çiçeği Virüsü
Yeni günah keçisi maymunlar! DSÖ açıkladı...
Virüsün isminden ötürü maymunlar hedef olurken DSÖ, "İnsanların çok net bir şekilde bilmesi gereken şey, gördüğümüz bulaşmanın insanlar arasında gerçekleştiğidir. Kesinlikle hiçbir hayvana saldırmamalılar" diyor. Fotoğraf: Shutterstock

Maymun çiçeği dünya çapında bir endişe yaratırken isminden ötürü oklar maymunlara çevrilmiş durumda. Brezilya'da 10'u aşkın maymun saldırganların elinden kurtarılırken bunların 7'si yaşamını yitirdi. DSÖ Sözcüsü "Maymunların bir suçu yok" diyor. Hayvanlar ise ilk kez insanların hedefinde değil...

Maymun çiçeği her geçen gün daha da dikkat edilmesi gereken bir tehdit olarak varlığını sürdürürken söz konusu hastalık nedeniyle ABD'de acil durum ilan edildi. Aralıklarla hastalığa ilişkin açıklamalarda bulunan Dünya Sağlık Örgütü, bu kez Brezilya'dan gelen haberler üzerine bir açıklama yapmak durumunda kaldı.

Brezilya'nın Sao Paulo eyaletindeki Sao Jose do Rio Preto'da yetkililer geçen hafta, maymun çiçeği bulaşma korkusuyla saldırıya uğradıklarına veya zehirlendiklerine dair ibareler tespit edilen 10'u aşkın maymunu kurtardı. Kurtarılan ve derhal tedavi altına alınan maymunlardan yedisi daha sonra hayatını kaybetti.

Brezilya'da hayvanlara kötü muamelede bulunanlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. Sao Paulo polisi korkunç saldırıyı araştırıyor.

'ANA TAŞIYICI MAYMUNLAR DEĞİL'

DSÖ Sözcüsü Margaret Harris yaptığı açıklamada maymun çiçeği virüsünün, ismine rağmen yakın temas halinde insandan insana geçtiğini dile getirdi ve “Maymun çiçeği virüsünün ana taşıyacıları maymunlar değil” ifadelerini kullandı.

Tropik yağmur ormanlarının yakınlarındaki Batı Afrika ülkelerinde görülen maymun çiçeği virüsü ilk olarak 1950'lerde Orta Afrika'da tespit edildi. Söz konusu virüsün Batı Afrika ve Orta Afrika olmak üzere iki ana türü bulunuyor.

Virüsün adı, 1958'de Danimarka'da bir grup laboratuvar maymununda görülmesinden sonra “maymun çiçeği” olarak ifade edildi. Ancak Harris, virüsün birincil konakçıları olarak kemirgenleri işaret ediyor ve muhtemel yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için şunları söylüyor:

“İnsanların çok net bir şekilde bilmesi gereken şey, gördüğümüz bulaşmanın insanlar arasında gerçekleştiğidir. Endişe etmemiz gereken durum, virüsün insanlara nerede bulaştığı ve insanların kendilerini virüsü alıp iletmekten korumak için neler yapabileceği olmalı. Kesinlikle hiçbir hayvana saldırmamalılar.”

PANGOLİNLER, YARASALAR VE VİZONLAR...

Margaret Harris de biliyor ki insanlar “muhtemel yanlış anlaşılmalar” yaşamaya çok müsait. Bunun da geçmişte hatta yakın geçmişte bile birçok örneği bulunuyor. Covid-19 pandemisinin ilk dönemlerinde “suçlanan” hayvanların başında pangolinler, yarasalar ve vizonlar gelmekteydi.

Nesli tükenme tehlikesi altında olan ve kaçak avcıların hedefindeki pangolinler salgının başında Covid-19'un yayılmasının en önemli nedenleri arasında gösterilmişti. 2021'in ilk aylarında ise yapılan çalışmalar SARS-CoV-2 virüsüyle önemli yapısal benzerliklere sahip bir pangolin koronavirüsü belirlemişti.

SARS-CoV-2'nin bir yarasa koronavirüsünden evrimleştiği düşünülüyor. Ancak yarasa ve Covid-19 dendiğinde akıllara bambaşka bir öykü gelmekte. Bu yeni ve ölümcül virüse kaynak bulmak isteyen insanlık ırkçı olarak da tanımlanabilecek bir komplo teorisinin etrafında toplanmıştı. Buna göre “Virüs, Çinliler'in içtiği yarasa çorbası nedeniyle” yayılmıştı...

2019'da yayılan ve bir kadının yarasa çorbası içtiği görülen videonun, daha sonra, Çin'de değil 2016'da Palau'da çekildiği ortaya çıkmıştı. Covid'e ilişkin en ağır bedeli ödeyen hayvanlar ise muhtemelen vizonlar oldu.

EN AĞIR BEDELİ VİZONLAR ÖDEDİ...

Kolektif bir akıl tutulmasının nelere neden olabileceğinin en çarpıcı örneklerinden biri olan olayın adresi ise Danimarka. 2020'nin sonlarında Danimarka'da mutasyona uğrayan virüslerin vizonlardan insanlara bulaşabileceği söylentisinin ardından ülkede hükümet kararıyla 15 milyonu aşkın vizon itlaf edilmişti.

Bu korkunç kararın ardından hükümet anayasaya aykırı davrandığını kabul etmiş, Gıda ve Tarım Bakanı Mogens Jensen ise istifa etmek zorunda kalmıştı.

Daha da geçmişe gittiğimizde ise karşımıza kuş gribi çıkıyor. Asya'da yayılan bu hastalık nedeniyle dünyanın pek çok noktasında sayısız tavuk itlaf edildi. Tavukların canlı canlı yakıldıkları videolar ise o dönemde küresel bir travmaya neden olmuştu. 90'ların ortasında ise deli dana hastalığı nedeniyle kırmızı et tüketimi ciddi biçimde etkilenmişti.

Aslında temel olarak insanın ve kitlelerin pek çok konuda günah keçisi aradığı bir gerçek. Eski Ahit'te yer alan “günah keçisi” kavramı ise günahların simgesel olarak, kurban edilen bir erkek keçiye yüklenmesine dayanmakta.

Günah keçisi kavramı doğduğundan beri insanlar zaman zaman bu kavrama başvurmuş. Bazen cevaplar bulmak ve “yatışmak” için, bazen ise Danimarka'da, Brezilya'da ya da 18. yüzyılda Fransa'da yaşanan Büyük Kedi Katliamı'nda ve Osmanlı'da 3. Murat zamanında yaşanan Maymun Olayı'nda olduğu gibi tamamen akıl tutulmasıyla...

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr 

*The New York Times (Don’t Blame Monkeys for Monkeypox, W.H.O. Says After Attacks), BBC, WHO, Nature (Structure and binding properties of Pangolin-CoV spike glycoprotein inform the evolution of SARS-CoV-2)

Kaynak: Web Özel

Brezilya maymun çiçeği virüsü