Kore kültürü yeniden gündemde! Ne zaman yayıldı, Türkiye'de neden bu kadar sevildi?
Üç kız çocuğunun evden kaçması olayında 'Kore'ye gitme' iddiasının ortaya çıkması dünya çapında bir fenomen haline gelen 'K-Pop' türünü yeniden gündeme getirdi. K-Pop ve genel olarak Kore kültürü, Türkiye'de ve dünyada nasıl yayıldı?
Türkiye'nin hareketli gündemi arasında üç kız çocuğunun evden kaçma hikayesi de kendisine yer buldu. Haber ajansları tarafından 15, 13 ve 11 yaşlarındaki üç kızın da K-Pop hayranı olduğunu ve Kore'ye gitmek için evden kaçtıkları bilgisi öne sürüldü. Bu bilgi daha sonra ailelerden biri tarafından yalanlansa da çocukların evden kaçmalarının altındaki asıl sebep, pedagoglar eşliğinde polisin araştırmaları sonucunda mutlaka ortaya çıkacaktır. Bizim konumuz ise K-Pop, Kore dizileri ve bunların oluşturduğu Hallyu (Kore Dalgası) da denen altkültür.
NE ZAMAN YAYILDI?
Peki bu altkültür Türkiye'de nasıl ve ne zaman yayıldı? Dünyada ve özellikle Türkiye'de K-Pop'ın ve Kore dizilerinin sevilmesinin sebebi ne?
Öncelikle bu akımın 12-21 yaş arasına sıkıştığını varsaymak bir hata. Haberglobal.com.tr'nin sorularını yanıtlayan üç isim de bu yaş aralığının üzerinde. Gökçe Çalışkan bir gazeteci, Burcu Babal bir içerik üreticisi, Kore'de yaşayan Ayşe Işılay Konuk ise bir yüksek lisans öğrencisi.
Burcu Babal, YouTube'da ve kendi internet sitesinde dizi kültürü hakkında içerik üretiyor.
Gökçe Çalışkan da Burcu Babal da Kore kültürünün K-Pop'tan önce Kore dizileriyle Türkiye'de etki yaratmaya başladığını ifade ediyor. Ayşe Işılay Konuk ise “Hallyu akımı tamamıyla Kore kültürünü dünyaya tanıtma üzerine" diyor. Çalışkan da Hallyu'nun bir kültürel diplomasi ürünü olduğunun altını çizmekte.
'2008'DE TRT...'
Kore dizileri ile ilgili içerikler de üreten Babal, 2008'de TRT'de yayınlanan Saraydaki Mücevher dizisine dikkat çekiyor ve ekliyor: “2009'da ise TRT Okul; Düşlerimin Prensi ve Yaban Çiçeği dizilerini yayınladı. Benim bugüne dek konuştuğum en eski Türk izleyiciler hep bu dizilerle başlamışlar.”
Babal ayrıca bu dizilerin Türkiye'de neden popüler olduğu hakkında ise Türkiye'deki aile yapısının Kore ile olan benzerliğine dikkat çekiyor ve şu yorumu yapıyor: "Batı'da her şey çok 'tensel' yaşanırken, Kore dizilerinde her şey daha duygusal yaşanıyor. Daha samimi. Daha naif. Ancak aynı zamanda daha ataerkil ve daha muhafazakar."
K-Pop ise biraz daha farklı bir noktada duruyor. “K-Pop kültüründe grup üyelerinin 'fan'lar ile kurduğu ilişki, çok sıkı çalışmaları ve süreçlerini samimi bir şekilde paylaşmaları en temel sebep” diyerek bu küresel popülerliği anlatan Ayşe Işılay Konuk şöyle devam ediyor:
“Kendileri de çok genç olan grup üyeleri yaşadıkları zorlukları, sıkıntıları şarkılarına dahil ettikleri için fanlar da empati kurup gruba çok daha yakın hissetmiş oluyor.”
Bu arada şarkı sözlerinin başarılı Türkçe çevirilerini bulmak mümkün. Bu da K-Pop topluluğunun ciddiyetini gösteriyor.
Ayşe Işılay Konuk, Seul Ulusal Üniversitesi’nde Türkiye'de PDR olarak da bilinen eğitim danışmanlığı alanında yüksek lisans eğitimini sürdürüyor. Türkiye'deki lisans eğitimi sırasında Kore dizileri izlerken kültüre merak salıp Kore Tarihi seçmeli dersi alan Konuk'un yolu Seul'e kadar uzanmış.
Bir dönem Seul Ulusal Üniversitesi’nde psikoloji bölümünde üç ay staj yapan Ayşe Işılay Konuk, şimdi aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini sürdürüyor.
KUSURSUZLUK...
Bunun yanı sıra K-Pop'ın, büyük prodüksiyon şirketlerinin bir ürünü olduğunu da hatırlamakta fayda var. Kusursuz klipler, kusursuz danslar, Zeitgeist'a (zamanın ruhu) çok uygun melodiler BTS, Blackpink, Epik High, Red Velvet, Mamamoo gibi grupların şarkılarının yüz milyonlarca kez dinlenmesini sağlıyor. BTS ile 2017'den bu yana global çapta bir fenomene dönüşen K-Pop'ın hem Türkiye'de hem de dünyada 2013-2014 arasında kitlesini genişletmeye başladığını söyleyebiliriz.
Gökçe Çalışkan K-Pop sisteminin üretkenliğin altını çizerken “Çok fazla grup var ve unutulmaman lazım. Yılda bir albüm bile yetmeyebiliyor" diyor. Bu talepkar sistem zaman zaman, sanatçıları yaşamları konusunda oldukça kısıtlayan, belli bir kalıba sokan ve yarıştıran bir sistem olarak da göze çarpıyor.
Aynı zamanda dünyanın en çok estetik operasyon yapılan ülkelerinden biri olan Güney Kore'de bu kültür, kadınların “yeterince güzel olmadıkları” için acımasızca eleştirildiği sorunlu bir durum da doğuruyor.
Konuk, “Mesela sosyal medya hesabına makyajsız fotoğraf yükleyen ya da kısa saçlı, daha az feminen (!) giyinen kadın sanatçılar feminist olmakla yaftalanıp kötü yorumlara maruz kalabiliyorlar” diyor.
Lakin pek çok K-Pop grubu sosyal sorumluluk projeleri de yapmakta. Kendini sevme, beden olumlama ve siber zorbalıkla mücadele gibi konularda çalışıyorlar.
Editörün Notu: Bu altkültür sayesinde sosyalleşen, ilham alan, dünyayı tanıyan gençlere önyargılı bir bakış olduğu aşikar. 'N Sync, Backstreet Boys, Duran Duran, Destiny's Child, Spice Girls dinleyenlerin bile bu jenerasyona K-Pop üzerinden yüklenmesi dikkat çekici bir toplumsal olay.
Kaynak: Web Özel