İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyesi olması birlik için ne anlama geliyor? Kuzey Kutbu ve Baltık Denizi...
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından sınırlarını güvenlik altına almak isteyen Finlandiya ve İsveç NATO'ya katılım başvurusunda bulundu. Türkiye taleplerinin karşılanması sonucu bu iki ülkeye yeşil ışık yakarken, adayların NATO üyeliği Baltık Denizi ve Kuzey Kutbu için başka bir anlama geliyor.
İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’nin güvenlik endişeleri doğrultusunda yazılı taahhüt vermesiyle, Türkiye iki ülkenin NATO üyeliğine yeşil ışık yaktı. Böylece iki İskandinav ülkesinin NATO’ya üye olmasının önünde bir engel kalmadı. Rusya ile 800 kilometrelik sınırı olan, Finlandiya NATO’ya üyelik sürecini geçen aylarda başlatmış, İsveç onu takip etmişti.
İki ülkenin birliğe kabulü durumunda kuzeydeki bütün İskandinav ülkeleri NATO’ya üye olmuş olacak. Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, üyelik sözcüğünü ilk kez kullandığında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya yapılan askeri müdahalenin bir benzerinin Finlandiya için de geçerli olabileceğini söylemişti.
Peki iki ülkenin NATO’ya üyeliği küresel siyasette başka ne anlamlara geliyor? Öncelikle Türkiye’ye uzak bir coğrafya olsa da Kuzey Kutbu’nun ABD ve Rusya için son derece önemli olduğunun altını çizmek gerek. Bu noktaya yakın bulunan ülkelerin NATO üyesi olması Çin ve Rusya için olumsuz bir görüntü ortaya seriyor.
KUZEY KUTBU'NUN ÖNEMİ
İklim değişikliği sebebiyle buzulların hızla erimesi, Kuzey Kutbu’nu gemilerin sefer yapabileceği bir hale getirdi. 2040 yılının ortalarında kutuplarda gemilerin rahatça sefer yapması bekleniyor.
Amerikan Enerji Dairesi'nin 2009'da hazırladığı rapora göre; Kuzey Kutbu'nda keşfedilen 60'a yakın büyük petrol ve doğal gaz yatağının 44'ü Rusya sınırları içinde yer alıyor. Kanada'da ise 11, Alaska'da altı ve Norveç'te bir petrol ve doğal gaz yatağı mevcut.
ABD Alaska Komutanlığı, Rusya'nın bölgede silahlanma yönünde adımlar attığını ifade ediyor. Komutanlıktan yapılan açıklamada, 2020 yılında Alaska Hava Savunma Teşhis Bölgesi'nde yolu kesilen Rus askeri uçaklarının sayısının Soğuk Savaş'tan bu yana en yüksek seviyeye çıktığı aktarıldı.
Peki bugüne kadar NATO ile ortak tatbikatlar düzenleyen, Avrupa Birliği üyesi ülkeler İsveç ve Finlandiya neden NATO üyesi olmamıştı? 1939-1945 yılları arasında Sovyetler Birliği ile bağımsızlığı için savaşan Finlandiya savaş sonrası kurulan düzenden ötürü, birliğe üye olmayı zaman zaman tartışsa bile harekete geçmemişti.
BALTIK'TA DURUM NE?
İsveç ise Soğuk Savaş yıllarından beri tıpkı Avusturya örneğinde olduğu gibi askeri olarak tarafsız olmayı, bağımsızlıklarının bir garantisi olarak görüyordu. İki ülkenin de NATO üyesi olması Estonya, Letonya ve Litvanya gibi üyeleri askeri açıdan destekleyecek. Böylece Transatlantik Paktı Baltık Denizi’ndeki stratejik pozisyonunu güçlendirecek.
Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, Rusya’yı halihazırda İsveç ve Finlandiya’ya birkaç kilometre yakın mesafede bulunan Kaliningrad’da taktik nükleer füze bulundurmak ile suçluyor. İsveç 2021-2024 arasında savunma harcamalarını yüzde 30 artıracağını açıkladı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg iki ülkenin artık birliğe üye olabileceğini ifade ederken, “Bu Putin’e net bir mesaj gönderiyor. NATO’nun kapılarının açık olduğunu gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.
Estonya Dışişleri Bakanlığı Rus tehlikesini yakınlarında hissettiklerini belirterek, “Buça ve İrpin’da yaşananlar tekrar edilemez” diyor. Litvanya Dışişleri Bakanlığı ise NATO’nun artık ‘aktif caydırıcı’ statüsünden, ‘aktif savunma’ stratejisine geçmesi gerektiğini düşünüyor. Rusya’nın halihazırda Baltık ülkeleri ve Polonya gibi NATO üyeleri ile kara sınırı bulunuyor. Bu ülkelere bir yenisinin eklenmesi Ukrayna ile gündeme gelmiş ve Rusya bu ülkeyi işgal etmişti.
YENİ BİR KARA KOMŞUSU
Rusya’nın NATO üyesi kara komşularına bir yenisi ise Finlandiya ile ekleniyor. Estonya, Litvanya ve Letonya NATO’nun şart koştuğu bütçesinin yüzde 2’sini savunma harcamalarına ayırma kuralına uyuyor. NATO’nun 5. maddesi bir üye ülkeye saldırıldığı zaman bütün üyelerin kolektif bir şekilde cevap vermesi gerektiğini vurguluyor.
29-30 Haziran tarihlerinde düzenlenen NATO zirvesinde Rusya’nın pozisyonunun stratejik ortaktan ‘tehdit’ kategorisine alınması beklenirken, NATO’nun Çin’in ekonomik yükselişine de vurgu yapması bekleniyor.
Kaynaklar: Bloomberg, Foreign Policy, CNBC, Washington Post, Haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel