DNA savaşları! Liderler sırlarını portatif tuvaletlerde saklıyor

donald trump Kuzey Kore Kim Jong-un
DNA savaşları! Liderler sırlarını portatif tuvaletlerde saklıyor

Gelişen DNA teknolojileri, casusluk savaşları ve liderlerin sıkı sıkıya korunan 'kalıntıları'... Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un dönemin ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde portatif tuvaletini yanında götürmesi, DNA tartışmalarını alevlendirmişti. Peki DNA hırsızlığı nasıl ortaya çıktı?

ABD-Kuzey Kore gerilimini sonlandırmak için atılan ilk adımda, 2018 yılında dönemin ABD Başkanı Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un bir araya gelmek için seçtikleri bölge Singapur olmuş, o dönem Kuzey Kore liderinin seyahati oldukça fazla gündeme gelmişti.

Uçak kullanmayan Kim Jong Un'un, Kuzey Kore'nin kurucusu olan dedesi Kim İl-sung zamanından kalan kurşun geçirmez treni tercih ederek, yaklaşık 6 trenle yola çıkması, hangisinde gittiğinin bilinmemesi güvenlik tedbirlerini ortaya çıkarırmıştı.

Kim'in iniş yaptığı sırada sigara içerken görüntüleri yayılmış, ancak görevliler tarafından izmaritlerin toplandığı, ayrıca portatif tuvaletini beraberinde götürdüğü açıklamaları pek çok iddianın ortaya atılmasına sebep olmuştu.

Obezite yaşayan liderin sır gibi saklanan ülkesi ve dünyasında bilinen gerçek o ki, sigara bağımlılığı, bununla birlikte kanser, diyabet, tansiyon gibi sorunları da beraberinde getirebileceği düşüncesi, başka ülkelerin bu bilgileri ele geçirmesi durumunda pazarlık ve hatta güvenliklerini tehdit edecek bir koza dönüşebilir. 

STALIN İLE BAŞLAYAN İLE DNA HIRSIZLIĞI

Eski Sovyet lider Josef Stalin hakkında ortaya atılan iddia tüm bunların başlangıcı sayılabilir. Eski bir Sovyet ajanı olan Igor Atamanenko, Joseph Stalin'in psikolojik profilinin belirlenmesi için Çin'in eski Devlet Başkanlarından Mao Zedong'un dışkısını incelletiğine dair kanıtlar bulduğunu iddia etmişti. 

Stalin'in gizli servis ajanlarının dinleme cihazına sahip olmadığı dönemde, yabancı devlet adamlarının atıklarının toplanarak profillerinin incelendiği bir laboratuvar kurdurduğu, toplanan örnekler sonucunda, liderlerin davranış biçimlerini anlamaya yönelik bilgiler elde edildiği öne sürülmüştü.

Ajan Igor Atamanenko, Stalin'in yardımcısı Lavrenti Beria'dan konuya dair bilgi aldığını ve bunu neden yaptıklarını sorduğunu söyleyerek, Beria'nın dışkıda ne aradıklarını şu sözlerle anlatmıştı: Dışkıda yüksek seviyede triptofan tespit edilmesi, kişinin sakin, potasyum eksikliğinin gergin bir mizacı olduğunun göstergesiydi... 

Atamenko, 1949 yılında Çin Devlet Başkanı Mao Zedong'u gözetlemek için özel bir tuvalet kurularak kanalizasyona değil, özel bir hazeneye bağlandığını, Mao'nun dışkısının incelenmesi sonucunda, Stalin'in kendisiyle anlaşma imzalama fikrinden vazgeçtiğini aktardı.

Joseph Stalin'den sonra iktidara gelen Nikita Kruşçev'in laboratuvarı kapattığı belirtilirken, Mao Zedong'un Moskova'ya gelirken Rusya ile anlaşma imzalamayı dört gözle beklerken, bir anda misafir değil, tutsak olduğu benzetmesi yapılmıştı. 

MOSSAD'IN ESAD'DA İDRAR TAHLİLİ FAZLA ÖMRÜNÜN KALMADIĞINI GÖSTERMİŞTİ

1999 yılında Ürdün Kralı Hüseyin'in cenazesi için gelen Suriye lideri Hafız Esad'ın da idrarını çalmak için Mossad'ın Ürdün gizli servisiyle anlaşarak özel bir tuvalet hazırlattığı, ardından İsrail'e götürülüp analiz edildiği iddia edilmiş, analiz sonucunda Esad'ın diyabet ve kanser olduğu anlaşılırken, kullandığı ilaçlar tespit edilmiş fazla ömrünün kalmadığı anlaşılmıştı. Esad 1 yıl sonra ise hayatını kaybetmişti. 

O dönem basında çıkan haberlerde, İsrail Başbakanı Ehud Barak'ın "Esad yaşarken anlaşmaya varmak için bir şeyler yapmalıyız, Esad'dan sonra neler olacağını kimse bilmiyor, Suriye kan gölüne dönebilir" sözleri de iddiaları doğrular nitelikte... 

2010 yılında ABD'de dönemin Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton'ın da elçilikleri gizlice DNA örnekleri toplamaları için yönlendirdiği iddia edilmişti. 

2019 yılında ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Paris'te katıldığı zirve sırasında 6 korumayla tuvalete giderken görüntülenmiş,  çıkarken ise 5 koruma göze çarpmıştı. 

Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gastroenterolog olan Dr. Jean-Pierre Raufman, özellikle insan dışkısının DNA'sının parmak izi gibi olduğunu, ilaç kullanıp kullanmadığı, yetersiz beslenme, bazı hastalıkların anlaşılmasında önemli rol oynuyor. 

Kaynak: Web Özel

Kim Jong-Un Kuzey Kore DNA Haber Global Meltem Özbey