Balkan Schengen'i tutar mı? 'Avrupa bizi almıyorsa...'
Avrupa Birliği'ne giremeyeceklerini anlayan Balkan devletleri kolları kendi birlikleri için sıvadı. Açık Balkan Girişimi tutar mı? Avrupa Birliği sınırlarının içinde başka bir birliğin oluşmasına nasıl bakıyor?
Sırbistan, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya liderlerini bir masada her gün göremezsiniz. Bu milletlerin ortak tarihi için köprünün altından çok sular akmış olsa da yeni dünya düzeninde birbirlerine ihtiyaçları olduğu da bir gerçek.
Geçen Temmuz ayının sonunda Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Kuzey Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ortak üçlü bir ekonomik anlaşma imzaladılar. Açık Balkan Girişimi ismi verilen bu anlaşma Avrupa Birliği tarafından eskiden mini-Schengen bölgesi olarak tanımlanıyordu.
İmzalanan anlaşma, taraf devletlerin sınırları içinde insanların ve ticari ürünlerin hiçbir engel olmadan dolaşabilmesini amaçlıyor. Dünya Bankası’nın hesabına göre bu anlaşmanın bölgeye yıllık katkısı 3.2 milyar dolar olacak.
AVRUPA BİRLİĞİ'NDEN PEK UMUTLARI YOK
Üç ülke arasında ekonomik ve sosyal bir birliğin kurulması görüşmeleri 2014 yılında Almanya öncülüğünde yürütülmüş fakat görüşmelerden bir sonuç çıkmamıştı. Bu üç ülke de Avrupa Birilği’ne girme konusunda umutlarını yitirmiş gibiler. 2014 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker beş yıl boyunca yeni bir üye almayacaklarını açıkça belirtmişti.
Juncker'in açıklamasından yedi yıl sonra bu güneydoğu Avrupa devletleri de AB'ye ihtiyaçları olmadığını kanıtlamak istiyorlar. Arnavutluk Başbakanı Rama Balkanlar'ın ‘Avrupa Birliği’nin bir karikatürü’ olmadığını söylüyor. Üç ülke de resmen Avrupa Birliği üyeliği hedefinden vazgeçmiş değil, Kuzey Makedonya Başbakanı Zaev, “Avrupa Birliği karar verene kadar Avrupalılaşma sürecimize devam etmenin yollarını bulmalıyız” diyor.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ise 1 Ocak 2023 tarihini işaret ederek, “Bu tarihten sonra Belgrad’tan Tiran’a kadar kimse sizi durdurmayacak” ifadesini kullanıyor ve serbest dolaşımın başlayacağını müjdeliyor. Bu üç ülkenin aralarında imzaladığı anlaşma geri kalan altı Balkan devletini dışlıyor, bu da farklı bir soruna sebep olabilir.
KARIŞIK BİR COĞRAFYA
Örneğin Kosova anlaşmanın bir parçası olamaz çünkü Sırbistan, Kosova’yı tanımıyor. 1999 yılındaki NATO müdahalesinin ardından Kosova 2008 yılında bağımsızlığını ilan etmişti. O tarihten bu yana Sırbistan, Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere Kosova’nın bütün uluslararası organizasyonlara dahil olmasını engellemeye çalışıyor.
Kosova da projenin içinde olmamaya tepkili. Açık Balkan Girişimi projesi ile dalga geçen Kosova Başbakanı Albin Kurti, “Otokrasiye, rüşvete ve savaş suçların açık bir Balkanlar” demişti.
Bazı uzmanlara göre böyle bir girişim bölgenin yıllardır hasret olduğu doğrudan yabancı yatırımcı çekmeyecek çünkü yabancı yatırımcılar Balkan ülkelerinin yargı sistemine güvenmiyor.
Balkan analisti Toby Vogel, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’in hırsları olan bir lider olduğunu söylerken, “Kendini bölgesel bir lider olarak görüyor” diyor.
Aşırı milliyetçi bir siyasi bir geçmişi olan Vucic, daha sonra Sırbistan İlerleme Partisi’ni kurdu. Brüksel ziyaretlerinde AB yanlısı tarafını ön plana çıkarırken ülkesine döndüğünde milliyetçi tarafını gösteriyor. Vucic ülkesinde yeterli aşı yokken de Kuzey Makedonya ve Bosna’ya yapılan aşı yardımları ile gündem olmuştu.
'25 YILDIR KONUŞUYORUZ'
Avrupa Birliği’nin Avrupa içerisinde kurulacak başka bir ekonomik birliğe nasıl bakacağı merak konusu. Vogel, “25 yıldır bölgede istikrarın (Balkanlar) nasıl olacağını konuşuyoruz. Bence Avrupa Birliği için ‘tamam sizin birliğinizi kabul ediyoruz’ demek oldukça zor olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin de Avrupa Birliği üyesi olma yolundaki çabaları bir hayli eskiye dayanıyor. İlişkiler 2016 yılından bu yana daha gergin bir zeminde ilerlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin Rusya, Güney Afrika, Çin, Hindistan ve Brezilya’nın aralarında olduğu Şanghay Beşlisi (BRICS) ülkeleri arasında olabileceğini söylemişti. Erdoğan, 20 Kasım 2016 tarihinde yaptığı bir açıklamada, “Türkiye’nin Şanghay Beşlisi içinde yer alması, çok rahat hareket etmesini sağlar” demiş, “AB, Türkiye için hiçbir zaman hayırlı rüya görmedi” diye de eklemişti.
-Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin önemli bir bölümü Euronews'de Aleksandar Brezar imzasıyla yayımlanan 'As EU membership stalls, Balkan countries make controversial move to create their own mini-Schengen' isimli makaleden alınmıştır.