Amerika duraklama döneminde mi?

ÖZEL HABERLER
Amerika duraklama döneminde mi?
Dünyanın en büyük ekonomisi Amerika Birleşik Devletleri, ekonomik büyüme için yeni fikirler arıyor. İllüstrasyon: Shutterstock

Dünya siyasetinde Amerikan hegemonyasının sonu tartışılırken bazıları kültür ve bilim alanında da ABD'nin yerinde saydığını düşünüyor. Peki sebepleri ne olabilir?

Kimilerine göre; Amerika Birleşik Devletleri artık dünyanın hegemon gücü değil. Rusya’nın bölgesinde olan etkinliğini artırması ve ABD’nin Trump dönemi ve 2008 krizinden gelen sorunlarına odaklanması, Yeni Dünya’nın artık daha içine kapanık bir yapı olduğunu düşündürüyor.

Kimi entelektüeller ise ABD’nin siyasi meseleleri ile o kadar ilgilenmeseler de ülkenin sanat ve bilim alanında da bir patinaj içerisinde olduğu görüşünde. 1998 yılında çıkan bazı Hollywood filmlerine bir göz atalım: Titanic, Er Ryan’ı Kurtarmak, There is Something About Mary. Bu filmler orijinal senaryoları ile salonları dolduruyordu.

2000’den sonra ise Jurrasic Park serileri, Iron Man, Toy Story’nin devam serileri hasılat rekorları kardı. 2019 yılında en çok hasılat yapan 10 filmin 9’u Disney’in çizgi romanlardan uyarlanan aksiyon filmleriydi. Diğer film ise DC Comics karakteri Joker’di. Yani artık senaryolardan çok uyarlamalar ses getiriyor.

'YENİ FİKİRLER EKONOMİYİ BÜYÜTMÜYOR'

ABD’liler eskiden sinemalara yeni karakterler izlemeye giderken şimdi eski karakterlerin yeni uyarlamalarını görmeye gidiyorlar. ABD’nin bilim alanında da duraksamada olduğunu düşünenler var. Ekonomist Jay Bhattacharya ve Mikklo Packalen’in “Duraksama ve bilimsel teşvikler” isimli makalesinde “Yeni fikirler ekonomik büyümeyi önceki gibi etkilemiyor” ifadesini kullanıyor. Tabii ki ABD’de yeni icatlar her geçen gün çıkıyor. Ama son 20 yılda iPhone gibi devrimsel ürün sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Geçmişte bir bilim insanının makalelerine aldığı atıf sayıları ile başarısı ölçülürdü. Bu sebepten de ötürü bilim insanları yeni akademik üretim yapmaya daha teşvik edilirlerdi. Bu bilimsel çalışmaların kaçının pratik hayatta karşılığı olduğu ise 21. yüzyılın önemli konularından biri.

'HER ALANDA DAHA ZOR'

Stanford Üniversitesi ve MIT’den bir grup araştırmacı da son çalışmalarında, “Baktığımız her alanda yeni fikir bulmanın zorluğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.

İsviçreli bilim insanları ise 1900-1970 arasındaki bilim ve teknikteki ilerlemeyi günümüz ile kıyaslayarak, “Bilimdeki ilerleme 70’lerin başından beri azalış içinde” demekte.

ABD’de kurulan yeni şirket sayısında da ciddi azalma var. Piyasa uzmanlarına göre; ülkenin göçmen geleneğinin pandemi ve Trump kaynaklı zarar görmesinin bunda etkisi var çünkü ABD göçmenlerin iş hayatına atılması üzerine ekonomisini şekillendiren bir ülke.

Eğitim uzmanlarına göre ABD 10 yıllardır yeni iyi bir üniversite ortaya koyamadı. Tabii ki mRNA teknolojisi, yapay zeka, güneş enerjisi sistemleri ve elektrikli araçlar gibi harika teknolojiler var. Ama ilk saydığımız mRNA dışındaki teknolojiler gelecekte olabilecek şeylerin habercisiler ve şu an yaygın olarak kullanılmaya hazır değiller.

1875-1900 ARASINDAKİ FARK

The Atlantic’ten Derek Tomphson, dünyanın bir duraklama döneminde olduğunu iddia ederek şu örneği veriyor: Eğer 1875 yılında New York’ta uykuya yatsaydınız ve 25 yıl sonra uyansaydınız gördüğünüz şehre inanamazdınız. Yollarda arabalar bitmeye başlamış, gökdelenler çıkmış, Coca-Cola reklamları kentin dört bir yanını sarmıştı. 1875 yılında ise kentteki en yüksek bina bir kiliseydi. Ağrı kesiciler bile insanların hayatına yeni girmişti. Hamburger 1875-1900 arasında ortaya çıktı. Thomas Edison yine bu tarihler arasında elektriği sokağa indirdi.

Johns Hopkins, Stanford, Carnegie Mellon gibi üniversiteler hep 19. yüzyılın son çeyreğinde kuruldu. Amerikan futbolu ve basketbol bu çeyrekte keşfedildi. Voleybol bu dönemde bulundu.

Peki artık bulunacak veya icat edecek bir şey kalmadı mı? ABD’li ünlü fizikçi Albert Michelson 1890’ların ortalarında, “Temel şeylerin çoğu bulunmuştur” demişti. 10 yıl sonra Albert Einstein adında biri modern fiziği değiştirdi.

 *Yukarıdaki haberde yer alan bilgi ve yorumların tamamı The Atlantic'te Derek Thompson imzasıyla yayımlanan 'America Is Running on Fumes' isimli makaleden alınmıştır.

Kaynak: Web Özel

özel haberler