"300'e yakın Türk, Karadağ'da mahsur kaldı" iddiası
Koronavirüs tedbirleri kapsamında hava ve sınır kapılarının kapanmasıyla yaklaşık 300 Türk'ün Karadağ'da mahsur kaldığı belirtildi. Vatandaşlar sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye Büyükelçiliği'nden yardım istiyor.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye, kara sınırlarını kapattı. Uçuş seferleri de neredeyse durma noktasına geldi. Pek çok vatandaş geçtiğimiz hafta Türk Hava Yolları'nın (THY) ek seferleri ile Türkiye'ye dönüş yaptı. Bu vatandaşlar Türkiye genelinde çeşitli öğrenci yurtlarında karantina altına alındı.
Ancak yurt dışındaki bütün vatandaşlar Türkiye'ye dönecek kadar şanslı değildi. Karadağ'da 300 yakın Türk'ün mahsur kaldığı belirtildi.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan İlker Taş isimli vatandaş, "Bilindiği gibi bu akşam Podgorica'dan İstanbul'a THY uçağı gidiyor ve bu uçakta daha önceden bileti olanlara yer verildi. Fakat şu bir gerçek ki, burada Türkiye'ye dönmek isteyen daha çok vatandaşımız var" dedi.
Konu ile ilgili organize olup Büyükelçilik'e e-mail veya telefon ile ulaşarak ek sefer konulmasını talep edilmesi gerektiğini söyleyen Taş, "Türkiye Cumhuriyeti adına o koltukları işgal edenlerin vatandaşlarına sahip çıkarak Büyük Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışanı yapıp bu süreçte buradan gelip aileleri ile olmak isteyen vatandaşlarımızın tahliyesini sağlamak zorundadırlar" ifadesini kullandı.
"TÜRK VATANDAŞLARI DÖNMEKTE GÜÇLÜK ÇEKİYOR"
Recep Akça isimli vatandaş ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi:
"Tüm dünyada ana gündem maddesi olarak yer almakta olan salgın COVID-19 virüsü nedeniyle; malum olunduğu üzere ticari hava yolu taşımacılığı ne yazık ki durma noktasına geldi. Bu nedenle yurt dışında bulunan Türk vatandaşları ne yazık ki ülkesine dönmekte güçlük çekmektedir. Bahse konu duruma istinaden Karadağ (Montenegro) ülkesinde ticari/turistik maksatlarla bulunan yaklaşık üç yüz Türk Vatandaşı hali hazırda tarifeli bir uçuş bulunmaması ve SHGM'nin yayınlamış olduğu karşılıklı hudutların kapatılması tedbirleri nedeniyle ülkesine dönememektedir. Bu anlamda maddi imkanları tükenmekte olan veya tükenen Türk Vatandaşları Karadağ ülkesindeki ayrımcılık ve sosyal fobi nedeniyle ikametlerinden uzaklaştırılmakta ve/veya uzaklaştırılma riski ile karşı karşıya kalarak hem ekonomik hem de psikolojik savaş vermektedir.
İfade ettiğim durumda bulunan vatandaşların büyük çoğunluğu uçak bileti satın almış olsa dahi, iptal uçuşlar nedeniyle bu haklarını da kullanamamaktadır. Bu vesileyle şahsınız ve makamınızdan ülke toprakları dışında mahsur kalan bu vatandaşlarımız için yardım talebimizi bilginize saygılarımla arz ederim. Ülkemizin milli bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yolları'nın yalnızca bu maksatla sefer icra etmesi neticesinde şahsınıza arz etmiş olduğum bu durumun çözülmesi mümkün olacaktır."
KARADAĞ BÜYÜKELÇİSİ: KENDİMİ SİZLERİN YERİNE KOYARAK YAZIYORUM
Türkiye Karadağ Büyükelçisi Songül Ozan ise geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, Sizlerle ben dahil Büyükelçilikteki tüm arkadaşlarımız 7/24 telefon, e-posta ve sosyal medyayla temastayız. Ayrıca, Bakanlığımızın Çağrı Merkezi de 7/24 saat hizmetinizde. Her gün yüzün üstünde başvuruyu yanıtlamaya çalışıyoruz. Gecikme veya yoğunluktan atladığımız durumlar olabilir, kusura bakmayınız. Sorularınıza cevaplarımızın içeriği aslında anlık paylaştığımız duyurularda da var, bu hususu da vurgulamak isterim" demişti.
Büyükelçi Ozan, Karadağ'daki Türk vatandaşlarına yönelik şu ifadeleri kullanmıştı:
"Mesajlarımda emin olunuz ki, kendimi sizlerin yerine koyarak yazıyorum. Ben 35 yıldır Devletimi, milletimi yurt dışında pek çok ülkede onurla ve mutlulukla temsil etmiş bir diplomatım. Ama bugün hepimizin içinde bulunduğunuz durumu düşünerek resmi sıfatımla değil sizler gibi ailesinden uzakta bir insan, evlat, eş, anne, kardeş gibi yani her birinizin durumundaki bir insan olarak yazıyorum.
Büyükelçiliğimizdeki personelimiz, müşavirlerimiz, TİKA, Yunus Emre, THY, Ziraat Bankası, Türk firmaları çalışanları, iş verenlerimiz, işçi kardeşlerimiz, turistlerimiz, yaşlılarımız, çocuklarımız, öğrencilerimiz kısacası hepimiz birer insan olarak bu salgının yarattığı zor koşulları ve endişeli ortamı yaşıyoruz.
Bu durumun geçmesini beklerken hep beraber ne yapacağız? Öncelikle duyurularımızı takip etmeye devam etmenizi tavsiye ediyorum. Karadağ makamlarının sağlık tedbirlerine hepimiz harfiyen uyacağız. Özellikle duyurularımızda yer almayan hususlarla ilgili konularda bizlere taleplerinizi iletmeye devam edeceksiniz. Bu talepleri biz makamlarımızla istişare etmeye devam edeceğiz. Olabilecek her gelişmeyi size duyuracağız. Buradaki Türkler olarak birbirimizle her konuda tercihen sanal ortamda/sosyal mesafeyi koruyarak temas içinde olup birbirimize moral vereceğiz. Yardımlaşacağız, dayanışma içinde olacağız.
Gelecek hafta başı sizlere saat ve telefon numarası vereceğim, isteyenlerle sohbet edeceğim, yanımda mesai arkadaşlarım da olacak. Bu konuda bir hazırlık yapıyoruz. Özellikle işçi kardeşlerimin aramasını bekleyeceğim. Bu arada, Ticaret Müşavirimizle birlikte tüm iş insanlarımızla mesaileri devam eden firmaların sıhhi koşullarının iyileştirilmesi için sürekli temastayız. Türk firma sahipleri konunun bilincinde ve bu konuda tedbirler alınmakta.
Yalnız değilsiniz. Değerli Vatandaşlarım, beraberiz. Birlikte yeneceğiz. Tedbirli olacağız, sukunet, soğukkanlılık ve dayanışma içinde bu günleri geride bırakacağız. Sosyal sorumluluk içinde, bu zor koşulların sadece kendimiz değil herkes için olduğunu düşüneceğiz."