Neden aynı deprem için farklı kuruluşlar farklı büyüklükler açıklıyor?
Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi'nde geçen yıl 6 Şubat depremlerinin artçılarıyla beraber 75 bin depremin çözüldüğü, bunun yaklaşık 3 yıllık çalışmaya karşılık geldiği belirtildi.
AFAD Deprem İzleme ve Değerlendirme Grup Başkanı Meltem Türkoğlu, AA muhabirine, merkezin 7/24 esasına göre çalıştığını ifade ederek, burada yer bilimcilerden oluşan gece ve gündüz ekiplerinin olduğunu belirtti.
Herhangi bir deprem meydana geldiğinde uzmanların depremi 5 veya 7 dakika içinde ilksel olarak çözerek, kamuoyuna ve ilgililere duyurduğunu söyleyen Türkoğlu, bunun sebebinin müdahale ekiplerinin hızlı şekilde bölgeye intikal etmesini sağlamak olduğunu anlattı.
Türkoğlu, deprem verilerinin Türkiye'de bulunan 1187 istasyondan geldiğini aktararak, şunları söyledi:
"Avrupa'nın en büyük deprem gözlem ağına sahibiz. Deprem istasyonlarından gelen verilerimiz hız ve ivme olarak ayrılıyor. Depremin derinliğini, yerini, büyüklüğünü veren parametreleri hız istasyonlarıyla ölçüyoruz. İvme istasyonları da aslında herkesin bildiği Türkiye Tehlike Haritası'nın altlıklarını oluşturan veriler. Hepsi bu merkez tarafından analiz ediliyor."
Daha ayrıntılı ve daha çok veri ile depremlerin revize çözümlerinin yapıldığını dile getiren Türkoğlu, "Yani bir depremin büyüklüğü, yeri, bazen derinliği değişebilir. Dünyadaki ajanslarda da böyledir. USGS, ISC, EMSC gibi ajanslarda da depremlerin büyüklükleri, yeri, derinliği, gelen veriyle tekrar yapılan çözümlerle değişebilir. Bu tamamen bilimsel bir sonuçtur." dedi.
Türkoğlu, merkezde üretilen verilerin uluslararası kuruluşlarla ve akademisyenlerle paylaşıldığını belirterek, veri paylaşımının AFAD'ın internet sayfası üzerinden çeşitli kategoriler altında gerçekleştirildiğini ifade etti.
Yerli ve milli yazılımlar kullanılıyor
Merkezde kullanılan tüm yazılımların yerli ve milli olduğunu bildiren Türkoğlu, "Bu çok önemli. Yaklaşık 2 yıldır bu yazılımları kullanıyoruz. Sadece deprem analizi yaptığımız yazılımlar değil, arkasından ayrıntılı analizler yaptığımız ve kamuoyunu bilgilendirdiğimiz yazılımlarımız da yerli ve milli. Bu, merkez için de çok önemli." diye konuştu.
Türkoğlu, manuel çözümlemenin yanında otomatik çözümleme programlarının da bulunduğunu belirterek, ancak oradan alınan değeri hiçbir zaman servis etmediklerini, manuel çözüm sonuçlarını duyurduklarını anlattı.
Depremin büyüklüğünün, deprem odağından ortaya çıkan enerjinin büyüklüğü olduğunu bildiren Türkoğlu, bunun sadece deprem gözlemi yapan merkezler tarafından hesaplanabileceğini aktardı.
Bu hesaplamanın tek bir değer olduğunu dile getiren Türkoğlu, "Kamuoyunda insanların duyduğu değer, depremin büyüklüğü aslında. Depremin şiddeti ise onun doğa, insanlar, hayvanlar ve yapılar üzerindeki etkisini gösterir. Depremin şiddeti, benim bulunduğum noktayla başka bir nokta arasında farklılık gösterebilir." dedi.
"6 Şubat'tan sonra 56 bin artçı deprem çözdük"
Türkoğlu, Türkiye'nin geçen yıl 6 Şubat'ta ciddi depremler yaşadığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Bu merkezde aslında biz normalde yıllık ortalama 25 bin deprem çözüyoruz. Ama özellikle 6 Şubat'tan sonra 56 bin artçı deprem çözdük. Yılın başından beri yıllık 75 bin deprem çözdük. Bu ne demek? Tam 3 yıllık deprem sayısı kadar deprem çözmüşüz. Yani 3 yıllık iş yapmış bu merkez."