Barajlar dibi görmek üzere! Suyu arayan ülke
Ekim ayında yaz sıcaklarını yaşayan Türkiye'de kuraklık zilleri de çalmaya başladı. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir'deki barajların doluluk oranları gittikçe düşerken, beklenen yağışların gelmemesi endişe yaratıyor. Uzmanlar ise yerin üstü kadar altının da kuruduğunu belirtirken, acil önlem çağrısında bulunuyor.
Küresel iklim değişikliğine bağlı kuraklığın pençesindeki Türkiye'de; ekim ayının ilk yarısı biterken, sıcaklık değerleri yaz dönemini aratmıyor. Ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak ve beklenen yağışların gelmemesi, gözleri üç büyük kentteki barajların su seviyesine çevirdi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı son 6 aylık kuraklık tablosuna göre Trakya başta olmak üzere, Marmara ve Ege Bölgeleri adeta kuraklığın pençesinde boğuşurken, son üç aylık dönemde ise Ankara, Tekirdağ, Edirne, Çanakkale, Aydın, Muğla ve Uşak yağmura hasret kaldı.
İZMİR'DE SIKINTI BÜYÜK
Sonbahar yağışlarının gecikmesi nedeniyle İstanbul barajlarındaki su seviyesi yüzde 35'in altına inerken, Alibey, Istrancalar, Pabuçdere, Kazandere, Darlık ve Elmalı barajları neredeyse tamamen kurudu. Büyükçekmece Barajındaki su seviyesi ise yüzde 15'e geriledi. Ankara'daki barajların toplam doluluk oranı yüzde 35'e, aktif doluluk oranı ise yüzde 26.2 seviyesine düşerken, İzmir'deki tablo ise endişelere neden olmuş durumda. İzmir'de, Güzelhisar barajı dışındaki kaynaklar neredeyse tükenme noktasına gelirken, Balçova, Gördes, Tahtalı, Ürkmez ve Alaçatı barajlarındaki su seviyesi yüzde 15'in altına indi.
YERİN ALTI DA KURUYOR
Yaşanan tablonun endişe verici olduğunu belirten Su Politikaları Derneği Başkanı ve DSİ eski yöneticisi Dursun Yıldız, barajlardaki su oranı düştükçe yer altı sularından temin edileceğini ancak bu durumun Milli güvenlik sorunlarına bile yol açacağını belirtirken, "Büyükşehirlerimizin içme ve kullanma sularının ortalama yüzde 45’i yer altı sularından çekiliyor. Belediyeler tarafından çekilen toplam 6.7 milyar metreküp suyun yüzde 45.6'sı da kuyu ve kaynak suyu olarak yer altı suyundan temin ediliyor. Meriç-Ergene, Akarçay, Büyük Menderes, Konya Kapalı, Doğu Akdeniz ve Asi Havzaları yer altı suyu tahsis miktarları emniyetli rezerv ve beslenme miktarlarını aşmış durumda. Bu bölgelerde acil önlemler devreye girmelidir" uyarıları sıralandı.
SU TRANSFERİ YANLIŞ
"Yer altı sularımızın emniyetli rezervinin tespiti için daha detaylı çalışmalar yapılmalıdır" diyen Yıldız, bir diğer önemli sorunun da havzalar arası su transferi olduğuna değinerek şöyle konuştu: "Ülkemizde bazı akarsu havzalarında su ihtiyaçları, o havzadaki kaynakların potansiyelini aşmış durumda. DSİ verilerine göre ülkemizde yılda 2 milyar metreküp su havzalar arası transfer ediliyor. Buna ilave olarak 2,3 milyar metreküp suyun transfer projeleri de inşaat halinde. Ayrıca yılda yaklaşık 5 milyar metreküplük havzalar arası su transferi projeleri de ön inceleme, master plan ve planlama aşamasında. Bu durumda yıllık transfer edilecek su miktarı 10 milyar metreküp seviyesine çıkacak. Böylesi bir su yönetimi doğru ve sürdürülebilir değil."
ÜRETİM DÜŞEBİLİR
Prof. Dr. Levent Kurnaz (Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi-İklim Uzmanı)
"Havuz doldurma, halı yıkama, bahçe sulama, oto yıkama gibi uygulamaların son bulması gerekirken, kimse uyarılarımızı dikkate almıyor. İstanbul'a ne kadar yağmur yağarsa yağsın, kentteki barajların kapasitesi 7, 8 milyon kişiye yetecek düzeyde. Ülke genelinde ise en büyük sorunlardan biri akarsu yataklarında yaşanan ciddi kirlilik. Ergene, Büyük Menderes, Sakarya, Kızılırmak gibi neredeyse tüm su kaynakları belli oranlarda kirlenmiş durumda. Suyun yüzde 75'i tarımsal sulamada kullanılıyor. Kuraklık devam ederse gıda üretiminde de kriz yaşanır."
Kaynak: Web Özel