Yaya geçidi terörü devam ediyor...
Trafikte önceliğin yayalarda olduğunu gösteren 'yaya öncelikli yollar' son dönemde ölüm saçıyor. Sadece Temmuz ayında 6 kişi yaya yolunda araç çarpması sonucu feci şekilde hayatını kaybetti. Peki göz göre göre gelen bu kazalar neden önlenemiyor? Yaptırımlar, sürücüler için caydırıcı değil mi?
Trafik Kanunu'na göre, sürücüler yaya ve okul geçitlerinde yavaşlamak ve trafik ışıklarının olmadığı yerlerde, yani yaya öncelikli yollarda geçiş hakkı tanımak zorunda. Özellikle son yıllarda bu kurala riayet edilmesi için, üç boyutlu yaya geçidi uygulaması bile başlatıldı.
Ardından trafikte önceliğin yayalarda olduğunu belirten 'kırmızı çizgimizi çekiyoruz' uygulamasıyla farkındalık yaratılmaya çalışıldı. Yaya yolunca öncelik vermediği tespit edilmesi halinde 652 TL para cezası kesilen bu kural, sürücülerin çok büyük bir kısmı için sadece beyaz çizgilerden ibaret.
Bunu sadece son bir ayda yaşanan ölümlü-yaralanmalı kazalar da bile görebiliyoruz.
- 6 Temmuz: Isparta'da Ahmet Bektaş Ö.'nün kullandığı motosiklet, yaya geçidinden geçmeye çalışan Mehmet ve Kıymet Saraç çiftine çarptı. Yaşlı çift öldü.
- 21 Temmuz: Adana'da yine yaya geçidinden geçerken otomobilin çarptığı Özlem Dönmez (22), yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Gözaltına alınan sürücünün serbest bırakıldı.
- 22 Temmuz: Rize'nin İyidere ilçesi'nde yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışan Seher Temur'a araba çarptı. Genç kız, tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
- 22 Temmuz: Antalya'nın Finike ilçesinde otomobil, yaya geçidinden yolun karşısına geçmek isteyen Ayşe Aloğlu (75), Fatma Keçekülah (63) ile Zekiye Kayabaş'a (64) çarptı. 3 kadın da çarpmanın şiddetiyle yola savruldu. Feci şekilde hayatlarını kaybettiler.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı verilerine göre, trafik kazalarına neden olan unsurlarda sürücü kusurları arasında yer alan, 'yaya ve okul geçitlerinde yavaşlamamak ve yayalara geçiş hakkı vermek kuralına uyulmaması' nedeniyle 2017 yılında 993, 2018 yılında bin 305, 'Yaya öncelikli yıl' ilan edilen 2019 yılında 2 bin 311, 2020 yılında bin 487, 2021 yılında 2 bin 147 ve 2022 yılının ilk 6 ayında ise bin 524 ölümlü-yaralanmalı kaza yaşandı.
Türkiye'nin pek çok yerinde sürücüler yaya geçidini yayanın yolu olarak görmüyor. İçişleri Bakanlığı son yıllarda bu konuda farkındalık yaratmaya çalışsa da 'acelesi olan' şoförler yayaların hakkını hiçe sayıyor. İstanbul'un bazı noktalarında görüntü şöyle🚷 @c_aslan34'ün haberi pic.twitter.com/66YtNAwd45
— Haber Global (@HaberGlobal) June 22, 2022
Peki göz göre göre gelen bu kazaları neden önleyemiyoruz? Bu kazalar nasıl bitecek, ne yapılmalı?
Ulaştırma profesörü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, yaya öncelikli yolun Trafik Kanunu'yla birlikte geçerli olduğunu belirterek, farkındalık yaratmak için defalarca kampanyalar düzenlendiğini söyledi.
"YAPTIRIM KORKUSU YOK..."
Türkiye'de son 10 yılın trafik kazalarının yüzde 90'ının nedenini sürücü hatalarına bağlı olduğunu söyleyen Ilıcalı, "Burada esas olay, bu kadar insan hatasının en önemli nedeni trafikte kalıcı bilinç ve buna yönelik eğitimlerin verilememesi. Bu eğitimler okul öncesinde başlamamış. Sürücü kursunda öğreniriz diye bekliyoruz. Kurslara da rağbet yok ki" diyor.
Türkiye'de trafik kültürünün oluşmamasının insanları bu kadar rahat serbest hareket ettirdiğine dikkat çeken Ilıcalı, "Türkiye kabadayılık, drift atmak, arabadan ayağını çıkarmak umursanmıyor. Avrupa'da en küçük emniyet şeridi ihlali yapıldığında bile ayıplama var" dedi.
Ilıcalı, mevcut ceza sisteminin de yetersiz olduğunu söyleyerek, "Yaya geçidinde önceliğe uymayanlara bir yaptırım yok, mesela hapis veya ehliyeti alma gibi. Cezaların tekrarında müeyyideler var, ama caydırıcı değil" şeklinde konuştu.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı ve trafik psikoloğu olan Prof. Dr. Yeşim Yasak, toplumda yol verme gibi bir alışkanlık ve kültürünün oluşamadığını belirtti. Sürücülerin denetlenmeme ve ceza almama duygusuyla hareket ederek neredeyse aracı yayaların üzerine sürebildiğini aktaran Yasak, " 'Eğer ben yaya geçidinde yaklaşınca duraksarsam arkamdaki araba gelir çarpar. Bu yüzden yayanın üzerine sürerim' düşüncesi mevcut" diye konuştu.
"YAYA BİR ENGEL OLARAK GÖRÜLÜYOR"
Şehir içi ve ara yollardaki genişliğin sürücü de "Bu geniş bir yol, hızlı gidebilirim" algısı oluşturabildiğini söyleyen Yasak, "Kişi bu algı ile beslendiği için sürücülük davranışı yavaşlayamıyor. Ülkemizde her yol arabalar için, sürücü yayayı bir engel olarak görüyor" diyor.
Araç hakimiyeti, araç egemen bir trafik durumu ortaya çıktığını vurgulayan Yasak, şöyle devam etti: "Sürücü, bu kadar geniş yolda araç kullanırken yaya yaklaşınca durmak, yol vermek ona mantıklı gelmiyor."
*Yukarıdaki derlemede yer alan bilgilerin önemli bir bölümü, 6 Ekim 2021'de haberglobal.com.tr'de Cihat Aslan imzası ile yer alan 'Yaya geçidi kültürünü neden ısrarla öğrenmiyoruz?' başlığıyla yayınlanan makaleden alınmıştır.
Kaynak: Web Özel