Portakal ve mandalinanın meğerse zararı da varmış
C vitamini deposu olan portakal ve mandalinanın faydaları saymakla bitmez. Ancak nadiren de olsa bir zararı da var. Özellikle reflü hastalığından muzdarip olanların mutlaka bilmesi gerekiyor.
Reflü hastalığının mide içeriğindeki asidik özellikteki sıvının yemek borusuna kaçması sonucu genellikle göğsün orta bölgesinde ortaya çıkan yanma, ağrı, dolgunluk hissi ve ağza acı su gelmesi şikâyetleri ile başlayan, sık görülen bir rahatsızlık olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Kocaman, uyarılarda bulundu.
Reflüde bulguların sadece yemek borusu ile sınırlı olmayabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Orhan Kocaman, hastaların aynı zamanda kulak burun boğaz ve solunum sistemleri ile ilgili ses kısıklığı, kronik farenjit, astım ve nadiren zatürre (pnömoni) gibi sıra dışı rahatsızlıklarla da hekime başvurabileceğini ifade etti.
Reflü hastalığının sebebinin net olarak aydınlatılamasa da birçok faktörün reflü hastalığı oluşumunda rol oynadığının düşünüldüğünü belirten Prof. Dr. Orhan Kocaman, şu bilgileri paylaştı:
“Özellikle yemek sonrası ortaya çıkan ve şikâyete sebep olmayan fizyolojik reflünün hastalık haline dönüşmesinde en önemli engelleyici unsur, yemek borusu ile mide arasında bulunan ve ‘alt özofagus sfinkteri’ diye isimlendirilen kapakçığın varlığıdır. Bu kapakçıkta ortaya çıkan fonksiyonel ve yapısal bir bozukluk reflü hastalığının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Reflü hastalığının oluşumunda ikinci önemli etken ise anormal yemek borusu hareketleridir. Yemek borusuna kaçan mide içeriğinin uygun şekilde tekrar mideye gönderilebilmesi için yemek borusu hareketlerinin normal ve bozulmamış olması gerekir. Eğer uygun temizleme gerçekleştirilemezse, mide içeriğinde bulunan asidik ya da alkali içerikler yemek borusu duvarında hasar oluşturarak reflü hastalığına sebep olabilir. Yemek borusunun temizlenmesinde rol oynayan bir diğer önemli etken tükürük salgısıdır. Reflü içeriğinin tükürük salgısı ile etkisiz hale getirilmesi, reflü hastalığının engellenmesinde önemli fonksiyon görür. Reflü hastalığının oluşumunda önemli diğer bir faktör ise, mide boşalım kusurlarıyla ilgili olup özellikle ileri yaş grubunda kanser gibi rahatsızlıklara bağlı olarak ortaya çıkar.”
Reflü hastalığında beslenme düzeninde yapılan değişikliklerden beklenen yararın yüzde 15-20 civarında olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kocaman, “Bu değişikliklerin uygulanması sürecinde hastanın hayat kalitesinin bozulmamasına dikkat edilmelidir. Beslenme noktasında reflüyü artıran yiyeceklerden sakınmalı ve bu amaçla alkol, çikolata ve yağlı yiyecekler sınırlandırılmalı ya da kesilmelidir. Göğüsteki yanmayı tetikleyebilecek turunçgiller (portakal, mandalina, greyfurt ve limon), karbonatlı içecekler ve baharatların tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bunun dışında kahve ve çay tüketimi de bazı kişilerde reflüyü tetikleyebilir. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçışını engelleyecek veya azaltacak kilo verme, sigarayı bırakma, yatak başının yükseltilmesi ve yemekten sonraki 2-3 saat içinde uzanmama gibi davranış ve durum değişiklikleri benimsenmelidir" diye konuştu.