Koskoca İstanbul'un neyi meşhur? | Kağıt üzerinde sadece üç ürünü...
Türkiye'de coğrafi işaretli ürünlere sahip şehirler arasında İstanbul ihmal edilmiş durumda... Binlerce yıllık geçmişe sahip İstanbul'un Türk Patent Kurumu'nda sadece üç ürünü coğrafi tescilli. İstanbul nasıl bu kadar geride kaldı? Coğrafi işareti olmayan ancak İstanbul'a has hangi ürünler var?
Türkiye'de bütün yerleşim yerleri, şehirler kültürleriyle, tarihleriyle ve lezzetleri ile övünür. Bu lezzetler o bölgeye has ve literatüre geçebilmek için çeşitli kalite onaylarını almaları gerekiyor. Bunun için Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurarak söz konusu ürünün coğrafi işareti alınıp tescili yapılmalı.
Tescili yapılacak olan ürün, çok taklit edildiği için tescil alınması ile özgünlüğü ve benzerlerine göre ayırt edici özelliği korunuyor. Böylece ürün haksız rekabete karşı da korunuyor. Yani, örneğin Antalya'ya coğrafi tescilli Finike Portakalı, bu isim altında başka şehirde satılamıyor.
Türkiye'de coğrafi işaretli ürünler arasında baklavası ile ünlü Gaziantep 98 ürün ile ilk sırada yer alıyor. Gaziantep'i 61 ürünle Konya izlerken, Diyarbakır ise 47 coğrafi işaretli ürünle üçüncü sırada bulunuyor. Coğrafi tescilli ürünü en az olan şehirler sıralamasında ise Karaman bir ürünle ilk sırada, ardından iki ürünle Batman ve Ağrı geliyor. Bu illeri sadece üç ürünle Osmaniye, Kırıkkale, Şırnak, Bingöl, Muş ve İstanbul izliyor.
16 milyonluk İstanbul'un Türk Patent ve Marka Kurumu'na tescilli sadece üç ürünü var. Bunlar Şile bezi, Şile Kestane Balı ve Silivri Yoğurdu.
- Bir ürün nasıl coğrafi işaret alabilir? Şartları neler?
- İstanbul gibi üç imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehir ürünlerini tescil ettirmekte nasıl böyle geride kaldı?
- İstanbul'da coğrafi işaretli olmayan, ancak bölgeye özgü hangi ürünler var?
ÇENGELKÖY HIYARI, KANLICA YOĞURDU, BOĞAZ LÜFERİ
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı Başkanı Yavuz Tekelioğlu, bir ürünün coğrafi işaret alma sürecini, "Coğrafi işaret alacak ürünün yıllardır üretilmesi, satıcısının ve alıcısının olması lazım. Ürün işaretleneceği bölgenin ünlenmiş ismiyle çağrılan ürünü demek. Antep baklavası, Çorum leblebisi gibi... Yer adı olmadan coğrafi işaret olmaz" ifadeleriyle anlatıyor.
İstanbul'un coğrafi işaret potansiyeli en yüksek şehir olduğunu söyleyen Tekelioğlu, şehrin gastronomisi itibarıyla üç imparatorluğa başkentlik yaptığını belirtiyor. Tekelioğlu, "İstanbul coğrafi işaret tescili en az şehirlerimizden. Saray mutfağı dahil binlerce ürünü vardır. Ama ihmal edilmiş. Sadece üç tescil var" dedi.
Sadece ürünün coğrafi tescilinin alınmasıyla işin bitmediğini ifade eden Tekelioğlu, şöyle devam etti: "Coğrafi işaret denetimi yapılmıyorsa o zaman bir anlam taşımıyor. Denetimler olmazsa verilen tesciller katma değer taşımaz. İstanbul'un coğrafi işaret alabilecek tescilleri var; bu kapsamda zengin önemli bir şehir. Mesela, Boğaz Lüferi, Çengelköy Hıyarı, Kanlıca Yoğurdu gibi..."
Beşiktaş'ta konuştuğumuz balıkçılar da Boğaz Lüferi'nin artık coğrafi tescilinin alınması gerektiğini söylüyor. Boğaz Lüferi'nin sadece İstanbul'a özgü olduğunu belirten balıkçı esnafı, "Bu balığın tescillenmese de İstanbul'a, Boğaz'a has olduğu biliniyor. Lüfer Marmara'da olur, boğazda olur ve İstanbul'un balığı olduğu şehirdekiler tarafından bilinir" ifadelerini kullandı.
İstanbul Su Ürünleri Kooperatifi Merkez Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, Türkiye'nin her tarafında lüfer olmasına rağmen, 'Boğaz'ın lüferi' tanımının çok farklı olduğunu söylüyor. Boğaz Lüferi'nin coğrafi işaretli ürün olmasına az bir süre kaldığını söyleyen Kartal, "Lüfer, Osmanlı'dan beri İstanbul Boğazı ile özdeşleştiriliyor. Coğrafi işaret alması için başvurularımız var, son aşamada" dedi.
'YÖRE MUTFAKLARI KAYBOLUYOR...'
İstanbul'un yoğurduyla ünlü bir diğer bölgesi ise Kanlıca... Beykoz Kanlıca'da yoğurt üreticiliği yapan Uğur Özdemir, 1522 yılında saray mutfağına giren ve İstanbulla özdeşleşen Kanlıca Yoğurdu'nun coğrafi işaret alması için yerel mülki amirlerle konuştuklarını söylüyor.
Özdemir, "Bireysel olarak biz hareket edemiyoruz tabii. Fiilen Kanlıca Yoğurdu üretimi yapan zaten iki kişi kaldık. Şu an Tuzla'da da, Kanlıca Yoğurdu adı altında yoğurt üretiliyor. Coğrafi işaret alsak belki üretimi yasaklanırdı. Coğrafi işaret alınsa kurtarılır. Ancak bu yoğurdun ismi zaten Kanlıca Yoğurdu nereye ait olduğunu söylemeye gerek yok" diye konuştu.
'Türk Mutfak Kültürü Mirası' kitabının yazarı Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Samancı ise İstanbul'da coğrafi işaret alınması ile ilgili dosya hazırlanmadığını aktardı.
Samancı şöyle devam etti: "İstanbul mutfağı aynı zamanda geçmişten gelen tüm renkleriyle geleneksel Türk mutfağını da temsil ettiği için çok büyük bir havuz. O büyük havuzun içinde kayboluyor. 1950'lerden itibaren yöre mutfakları ile çok değişen bir mutfak. O yüzden insanların kafası karışıyor. İstanbul bu konuda ihmal edilmiş gibi gözüküyor."
Kaynak: Web Özel