İstanbul denizden ne zaman böyle uzaklaştı? 'Yaz geldi mi bütün Türkiye plajlar şehri İstanbul’a akın etmektedir...'
Türk toplumu tarihte denize girmeye mesafeliyken bu davranış 20. yüzyılın başında değişiyor. İstanbul birbirinden ünlü plajları ile yazları hınca hınç dolarken insanların İstanbul'a denize girmeye geldiği halden, İstanbulluların denize girmek için İstanbul'dan çıktığı bir hale nasıl gelindi?
İstanbul dünyanın en ünlü şehirlerinden biri. İmparatorluklara başkentlik yapmış olan bu aziz kentin en büyük özelliklerinden biri içinden deniz geçiyor olması. Marmara Denizi, Türkiye’nin en kirli denizi, geçen yıl müsilaj ve önceki yıl bol bol atıklar ile gündeme gelmişti. Özellikle Kocaeli havzasındaki sanayi tesislerinin derelere akıttığı, derelerden de Marmara’ya karışan pislikler İstanbul’da yıllardır denize girilmesinin önündeki en büyük engel.
20 Mayıs 2022 tarihinde Mavi Bayrak Ödüllü plajların lansmanı yapıldı. Buna göre Türkiye 531 plaj, 24 marina, 5 bireysel yat ve 15 turizm teknesi ile Mavi Bayrak almaya hak kazanırken, dünyada en fazla Mavi Bayrak’a sahip üçüncü ülke oldu.
Her tarafı denizlerle çevrili megakent İstanbul’da ise Mavi Bayrak’a sahip plaj sayısı iki. Bu plajların biri özel tesise ait, diğeri ise bir kadınlar plajı. Peki İstanbul hep böyle miydi? Yeşilköy, Florya, Tarabya, Bebek, Sarıyer insanların böyle güzel bir sahil şeridine sahip kentte denize girme kültürleri ne zaman kayboldu?
Kültür Bakanlığı’nın 1950’li yıllarda “Boğazda gezinti ve Küçüksu Plajı” ismini verdiği kısa filmde İstanbul’un pek çok noktasından vatandaşların denize girebildiği görülüyor. Bülent Seç imzası taşıyan filmde “Yaz geldi mi bütün Türkiye plajlar şehri İstanbul’a akın etmektedir” ifadesi kullanılmakta.
İstanbul Valiliği’nin 2020 yılında açıkladığı listeye göre İstanbul’da tam 84 noktadan güvenli bir şekilde denize girilebiliyor. 2017 yılında 64, 2018 yılında 91, 2019 yılında da 69 vatandaş denize girilmesi yasak olan noktalardan suya girdikleri için yaşamlarını yitirdiler.
Bugünkü denize kıyısı olan büyük kentlerde denize girme alışkanlığı 19. Yüzyılın ortalarına doğru yaygınlaşıyor. Bugün plaj ismini verdiğimiz mekanlara o yıllarda ‘deniz hamamları’ adı veriliyordu.
İSTANBULLU DENİZE NASIL ALIŞTI?
Deniz Sefası, Deniz Hamamından Plaja Nostalji sergisinin küratörü Profesör Doktor Zafer Toprak, Bolşevik rejiminden sonra İstanbul’a gelen Beyaz Rusların, İstanbul’daki denize girme kültürüne etkisi olduğunu şu sözlerle aktarıyor:
Bolşevik Devrimi sonrası yurtlarını terk etmek zorunda olan beyaz Ruslar yığınsal olarak Türkiye’ye göç edip kıyılara yerleştiriliyorlar. Florya, Tuzla, Gelibolu sahilleri… Denize girmeye başlıyorlar ve İstanbul halkı şaşıp kalıyor insanların kendilerini denize atmalarına. Florya ünleniyor o tarihlerde. Bunda Gazi Mustafa Kemal’in büyük bir etkisi var. Gazi, burada 1935 yılında Florya Deniz Köşkü’nü yaptırıyor ve her yaz devleti oradan yönetiyor. Buranın halka açık bir plaj haline gelmesini istiyor ve Florya Plajı açılıyor. Atatürk halkla birlikte denize giriyor. Bu o dönemki rejimin ne kadar halkçı olduğunu da gösteren faktörlerden biridir.
Peki İstanbullu denizden ne zaman uzaklaştı? 1910’lu yılların ikinci yarısında başlayan ve 50’li yıllarca iyice yerini sağlamlaştıran denize girme kültürü 70’li yıllarla birlikte İstanbul’u terk etmiş. 50’li yılların ortasında yazları özellikle hafta sonu denize girmek öyle yaygınmış ki bunu bilen hırsızlar hafta sonları plajlarda dinlenen ailelerin evlerine girmeyi bir huy edinirlermiş.
İstanbulluların denizin tadını doyasıya çıkardıkları 50’li yıllara damgasını vurmuş İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay’ın bazı vatandaşların plajdaki taşkın davranışlardan rahatsız olduğunu şu sözlerle belirttiği rivayet edilir: Halk plaja akın etti, vatandaş denize giremiyor.
İSTANBUL'DA YAŞAYIP DENİZ GÖRMEYENLER VAR
Bugün şehrin büyümesi ve Marmara’nın kirlenmesi sonucunda İstanbul’da denize girmek son derece sınırlı bir şekilde devam ediyor. 15 milyonu aşkın nüfuslu bu metropolde bırakın denize girmeyi, denizi hiç görmemiş çok sayıda insan var. 2011 yılında Esenler Belediyesi tespit ettikleri deniz görmemiş aileleri deniz ile buluşturdu. Esenler sakinleri belediyenin araçları ile Kilyos’a götürülürken gördükleri mavi örtü karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Bu andan etkilenen Fransız fotoğrafçı Sophie Calle ise ‘Son Kez, İlk Kez’ adını verdiği sergisinde ilk kez deniz gören Esenler halkını fotoğrafladı. Semt sakinlerinden Remziye Kayan, “Hep filmlerde, dizilerde görür merak ederdim” derken, eşi Nihat Kayan, “Çocuklarım denize koşturarak atladı. Yüzme falan da bilmiyorlar” diyordu.
Kaynaklar: Mavi Bayrak Türkiye, İstanbul Valiliği, Setur, Tutku Değişim ve Zarafet-1950’li yıllarda İstanbul, Posta, haberglobal.com.tr
Kaynak: Web Özel